13. Bölüm

68 3 2
                                    

Bu bölümlük küçük bir değişiklik yaparak bölümü @ruzgarladans kullanıcısına ithaf ediyorum. Hikayemin çok fazla okunmasını ve yorum almasını çok umursamıyorum çünkü daha çok kendim için yazıyorum bunu. Ama okuyucularımın kendilerini arada göstermesi hiç de fena olmayabilir motivasyon açısından :) @ruzgarladans tekrar teşekkür ederim yorumların ve bölümlerin geç gelmesine rağmen tükenmeyen sabrın için.


"Neredeymiş seminer?"

Bahar limonata bardağını tekrar aldı eline. Sehpanın üzerinde üçüncü bardak izi oluştu.

"Mersin'de. Asıl saçma olan oraya kadar otobüsle gidecek olmamız. Nasıl geçecek yolculuk bilmiyorum. Bilirsin çok fena yol tutar beni."

"E sen de uçak bileti al o zaman. Ayrı gidiver gruptan. Ne olacak ki?"

"Onu ben de sordum ama saçma sapan bahaneler söylediler. Gitsem bile belli ki surat asacaklar."

Bahar, bardağını eski yerine tekrar koyup saçlarını açtı. Lastik tokayı bileğine geçirip dağılan kahverengi saçlarını tepesinde tekrar toplamaya koyuldu.

"Kaç gün sürecek bu seminer bozuntusu."

"Beş gün." dedi Ceren şikayetçi bir şekilde.

"Sınıfın ne olacak? Yardımcın da seninle beraber gelmiyor mu?"

"Bu hafta tatil olacak. Veliler şikayetçi tabi. Sonuçta bakıcı olarak görüyorlar anaokulunu. Hepsinin eli ayağına dolaştı ama yapacak bir şey yok. 'Size daha iyi bir hizmet sunabilmek için bu semineri takip etmemiz gerekiyor efendim. Üzgünüz.'"

Son kısmı incelttiği sesiyle düz tonda söylemesi Bahar'ı güldürdü.

"Beş gün demek..." sayıklar gibi tekrar etti. "Buralar sessiz olacak o zaman."

"Aaah!..." Ceren iki elini birleştirip şefkatle Bahar'a baktı. "Bensizliğe alışık değilsin. Özleyeceksiz biliyorum."

"Yoo, ben de bir nevi tatil yapmış olacağım." Pis bir sırıtışla Ceren'e baktı. Ceren ise kendi bardağındaki limonatayı içerken gözlerini devirmekle meşguldü.

"Tabiki özleyeceğim aptal." dedi Bahar gülümseyerek. Bir yandan da Ceren'in dizine vurarak onun gönlünü almaya çalışıyordu.

**

Yine yağmurlu bir yaz akşamı Bahar elinde bir dolu dosyayla çıktı otelden. Bu kez elindekiler şikayet mektupları ve mailleriydi. Aradan kayda değer bir şey çıkana kadar bu çöp yığınını inceleyecekti. Yağmur hafifçe atıştırmaya başlamıştı, art arda çakan şimşekler de daha büyük bir yağmurun geleceğinin habercisiydi. Bahar evden çıkarken şemsiye almadığına pişman oldu bir an. En azından eve gidene kadar yağmurun şiddetlenmemesini umdu.

Durağa yönelmişken önü siyah bir araba tarafından kesildi. Bunun kim olduğunu anlamak zor değildi. Cihan içerden göz kırptı ona. Yolcu kapısını açarak Bahar'ın arabaya binmesini bekledi. Fazla tereddüt etmeden arabaya geçti Bahar.

"Güzel tesadüf değil mi?" dedi Cihan gözünü yola çevirmiş ana yola çıkarken. Selim beyle evinin önünde karşılaştığından beri tesadüfler hakkında fazla emin olamıyordu Bahar. Eğer bu tesadüfse hiç fena değildi tabi. Tesadüf değilse daha hoştu belki.

"Çok şanslıyım." dedi Bahar dizinin üzerindeki dosyaları toparlamaya çalışırken.

"Ben daha şanslıyım bence."

Bahar dönüp yüzünü inceledi Cihan'ın. Karanlıktan tüm ayrıntıları seçemiyordu ama yakışıklı olduğu su götürmez bir gerçekti. Mavi gözleri dikkatle yola bakıyordu. Sert çenesi huzurlu bir gülümsemeyle yumuşamıştı.

SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin