BÖLÜM-5

36 4 1
                                    

Multi : Mertcimcim <3 *-*

*******

Dolan gözlerimle sesin geldiği yere doğru baktım. Kim olduklarını anımsayamamıştım. Açıkçası su an kim olduklarını umursamiyordum. Tek isteğim bileklerimi morartacak şekilde tutan bu cocuktan kurtulmaktı. Çekmeye çalışıyordum fakat gücüm yetmiyordu. Her ne kadar sevmesem de Vusat kaslı çocuktu yani simdi Allah var. Durduk yere yalan söyleyip carpilmaya gerek yok değil mi ?

Vusat'ın sesiyle yüzümü gelenlere doğru çevirdim.

- Ooovv bakın kimler burada. Mert'in sürüsü de burdaymis.
Bunlar parkta gördüğüm çocuklardı. Gözlerim istemsizce Mert'i aradı. Göremeyince hayal kırıklığına uğramıştım. Neden Mert'i arıyordum ki ? O olsa ne değişecekti ? Bugüne kadar tek basıma halledebildiysem bundan sonra da yapabilirdim. Neden daha hic tanımadığım birini arıyordu gözlerim ?

Kendime verdiğim gazdan sonra -ya da Vusat'in benle ilgilenmediğini farkettigim için de olabilir. Çok da karıştırmamak lazım.- Vusat'ın kıymetlisine tekmemi geçirdim. Bu hareketimden sonra beni bırakmak zorunda kalmıştı. Çünkü elini kıymetlisine doğru götürdü. Onun bu haline karşılık sırıttım. Mert'in grubundakiler de yanımıza gelmişti. Onlar da Vusat'in bu haline kısa bi sure guldukten sonra ciddilesip birkaç adım öne çıktılar. Aralarından biri -ultra yakışıklı ve kaslı- öne çıktı. Şöyle bi alıcı gözüyle baktığımda Mert kadar yakışıklı olmadığını farkettim.

Mert'le kıyaslamayı kes seni Sürtük diye uyardi iç sesim. Haklıydı. Ben burada ne haldeyim ve neyi düşünüyorum. Bi ara iç sesime sakız ısmarlamaliydim.

-Biz hep buralardaydik. Göt korkusuna kaçıp giden sendin , dedi ultra yakışıklı ve kaslı çocuk. Bu laflara karşılık sırıttım. Ortada nelerin döndüğüne dair bir fikrim yoktu fakat bu kaslı çocuklar benim kurtulmam icin bana lazımdı. Bu yüzden uslu durmaya çalışıyordum.

Vusat ani bir hareketle beni tekrar bileğimden çekti. O an boş bulunduğum için rahatça beni çekmişti. Az önce konuşan kaslı çocuk bana baktı ve "sakin ol" diye mırıldandı. Onaylarcasına başımı salladım. Aradan biri daha lafa girdi.

-Mert gelmeden siktir olup gitsen iyi olacak Vusat. Hastanelik olmanı istemeyiz sonuçta. Aslında bir düşündüm de Mert gelmese bile hastanelik olacaksın galiba. O kızı da bırak ve siktir olup git. Bizi de yorma.

Ben bile tirsmistim açıkçası. Vusat da tık yoktu. Alayla sırıtıyordu. Tedirgin olduğunu anlıyordum çünkü gittikçe bileklerimi daha çok sıkmaya başlamıştı.
-Canımı acıtıyorsun , bırak ! Diye tisladim. Ama pek umursadığı söylenemezdi. Birkaç saniye bana baktıktan sonra tekrar gruba doğru döndü. Alaylı bir ifadeyle konuşmaya başladı.
-Beyler sizinle sohbet etmeyi çok isterdim ama islerimiz var. Anlarsınız ya , diyip göz kırptı.

Ben verdiği imaya karşılık şok olmuş bir şekilde ağzım açık ona bakarken o ise sırıtıyordu. Bilegimi çekiştirdim ve "Piç herif" diye tısladım.

-Benim sana olan fantezilerim daha farklı Aral. Uzun zamandır deneyemiyordum. Kısmet buguneymis.

Hepimiz bu sesle kafamızı sese doğru çevirdi. Tabi ki de bu Mert'ti. Elinde sigarasıyla bize doğru yaklaştı. Gözlerini Vusat'tan ayırıp sıkıca tutulan bileğime çevirdi. Gözleri yavaşça gözlerimi bulduğunda gözlerimi kaçırdım. Herkes gerilmişti. Vusat ve Mert sert bi şekilde bakışıyorlardı. Sessizliği Vusat bozdu.

-Bana karışmaman gerektiğini anladın sanıyordum Soykan.

Mert alayla sırıttı. Bi an kalpten gidicem sandiysam da sonra hemen toparlandım. Öyle güzel sırıtılır mı ya.

-Yumruklarımın ne kadar sert olduğunu anladın sanıyordum Aral.

