Adımlarını hızlandırırken bir yandan da çevresini kontrol ediyordu genç kız. Peşinde olduklarını biliyordu. Her zaman peşinde birileri vardı. Bir kez kaçmıştı ve başına belayı almıştı. Sonra ise hayatı boyunca kaçmak zorunda kalmıştı. Sadece normal bir hayat kurmak istemişti ama bu peşindeki ajanlarla hiç mümkün değildi. Uzun bir süre peşinde kimse olmadığı için iyi saklanmayı başardığını düşünmüştü ama maalesef yanılmıştı. Onu bulmuşlardı. Tüm o yeni adresler, yeni kimlikler boşa gitmişti. Kolundan düşmek üzere olan çantayı düzeltti ve koşarcasına adım atmaya devam etti. Yürürken neden hala saldırmadıklarını ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Bu sefer birkaç kişinin değil de sadece tek bir kişinin onu takip ettiğini fark etmişti. Ve bu tek kişiyi atlatmanın kolay olduğunu düşünüyordu. Kalabalık caddeden çıkması gerekiyordu çünkü eğer saldırıya uğrarsa ortalığın karışmasını istemiyordu. Ara sokaklardan birine girdiğinde çantasının içinde duran silahını çekti ve arkasına döndü. Az önce peşinde olan adam beklediği yerde yoktu. Kaşları istemsizce çatılırken tetiği çekip etrafında döndü. Gözleri üzerine atlayacak bir beden arıyordu. Ama ne yazık ki ortalıkta kimse görünmüyordu. Hiç beklemediği bir anda çatıdan birisi atladı ve kıvrak bir hareketle silahının düşmesini sağladı. Evet, bir silaha sahipti ama onu çok iyi kullandığı söylenemezdi. Sonuçta o bir ajan değildi sadece kendini korumak için birkaç dövüş hareketi bilen genç bir kızdı. Kendisine saldıranın bir kadın olduğunu görünce çok şaşırdı. Şu güne kadar hiç kadın ajan peşine düşmemişti.
"Beni yakalamaya çalışmaktan vazgeçmemeniz çok hoş. Ne kadar da seviyorsunuz beni böyle(!)"
Alayla konuşması karşısındaki porselen yüzlü kadında tek bir mimik bile oynatmamıştı. Kızıl saçlı kadın bir iki adım kendisine yaklaştığında kendini koruma pozisyonu aldı. Kadın kendisine saldırdığında oda karşılık vermeye çalıştı. Karşısında ki ciddi anlamda iyi dövüşüyordu ve eğer gücünü kullanmazsa kolayca yakalanabilirdi. Tam konsantre olmuştu ki kızıl ajanın ne ara çektiğini anlamadığı silahı kafasına dayanmıştı.
"Bizimle geliyorsun ufaklık."
İstemsizce gözlerini devirdi genç kız. Kendisine ufaklık diye seslenilmesinden hiç hoşlanmazdı. Belki yaşı küçük olabilirdi ama çok şey yaşamıştı ve yeterince 'Yetişkin.' tecrübesine sahipti. Bıkkın bakışlarını kadına çevirdi ve dudak büzdü. Birazdan hayatının acısını tadacak biri olarak inanılmaz derecede özgüvenli görünüyordu. Genç kız kesik bir nefes verdikten sonra ani bir hareketle kızıl ajanın silahı tuttuğu eline dokundu ve ufak sürprizini ona tattırdı. Kızıl ajan elinde ki silahı atıp yere serilirken bedeni hala titriyordu. Genç kız onu incitmek istemezdi, kimseyi incitmek istemezdi ama eğer o birilerini incitmezse, kendisini çok inciteceklerdi.
"Üzgünüm kızıl. Sadece kendimi korudum."
Yerde yüzünü buruşturmuş bir şekilde yatan ajana son kez baktı ve geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Girdiği ara sokaktan çıktığı an siren sesleriyle ve siyah özel arabalarla etrafı çevrildi. Bu sefer cidden iyi planlamışlar diye düşündü. Pes edemezdi. Onca yıl kaçtıktan sonra şimdi onlara teslim olamazdı. Onları umursamamaya çalıştı ve hızla koşmaya başladı. İlginç bir şekilde ona ateş etmiyorlardı. Sadece durdurulması için önüne ajanlar çıkıyordu. Bir ajanı geçti, ikinciyi de atlattı ama üçüncü de biraz yorulmuştu. Gücünü kullanmak onu yoruyordu. Yine de pes etmedi ve üçüncü ajanı da halletmeyi başardı. Nefes nefese kalmıştı ama her şeye rağmen koşmaya devam ediyordu. Tüm gücünü bacaklarında toplayarak daha hızlı koşmaya çalıştı ama çatıdan önüne atlayan birisi buna engel oldu. Kız çarptığı etten duvar ile geriledi. Elinde kalkan olan bir adam ona sert bir şekilde bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYSTERY LIGHT (Captain America)
FanfictionYenilmezler'in uğraştığı sorunlar bitmek bilmiyordu. Bu sorunlardan biri de HYDRA'nın oluşturduğu 'gelişmişler projesi'ydi. Rastgele buldukları bir formül normal bir insanı gelişmiş, yani bir mutant, yapıyordu. İlk deneklerinde başarı kaydetmişlerdi...