"Sence bu elbise nasıl?" dedim aynanın karşısında dönerek Lale'ye baktım. Bu sabah annemin haberini duyunca ışık hızıyla hazırlanmaya başlamıştım.
Lale, omuz silkerek yorgun ve bıkmış bir ifadeyle bana baktı.
Şimdiye kadar kaç elbise değiştirdiğimin farkında bile değildim. Ve artık Lale'den çok ben pes etmek üzereydim. Alt tarafı bir yemek değil mi? Ama konu Savaşsa beynimin tüm devreleri kapanıyordu.
Giydiğim şu son elbiseye tekrar baktım. Kan kırmızı renginde saten elbiseydi ve bedenime tam oturmuş, belimi incecik göstermişti.
Lale'nin bıkkın suratı bir an da yok olup yerine şaşırmış bakışlar gelmişti.
"Aaa?! Çok güzelsin" dedi neşeyle etrafımda dolanarak.
"Ama ben pek emin değilim" diye surat astım.
Lale "Aklını kaçırdın galiba kendine bir baksana? Herkesi büyüleyeceksin. Keşke bende büyüsem" diye iç çekerek yatağına yayıldı.
Lale'ye dönerek
"Büyük olmak o kadar da güzel bir şey değil küçük hanım," diye akıl verir gibi konuştum.
"Ama güzelleştirmekte senin elinde, kendini hep üzersen tabiki şikayet edersin," dedi.
Resmen ağzım açık, kendimden yedi yaş küçük kardeşimin bana nasihatlar vermesini izliyordum.
Aslında bir yandan doğru söylüyordu. Mutlu olmam benim elimdeydi. Savaşı geri kazanmam sadece benim elimdeydi.
Makyajımı ve son hazırlıklarımı yaptıktan sonra tekrar Lale'ye baktım.
"Şimdi nasılım?" dedim etrafımda dönerek.
"Tam bir prensese benziyorsun" dedi ve bana büyülenmiş gibi baktı.
Yüzümü buruşturarak "Prenses mi? Bu isim bana pek uymadı. Bilirsin kötü kızlar hiç bir zaman prenses olamaz"
"Hmm...o zaman sende cadı ol"
"Ama cadı olursam prensi mi nasıl bulacağım?" Diye sordum. Prenses olarak kimi kast ettiğimi çok iyi biliyor sunuz, o yüzden sormayın.
Bir kaç saniye düşündükten sonra
"Çok basit, büyü yaparak" diye işaret parmağını çözüm bulmuş gibi yükseltti.
Büyü değil de kötülük yapmak daha iyi.
"Bence artık prens cadını sevmeli, eski hikayeler mazide kaldı"
"Hmm...Aslında doğru söylüyorsun..."
"Düşünsene Prens cadını severse prensese ne olur" dedi gözlerini iri iri açmış bir şekilde etrafımda dolaştı. Herşeyi çizgi film karakterlerine bağlayan Lale, şimdide benim hayatımı bir hikayeye dönüştüyordu.
Ona soran bakışlarla bakarak
"Bilmem yalnızlıktan geberir herhalde" inşallah geberir diye iç geçirdim.
Lale kahkaha atarak
"Çok acımasız cadısın, senin gibi kötü karakter görmedim ben"
İyi ve kötü olmak arasında biz çizgideydim ben. Hangi tarafa gideceğimi ben değil bana dokunan her kimse onlar karar verecekti.
Lale'nin kurduğu hayalin devamını getirmek istediğim o an da bunun o kadar da iyi bir fikir olmadığına karar verdim.
Gözlerimi kapatıp tekrar açtığımda aynanın karşısında kendi zerafetimi izleyerek.
"Evet nerede kalmıştık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK UĞRUNA #PoisonPen #BBbenikeşfet
Dla nastolatkówİki yakın arkadaş. İki kötü arkadaş. Onları kendilerinden başka anlayan yoktu. Sınıfın en kötü erkeği Savaş Atahan Sınıfın en kötü kızı Leyla Ateş Ama kurallar değişmeğe başladı. Biri arkadaştan öte diğeri başkasına aşık olduğunu anladı. Bu iki arka...