Kesinlikle Mert daha korkutucuydu. "Yakışıklı , seksi ,havalı ve kaslı" diye ekledi iç sesim.
İşler fazlasıyla büyümüştü ve ben sadece eve girip uyumak istiyordum.

-Kızı bırak öyle konuşalım , dedi Mert. Bir an Mert'in zihnimi okuyabildiğinden şüphelendim. Ya Mert doğaüstü güçlere sahipti ya da zekiydi. Nedense ikinci seçenek daha mantıklı gelmişti. Birinci seçenek de olağandı tâbi.

-Kıza karışamazsın. Senle kalıp rezil liğini görmeyi çok isterdim fakat işimiz var.
İşimiz kısmını vurgulayarak söylemişti Piç herif. Pardon herif dedim değil mi. Allah çarpar , tövbe.

Mert , Vusat'in gevşemesini fırsat bilip beni sertçe kendine doğru çekti. Pardon fırlattı. Şu an gökyüzüyle bakışıyor olmam bunun bir göstergesiydi. Ve popom çok açıyordu. Mert'in gücüne mi hayran kapsam yoksa odunluguna mı sövsem diye düşünmeye başladım.

"Çocuk seni kurtardı. Sen ona odun diyorsun gerizekali" diye uyardı iç sesim. Bu iç ses neden benden daha zekiydi ? Gelen gürültüyle irkildim. Vusat burnu kan içersinde yerde iki seksen uzanıyordu. Amaaannn , ben de birşey oldu sanıp korkmuştum. Yavaşça ayağa kalktım. Mert tam vurmaya hazırlanıyordu ki araya girdim.

-Bir tane de ben geçirebilir miyim ?

Kısa bir şoktan sonra herkes-Mert hariç-gülmeye başladı. Sanırım bu sahnede "Dur , yapma" tarzı şeyler söylemem gerekiyordu. Açıkçası pek normal olduğum söylenemezdi. Mert kısa bir bakış attıktan sonra geri çekildi. Vusat'a doğru yaklaştım ve bacak arasına sert bir tekme attım. Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Şirince sırıttıktan sonra birkaç adım uzaklaştım. Mert biraz uzakta sigara içiyordu. Gruptan bir çocuk yanıma yaklaştı.

- İyi misin ?
-Evet diyip Gülümsedim.
-Vusat'ı nereden tanıyorsun ?
-Aslında tanımıyorum. Babamın arkadaşının oğlu. Biz yeni taşındık ve burayı bilmediğim için beni alması için babam göndermiş.
-İstersen seni bırakabiliriz.
-Teşekkürler , taksiye binip gidebilirim. Ama bir taksi cagirirsaniz sevinirim.

-Ben seni bırakırım.

Mert'e UFO görmüş köylü gibi bakmaktan vazgeçip konuşmaya başladım.
-Gerek yok , ben taksiyle....
-2 dakikan var.
-Ama ben...
-Bekletilmekten hoşlanmam.

Şaşkınlıkla yüzümü hâlâ adını bilmediğim çocuklara doğru çevirdim. Bana gulumseyip el salladıktan sonra uzaklaştılar. Eve doğru ilerledim. Hırkamı ve anahtarı alıp evden çıktım. Mert arabanın yanında bekliyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim.

-18 saniye.
-Ha ?
Ciddi misin Gece ? "Ha" nedir ?
-Geciktin.
Usenmeyip saydin mı ? Deme isteğinden son anda vazgeçip sessiz kalmayı tercih ettim.
-Adresi biliyor musun ?
-Telefonumda kayıtlı diyip ona adresi gösterdim.

Sessizliği bozmaya karar verip lafa girdim.

-Şey , beni kurtardığın için teşekkür ederim. Gerçekten büyük bir yardımdı. En azından benim için.

Kısa bir süre yüzüme baktıktan sonra yola bakmaya devam etti. Sıkıntıdan parmaklarımla oynamaya başladım. Gözlerim arabaya kaydı. Güzel arabaydı. Son model falan olmalıydı.

-Araban güzelmiş.

Cevap beklercesine yüzüne baktım fakat cevap gelmemişti.

-Konuşmayı pek sevmiyorsun anlaşılan. Pekâlâ. Ben de susuyorum , dedim sitemle.

Neden kendi kendime triplere girmiştim bilmiyorum ama konusturmayı başarmıştım.

-Çok konuşuyorsun.

-Sen de hiç konuşmuyorsun , dedim sesimi birazcicik yükselterek.

Sanırım canıma susamıştım. Arabayı ani bir frenleme durdurunca tedirginliğim daha da arttı. İçimden bildiğim duaları -sübhaneke ve fatiha- okunmaya başladım. Umarım beni 172 yerinden biçaklayıp gelinlik giydirip gözlerimi oyduktan sonra ormana atmazdı. İkisini birden sımsıkı kapattığım gözlerimden tekini açıp ona doğru baktım. Kendimi tüm korku sahnelerine hazırlarken o ise sakin bir sesle

-Geldik , dedi


GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin