Fayda vermeyen pişmanlıklar...

106 4 0
                                    

Önyargı hayatın biz insanlara koyduğu en büyük engeldi. Aynı zamanda birazdan fazlaca işimizde geliyor bazı vakitlerde. Bunu inkar edemem.

Demem o ki arasını tutturmak şart bu işin. Önyargının ilk evresi sezgilerdir. Sezgilerine kulak ver ancak asla önyargıya dönüşmesine izin verme.
  
                       .....................

Burcu Karakaya:

Konuşmamız gece geç saatlere kadar devam etti. Ardından yarın kalkabilmek adına müsade isteyip kalkmışdım. Şu an Şebnem evde olan misafir odasını uyumam için hazırlıyordu.

Yastıģıda kılıflayıp yatağa bırakarak dikeldi en sonunda. Bana dönerek ansızın kocaman sarıldı.

"Bi türlü yapamadım bunu. İçimde kalmasın" diyince bende gülerek kollarımı onun beline sardım.

"Söylemediğin için teşekkür ederim!" Dedim bende karşılığında. Oda benden ayrılarak önemi yok der gibi elini salladı. Sonrada iyi geceler dileyerek çıktı odadan. Allahtan Güneş uyuyordu geldiğimden beridir. Yarın ona görünmeden gidebilirsem güzel olurdu harbiden.

Odaya göz gezdirdim öylesine.Çok güzel odaydı. Sade ve şık diyebileceğimiz türdendi. Milletin zevkide zevkdi yanlız. Benimki dümdüzdü. Elime ne geçerse o oluyordu kombinim falan.

Odada siyah ve beyaz hüküm sürüyodu. Boş vererek direkt yatağa yatıp uyudum.
                       .................

Uyandığımda saat yediye geliyodu. Yerimde dönerek uyumaya devam etmek geçiyordu içimden ancak olmadı bi türlü. Bi uyandımmı uyumam zor oluyordu.  Susadığım için mutfağa geçtim ve bardak aramaya koyuldum. Üst dolapları bir bir açarak en sonunda bulmuşdum.

Üst dolapda olduğu için ayak uçlarıma kakdım. Parmaklarım değiyodu ama tam yetişemiyodum. Lanet kısalık. Biraz daha böyle kalırsam nefessizlikten gidecektim obür tarafa. Birden arkamdan "Ne yapıyosun?" diyen Fatihle ani bi refleksle çığlık atacakken elini  arkadan ağzıma bastırdı ve kendine döndürdü hızla.

Tam gözlerinin içine bakıyodum. Elini ağzıma bastırmaya devam ediyordu. Çok yakındık. Tabiri yerinde yüzüm yüzüme gibi. Kalbim nedenini bilmediğim bir şekilde hızlı atıyodu. Çok çok hızlı. Gözlerimi kaçırdım. Bu neydi ki şimdi?  Neden böyle atıyordu kalbim? Neden hala gözlerine bakmak istiyorum? Sanırım iyi diyilim. Kafayı yedim desem yeridir.

Onunsa gözlerini hala üzerimde hiss ediyodum. Eli hala ağzımdayken "Ne yapıyosun?" diye sordu yine. Hey Allahım bu nasıl soru?  Bayno yapıyorum diyesim geldi birden bire. Eli ağzımda olmasa çenemi zaten tutamazdım. Gerçi Özlem olsa söylerdim oda ayrı konu.

Bunun yerine gözlerimi devirdim oda gülümsedi. Güldüğünde yanaklarında beliren gamzelere takıldım bi kaç saniye. Elini ağzımdan çekti en sonunda. Ve bir şey fark ettim geçte olsa. Aramızda yalnız onun eli vardı. Allahım sanırım ölücem.

"Su içicem izin verirsen"

Bir iki adım gerileyince dolaba döndüm. Ama hala tam aramda duruyodu. Ne duruyosun gitsene diye bağırma isteğimi zar zor bastırdım ve ayak uçlarıma yükseldim yeniden. Bardağa yetişmeye çalışdım. Ama olmadı. Vazgeçerek ayaklarımı indirdim. Birden belimden sarılan kollarla şoka uğramıştım. Beni hafifce kaldırdı Fatih. Hiç bir şey diyemiyordum. Ama kendimi zorlamam gerekti. Geldiğimiz konuma gerçekten anlam veremiyordum.

"Ne yapıyosun?"dedim şaşınca. Güldüğünü görür gibiyim.

"Bardak almana yardımcı oluyorum" dedi. Sanki kendisi alsa ölürdü. Bende çabucak bardağı aldım. Aldım ama indirmedi. Allahım zaten kalbim deli gibi atıyo buda sanki inadına yapıyor.

AŞK TESADÜFLERİ SEVER   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin