5. BÖLÜM

227 126 22
                                    

"Neyse herşeyi kafaya takıyorum ama bunu takmayacağım"dedim ve yola devam ettim. Ama takmamak çok mümkün değildi çünkü sevdiğim çocuğu ilk günden kendimden nefret ettirmeyi başarmıştım. 


Çok uykum gelmişti. Ama uyumak istemiyordum. Aklıma okuldan çıkıştaki esmer bomba geldi. Onu düşünürken uyuya kalmışım.

Karanlık bir yerdeydim. Zifiri karanlıktı her yer. Ayaktaydım, hiçbir yeri göremiyordum ve bu ister istemez beni ürkütüyordu. Sonra bir anda bir kapı açıldı ve içeri kaynağı belirsiz çok yoğun bir ışık girdi. Ben gözlerimi kamaştıran ışıkla anında gözlerimi yumup ellerimi gözüme siper ederken ışığın hala gözlerimi aldığını hissediyordum. Sanki gözlerimi yummam ya da ellerimi gözüme siper etmem bir işe yaramıyordu.

Işık demetinin biraz olsun yatışmasıyla ellerimi gözümden çekip gözlerimi kırpıştırarak araladım. Karşımdaki kişiyle gözlerim şokla açıldı. Kaşları çatık bugün çarptığım çocuk yani Arda  önümdeydi. Ve hiç de mutlu gözükmüyordu. Daha çok... Öfkeli gibiydi. Öfkeli ve katil gibi. Öldürecek miydi beni? Yok canım. Öldürmezdi herhalde.

Bir anda kendimi bir yatakta bağlı bulmamla ne olduğunu kavrayamazken jetonum düştü.

Rüya görüyordum!

Rüya olduğu bildiğim halde hala korkuyor ve uyanamıyordum ne yazık ki. Önümde hala o çocuk vardı. Bana doğru sert hatlarıyla yaklaşırken kalkıp kaçmak istiyordum ama hareket edemiyordum! Cidden ne olurdu sanki rüyasını kontrol edebilen insanlardan olsaydım? O bana iyice yaklaştığında sertçe yutkundum. Eli cebine giderken takip ettim onu. Cebinden çıkan gümüş şeyin ne olduğunu çözmeye çalışırken bir elini çekmesiyle  sivri, parlayan bıçakla karşılaştım! Ne yapacaktı onunla?

Ne o konuşuyordu, ne de ben. Şuan deli gibi çığlık atmalı, ondan kaçmalıydım! O üzerime iyice abanırken korkuyla izliyordum onu. Bıçak bana yaklaşırken sanki yeni fark etmiş gibi bir anda hareket edip ondan kurtulmaya çalıştım. Öyle güçlüydü ki benim onun üzerinde hiçbir takım olmuyordu. Bir kolunu üzerime bastırdı. Hareketlerim kesilmişti. Bıçağı boğazıma dayadığında rüya olmasına rağmen hissetmiştim sanki onun soğukluğunu ve keskinliğini...

Kafasını boynuma yaklaştırdı. Dudakları tam kulağımdaydı ve sıcak nefesini rahatlıkla hissediyordum.

Biçimli dudakları aralandı ve fısıldadı kulağıma, "Hesabını kesiyorum, bücür,"

Nefes nefese yatakta doğrulurken şokla gözlerimi kırpıştırıyordum. Rüyaydı. Ne demişti o? Tıpkı o gün omzuma çarpıp geçmeden önce dediği gibi...

'Hesabını keseceğim' demişti o zaman. Rüyamda ise 'hesabını kesiyorum...'

Ne yapacaktı Arda  bana
Hesabımi böyle mi kesecekti? Ben onu bu kadar çok severken o bana düşman gibi davranacakti.
Bu düşüncelerimden kurtulmaya çalışırken Elif ve Aysu yanıma geldiler.

Elif sordu "neden bu kadar dalgınsin? "

"Yok birşey" dedim.

Şimdi nedenini anlatsam umursamayacaklardi. Hatta dalga bile geçeceklerdi.

Daha fazla üzerime gelmesinler diye hicbirsey yokmuş gibi davramdim.

Allah'tan daha fazla üstelemediler.

Saate baktığımızda yemek saati gelmişti ve hep beraber yemekhaneye gittik. Aslında ben herşeyi onlarla birlikte yapmamaya çalışıyorum ama onlar durmadan yanıma geliyorlardi.

Yemeğimizi yedik ve odalara çıktık. Garip bir baş ağrısıyla uyudum.

Herzamanki gibi erkenden kalkip okula gittim. Okul bahçesinde aklıma yine Arda  geldi.

Acaba hesabımi bugün mü kesecekti? Biraz korkmaya başlamıştım .

Zil çaldı ve ağır adımlarla okula doğru ilerledim.

Son dersin bitmesine 10 dakika kala kafamı pencereden uzattım bir de ne olsun! Arda  bahçe kapısının orada durmuş bekliyordu. 

Sanırım o da bizim üniversitedeydi ama 2. senesiydi.

Ne yapacaktım şimdi? Okulun duvarından atlayıp kaçmak geldi aklıma ama olmazdı. Çünkü herkes bana bu kız mal mi ? Derdi.

Ne yapsamki diye düşünürken hoca bana döndü ve " dikkatini buraya ver Gizem başka şeylerle uğraşma " dedi. Dersi dinlermiş gibi yapıyordum ama aklım hâlâ ondaydi.

Okul hiç bitmesin istiyordum ama ne yazikki zil çaldı ve okul boşaldı. Ben ağır adımlarla yürüyordum görevliler haricinde en sona ben kalmıştım.

Orada dikilmiş beni bekliyordu. Hızlı adımlarla bahçeden çıkacaktım ki karşımada durdu ve " Nereye böyle bücür " dedi.
Kolumdan tuttu ve beni arabaya doğru sürükledi.

Çok hızlı gidiyordu bir uçurumun kenarina geldik. Iyice yaklasmistik ki ben daha fazLa dayanamayıp ağlamaya başladım. Resmen bir çocuk gibi görünüyordum.

Benim bu halimi görünce arabayı kenarı çekti bana su uzattı. Ne kadar da almak ist emesem de aldım yumuşak gibi görünüyordu ama bana karşı hâlâ sert ve kızgındi.

Aradan bir 10 dakika geçti.

Bana artık bücür diyip durmasin diye
"Adım Gizem artık bana bücür demezsen sevinirim" dedim.

Adının Arda olduğunu söyledi ki ben zaten bunu biliyordum. Ama hiç belli etmedim ve tanimiyormus gibi davramdim.

Yakışıklı ama ukala  Arda bey başka bir şey söylemedi.

Daha sonra beni okula geri bıraktı.

Neden böyle davranıyordu?

İnsanlarla düzgün bir ilişki kuramiyordu.

Belkide bana karşı böyle davranıyordur. Kendine hata yapan kişilerden hoşlanmıyordur.

Bunları düşünürken aynı zamanda ona kızıyor hakaretler ediyordum.

Belki de Uzay gerçekten haklıydı.

Sevgili okurlar vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenmissinizdir.
Sizleri çok seviyorum ♥

BEYAZ KARANFİL (Düzenlendi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin