Bölüm 4

97 6 4
                                        

Multi; Beyza ❤️

Birazcık daha sarıldım, duvar olmasada onun kadar sert bir bedene. Ne? Bir dakika. Beden mi dedim ben? Gözlerimi açıp sarıldığım bedene baktım. Uyuz Savaş'a bildiğiniz yapışmıştım. Savaş'tan hemen uzaklaştım. Bir insan uyurken bu kadar mı mükemmel olur? Ben uyurken bok gibiydim. Ama bu çocuk tek kelimeyle mükemmel. Sert yüz hatları uyurken bile onu sert biri yapsada, masum duruyordu. Hazır uyumuşken biraz seyretsem o da Wattpad hikayelerinde ki gibi izlendiğini farkedermiydi acaba? Farketmez diye düşünerek izledim. Şuan elimi saçlarına görürmemek için kendimle savaşıyordum. Çok yumuşak gözüküyordu. Tam dizine yatır, oyna modundaydı.

Kendine gel Sare.

Tekrar yastığa başımı koyup uyumak için sağa döndüm. Daha saat 05:30'du.

"Kalkın lan!" Bu İshak iyice rüyalarımada sert, sürekli bağıran biri olarak girmeyi başardı ya helal olsun.

"Evet kalkın! Hesap vereceksinizi lan bize. Bu hal ne? Bu ne hal? Ne bu hal? Ne hal bu? Hal ne bu? Hal bu ne?" Ersin'in fazla yakından gelen sesiyle gözlerimi araladım.

Rüyada değildim.

Savaş'ın çıplak göğsüyle karşılaşınca Ersinlerin neden bağırdığını anlamıştım. Ve hemen yıkama yağlamaya geçtim. "Oo, benim yakışıklı kardeşlerim. Uyandınız mı siz? Yakışıklılık uykusuna mı yattınız? Bu ne yakışıklılık? Normalde de yakışıklısınızda bugün daha bir ponçik, şeker, şirin, şebek, tatlı, minnoş, mükemmel olmuşsunuz. Siz şey yapın. Şey işte. Imm. Şey? Erkek erkeğe sohbet edin bende..." Yalandan esneyip, yan yana dizilen, İshak, Samet, Mert ve Serhat'a baktım. "Yatayım. Çok felaket uykum var. Gidip lavaboda yatayım. Neden lavabo? Çünkü, mesela nasıl Serhat gidip lavaboda saatlerce durup düşünüyorsa bende yatabilirim. Değil mi? Evet çok zekiyim biliyorum. Sizden almışım bu zekiliği-"

"Sus lan! Sus. Bir nefes al."

"La ben bu mekanda alsam alsam karbondioksit alırım. O da zararlı. O yüzden ben bahçeye çıkayım bir oksijenimi alıp geleyim. Beyne kan gitmesi lazım sonuçta. Kardeşiniz ölsün istemezsiniz değil mi?" dedim şirin olduğunu umduğum bir gülümseme suratıma yerleştirerek.

"Valla kardeşim nefessizlikten ölmeni asla istemeyiz değil mi?" Serhatlar da başını sallayınca numarımı yediklerini düşünüp sırıttım. "Çünkü ölümün bizim elimizde olacak!" İshak sesini yükseltince tırsmıştım. Evet. Numaramı yememişlerdi. Savaş'a bir şey söylemesi için döndüğümde uyuduğunu görüp, "Uyansana be!" diye cırladım. Bende cırlama konusunda Büşra'dan iyi olmasamda iyiydim.

Beyza kapıdan içeri girince içim umutla doldu. Benim için İshak'ın önüne siper olsa, oh mis. "Ne oluyor ya sabah sabah?" dedi esneyerek.

"Onları bastık." dedi Ersin, ayakta korku dolu bakışlar atan beni ve hiçbir şey olmamış gibi yatan Savaş'ı göstererek. Kendimi kocasını aldatıpda basılan kadınlar gibi hissediyordum.

"Nasıl sevişmişler mi?!"

"Oha! Oha ama yani Beyza. Ne yaptın?" dedim. Erkeklerin ise yüzü bir ton daha morarmıştı. "Sevişmedik. Sadece beraber uyuya kalmışız. Sabahda onu gördüler." Sesimi alçaltarak, "Kurtar beni geri zekalı!" dedim. O da ağzını oynatarak, 'tamam' dedi.

"Ee ne var bunda? Alt tarafı masum bir uyku."

"Ne mi var Beyza? Ne yok?" dedi İshak sertçe. "B-beyza mı?" Oha! Resmen Beyza kekeledi. Kesin İshak'tan hoşlanıyor. Bende bence Esra Erol'un geninden vardı.

"Adın Beyza değil mi?"

"Adım Beyzamıymış benim? Hiç haberim yok valla." İshak başını yukarı kaldırıp, 'ya sabır' dedi. "Ben size çok önemli bir şey söyleceğim!" dedi bir an bağırarak Beyza.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUTSAK RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin