Güzel anılardan biride mart ayının sonlarına doğru oldu. doğum günümde...
Evden çıkıp durağa gidecektim yine ama evden çıktığımda meleğim gelmişti bile. Erken kalkıp o beni karşılamıştı bu sefer. Günaydın deyip öptü dudaklarımdan. Okula gitmeyelim bugün dedi. Beraber kahvaltı yaptık. Sonra onların site servisine inip gittik. 1 saatlik yolculuk o kadar kısa gelmişti ki. Sahile gittik yine. Ama başka bir yere. Onların sitelerinin girişinde indik. Gelen dolmuşlardan birine binip yakınlardaki başka bir siteye giden yola girdik. Nereye gittiğimiz bilmiyordum aslından. Sürpriz deyip durdu zaten. Yolda bir marketin önünde indik. Bekle dedi kendi içeri girip bir piknik sepetiyle çıktı. Hadi gidelim dedi. Yürümeye başladık. Birkaç sokak geçince aşağı sahile doğru inen bir yol gösterdi, oradan devam ettik. Ama araba falan giremez, tepeden taş basamaklarla aşağıya doğru indiğinizi düşünün. Tek sıra halinde. Birkaç kez düşme tehlikesi atlattık ama indik sonunda. Etrafı tepelerle çevrili bir koy, böcek sesleri, hafifçe kıyıya vuran dalgaların sesi, ağaçların hışırtısı ve gözünün alabildiği kadar mavilik.