5. Bölüm

107 3 1
                                    

Tesadüf ya da başka bir şey, yine aynı adamla binmişti asansöre. Bugün siyah, keten pantolonunu giymesine rağmen adamın bakışlarını hala üzerinde hissediyordu. Bu kez kalçalarına mı bakıyordu? Oruspu çocuğu!

“Bu kez oldukça genç bir sekreter almışlar işe. Okuyor musunuz?”

Bahar adamın yüzüne bakmasa da o pis sırıtışını görür gibiydi.

“Hı-hı.” diye cevap verdi sadece.

“Artık sekreterlerin görünüşlerine de önem veriyorlar sanırım. Son sekreterimizin manken gibi olduğuna bakılırsa…

Pislik herif! ‘Sekreterimiz’miş! Bok ‘senin sekreterin’!

İltifat ettiğini mi sanıyordu şimdi? Düpedüz tacizdi bu. Asansörden daha erken inmeyi düşündü ama düğmeye basmıştı bile çoktan.

“Hafta sonları çalışmıyorsunuz, değil mi?”

“Duruma göre.”

Aslında çalışmıyordu ama adama bunu söyleme niyetinde değildi.

“Umarım sizin gibi bir bayanı çok yormuyorlardır.”

Bahar yine cevap vermedi. Yüzünde tiksinen bir ifade olduğu gerçekti ama bu adamın pek umurunda gibi görünmüyordu.

Sekizinci kat ve dokuzuncu kat! Özgürlük!

Kapıların açılmasıyla yine afalladı. Yiğit tam karşısında duruyordu. İşe geç de kalmamıştı oysa. Yiğit’in bakışlarına bakılırsa gördüğü manzara onun da garibine gitmişti. Bahar tiksinen ifadesini silmemiş miydi yüzünden? Aceleyle elinden geldiği kadar gülümsemeye çalıştı.

“Bahar Hanım demek buradasınız, Selim Bey günaydın.”

“Günaydın Yiğit Bey.”

İki adamın selamlaşması hiç de samimi değildi.

“Bahar Hanım, nereye gidiyorsunuz?”

Bahar’ın bir haftalık iş deneyimine göre Yiğit kendisine sadece başkalarının yanındayken ve sinirliyken ‘Bahar Hanım’ diye sesleniyordu. Şu an pek sinirli gibi değildi en azından.

Kapının önünde sahte bir gülümsemeyle dikilmeye devam ediyordu. Kapının önünü kapattığı için Bahar hala asansörden çıkamamıştı ve her durumda şu herifin yanında durmak onu rahatsız ediyordu. Soru soran bakışlarını Yiğit’e çevirdi. Burası dokuzuncu kat değil miydi?

“Sizin yanınıza geliyordum Yiğit Bey.”

“Buraya kadar gelmene gerek yoktu.” Arada sırıtarak Selim Bey’e dönüyordu ama bakışlarının derinliklerindeki tehditkar ifadeyi adamın görüp görmediğini bilmiyordu. Selim Bey ise hiç rahatsızlık duymadan bu ikisi arasında geçen zorlama konuşmayı dinliyordu.

“Dışarda bir görüşmem var. Bu yüzden şirketten çıkacağız ama Selim Bey’i rahatsız etmeyip yandaki asansöre binsek daha iyi olur değil mi?

“Ah evet!” dedi Bahar uzun bir süre sonra rahat bir nefes almış gibi. Hızla asansörden çıkıp Yiğit’le diğer asansöre bindi.

Bir süre sessizlikten sonra Yiğit boğazını temizleyip sordu.

“o adamla ne yapıyordunuz?”

“Selim Bey’le mi?

“Evet.”

“Asansörde mi?”

“Evet.”

‘piç herif dokuz katı çıkana kadar gözlerini kıçımdan ayırmadı.’ diye içinden geçirdi Bahar ama bunu sesli ifade etmemeyi seçti. İyi bir izlenim bırakmayabilirdi.

“Şu an seninle- sizinle bu asansörde ne yapıyoruz?”

Hala sen-siz hitabında bocalıyordu. Patronunun genç olmasından kaynaklandığını düşündü ama yine de bu hoş değildi. Yine ki Yiğit buna henüz müdahale etmemişti.

“Hiçbir şey.” dedi Bahar’ın bocalamasını duymazdan gelerek.

“Onunla da hiçbir şey yapmıyorduk. Katlar arasında geçiş yapmak için aynı yolu kullanmaktan başka. Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsunuz?”

Dönüp Yiğit’e baktı. Ona bakmak için başını hafifçe kaldırması gerekiyordu. Hele bu kadar yakınındayken daha da uzun görünüyordu.

“Hayır elbette.” Yiğit’in yanlış anlaşılmaktan rahatsız olmuş bir hali vardı. Bahar, gözlerini onun üzerine dikmişken daha da huzursuz hissetti kendisini. “Yani bir şey yaptığınızı söylemiyorum ama yüz ifaden halinden memnun değil gibiydi.”

Yarı endişeli bakışlarını Bahar’a yöneltince Bahar başını öne çevirdi tekrar.

“Sorun yok, kendim halledebilirim.”

“Bir şey var yani?”

“Sorun yok dedim. Üstesinden gelemeyeceğim bir durum değil. Büyük bir şehirde tek başına yaşayan bir genç kızsanız böyle şeylere alışık olmalısınız.”

Zemin katta duran asansörün açılan kapısından dışarı çıktılar.

“Bu arada hangi görüşmeden bahsediyordunuz? Programda bu sabah boş görünüyordu hatırladığım kadarıyla.”

“Ah onu mu diyorsun? Görüşme yok. Sadece acıktım. Kahvaltı yapmaya gidiyoruz.”

SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin