Dalları önündeki duvarı aşıp kıyıda gölge yapmış tek bir ağaç vardı. zaten o koya sadece küçük bir tekne girebilirdi. O güzel ve özel bir yer. Örtü serildi, kek bisküvi tost içecek vs. konuldu, mart olmasına rağmen serindi hava. Sırtımızı duvara yasladık karşıya, denizi izlemeye başladık. " mutlu yıllar sevgilim" dedi. Nasıl mutlu olmayabilirdim? Huzurluydum, mutluydum, umutluydum, aşıktım.. " uzat bacaklarını" dedim. "ne?" dedi. " doğum günü çocuğuyum ben dediklerimi yap hadi" dedim. Şaşırmıştı uzattı bacaklarını, bende başımı koyup uzandım. " sana bir hediye aldım" dedi. Çantasından çıkardığı paketi, açtım; attila ilhan'ın kitabı. " ve oku bana" dedi saçlarıyla burnumu kaşındırırken. Okudum;
