4.Bölüm

1.2K 87 7
                                    

Rose bu sabah fazlasıyla neşeliydi. Güzel bir uyku çekmişti ve bu onu fazlasıyla mutlu ediyordu. Pijamalarından kurtulduğunda siyah dar bir pantolon ve siyah bir atlet giymişti. Ayağına da postallarını geçirdikten sonra odasından çıkıp şarkı söyleyerek ve biraz da dans ederek ev arkadaşlarını uyandırmaya gitti. Artık yeterince bu yeni yaşamına alışmıştı. Birlikte yaşadığı bu insanları seviyordu, artık onlar genç kızın ailesiydi. Hatta aralarına yeni biri bile katılmıştı. Tony Peter'ı burada yaşaması için ikna etmişti ve artık o da burada kalıyordu. Rose başta onu biraz tuhaf bulsa da zamanla alışmıştı ve iyi anlaşmaya başlamışlardı. İlk durağı Tony'nin odası olacaktı. Kendisine her zaman babaç bir tavırla yaklaşan bu ihtiyarı herkesten çok seviyordu. Kısa zamanda onunla baba- kız gibi olmuşlardı. Uyumaktan hoşlanmayıp zamanını sürekli laboratuvarda geçiren Tony Stark bu inatçı genç kızın azarlamaları sonucu düzenli uyur olmuştu. Rose kapıyı açıp pat diye içeri girdiğinde hafif bir uykusu olan adam korkuyla sıçramıştı. "Hahaha ihtiyar kalpten gidiyordun ha!!" kahkahalarının arasından konuşurken karşısındaki adamın uykulu yüzüne bakıp daha çok gülüyordu. Tony'de bu kızın kahkahalarına dayanamadı ve gülmeye başladı. Bu baş belasını seviyordu. Onu kızı gibi görmeye başlamıştı. Birlikte güzel zaman geçiriyorlardı. Espriler yapıyorlar, Steve'i delirtiyorlar ve çocuk gibi evde yaramazlıklar yapıyorlardı. Ama Tony'nin en sevdiği zaman ona bir şeyler öğrettiği zamanlardı. Genç kız fazlasıyla zekiydi ve her şeyi kolayca öğreniyordu. Bu genç kızın teknoloji ve bilim konusunda başarılı olması Tony için gurur kaynağıydı.

"Beni korkutarak uyandırmaktan vazgeçmelisin bücürük. Bu numaraları Yüzbaşında denesene sen. Eminim o daha fazla gülmeni sağlayacaktır."

Rose kafasını kesinlikle dercesine salladı ve odadaki sandalyeye oturdu. Tony'den bir şey rica edecekti. Bugün eğitim dışında bir şey yapmak istiyordu. Eğitim demişken artık cezalardan bıktığı için daha sıkı bir şekilde çalışmaya başlamış ve büyük bir yol kat etmişti. Nişancılığı ve dövüşü daha iyiydi. Kendini savunabiliyordu. Gücünü kontrol etmeyi de yavaş yavaş öğreniyordu. Tony geçici bir serum bulmuştu. Bu serum sayesinde sadece istediği zaman gücünü kullanıyordu ama tabi ki bu geçiciydi. Kalıcı bir şey bulana kadar bununla idare etmeliydi. Rica edeceği şey aklına gelince en sevimli sırıtışlarından birini yüzüne yerleştirdi ve yatakta bacaklarını sarkıtmış oturur pozisyonda kendisine bakan adama döndü.

"Acaba bugün dışarıda kahvaltı yapabilir miyiz? Değişiklik olur. Lütfen."

"Tamam, olur. Hadi uyandır milleti de bu zengin adam güzel bir kahvaltı ısmarlasın."

Rose ayağa kalkıp sevinçle el çırptıktan sonra koşup Tony'e sarıldı ve yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Tony ise gülerek kızı kendinden uzaklaştırdı. "Hadi git başımın belası." Rose ona dil çıkardıktan sonra diğerlerini uyandırmaya gitti. Natasha'ya Tony'e yaptığını yaparsa kafasına bir kurşun yiyebileceğini bildiğinden onu sakince uyandırdı. Kızıl ajanın odasından çıktıktan sonra evde tek yaşıtı olan ağ kafanın odasına daldı. Peter'ın uykusu ağır olduğundan girdiğini fark etmemişti. Rose bacakları yatakta gövdesi yere doğru sallanan arkadaşına baktığında gülmesini tutamadı. Ve sonuç olarak yüzüne ağ yedi! "Peter! Seni böcek kafalı." Peter uyku sersemliğini üzerinden attıktan sonra hızla genç kızın yanına gitti ve kahkahalar içinde yüzündeki ağı temizlemesine yardım etti. İkisi de kıkır kıkır gülerken Steve'in kahkaha seslerini duyup içeri girmesiyle biraz ciddileştiler. Steve çok kederli bir ifadeye sahipti. Rose onun canını sıkan bir mesele olduğunu anlamıştı. "Günaydın Steve. Sen de hazırlan ağ kafalı kahvaltıya gidiyoruz." Dedikten sonra Steve'i kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Steve'e çok değer veriyordu ve onu böyle görmek genç kıza iyi hissettirmiyordu.

MYSTERY LIGHT (Captain America) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin