Hayatımız boyunca beklentimiz hep olmuştur. Benim de beklentilerim var elbette. Hayatım boyunca beklentilerim doğrultusunda ne kadar hareket ettim bilemem. Veya hareket ettiği ondan bile emin değilim. Ben önce kendimi tanıtayım ben kısa bir ömre kocaman hayaller sığdıran bir gencim. Adım Osman. Bu hikayede bizzat yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Her zaman bir süper kahraman olmak istemişimdir. Fakat bir süper kahraman olamazsam da kendi dünyamın kahramanıyım. Her insan gibi... Hikayem aslında sizin de uzak olmadığınız Hatta belki de bir çoğunuzun hayatı boyunca yaşadığı veya yaşamakta olduğu bir konu üzerine. "AŞK" İşte bu üç harf sayısız tanım içeren kavram. Biraz kendimden bahsederken başlayalım. Ben Osman. Tek hayalim insanlara hayal gücümü gösterebileceğim bir platform oluşturmak. Ben bir Hacker ım. Yani arkadaş çevremde öyle anlıyorum. Nedense bilgisayar ile ilgili her konuyu hatasız bir şekilde çözebiliyorum. Ama bazen bilgisayarın başında otururken eskisi gibi mutlu olmadığımı fark ettim. Hayatımda eksik birşey vardı. Başladım araştırmaya. Sonucunu bulmam çok ta zor olmadı. Yalnızlık sendromu. Benim bütün çevrem sosyal medya ve Blog siteleri. Fakat mutlu değildim artık. Eskiden olsa saatlerce oturabilirdim bilgisayarın başında. Şimdi ise bir saat oturdum mu sıkılıp kalkıyorum. Artık sosyal ortamlar ile tanışmaya Yeni başlamıştım. Evden erken çıkıp geç geliyordum. Benim değiştiğimi ailem de fark etmişti. Ben normalde mecbur olmadıkça odamdan bile çıkmayan biri iken sürekli dışarıya çıkmaya başlamıştım. Tabi araştırma yapıp ta çıkıyorum. Takılacağım mekanlar nasıl davranmam gerektiğini o mekana girerken nasıl giyinmem gerektirir hepsini araştırıp hazırlanıp çıkıyorum. Fakat hiç arkadaşım yoktu benim. Hep yanlız gidiyorum. Takıldığım mekanlardan birinde çalışan garson bir kızla arkadaş olmuştuk. Her gittiğimde o mekana benimle daha da fazla ilgileniyordu. Zaman geçtikçe aramızdaki mesafeler de kalkmaya başladı. Artık telefonda süreli mesajlaşmaya başladık. Ben elimden geldiğince o mekana gidiyordum. Benimle de yalnızca o ilgileniyordu. Bana çok samimi ve içten geliyordu. Daha sonra boş zamanlarında beraber takılmaya başladık. Bizim burada gezilir görülecek çok güzel yerler vardır. Beraber geziyoruz. Herşey çok güzel gidiyordu. Birgün Akşam geç saatlerde beni aradı ve bana çok ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben bu güne kadar gece yarısına yakın bir saatte dışarı çıkmamıştım. Fakat telefonda sesi çok kötü geliyordu ve sanırım ağlıyordu. Üzerimde eşofman ile bir swit dışarı çıktım evdekilerden habersiz. Evlerini biliyordum. Bir kaç kere bırakmıştı evine. Zaten üniversite öğrencisi idi. Neyse ben apar topar geldim evlerine. Kapıyı çaldım, kapıyı ağlayarak açtı ve bir anda boynuma sarıldı. Ben ne olduğunu anlamamıştım. Normalde Evde üç arkadaş kalıyorlardı Fakat o gün diğer iki arkadaşı Evde yoktu. Eve girdiğimde ev darma dağın olmuştu. Eve hırsız girmiş. Fakat kız uyuduğu odanın her akşam kapısını kitlenmiş. O uyandığında ev darma dağın ve pencere de açıkmış. Neyse ben onu kanepeye oturttum, mutfaktan bir bardak su getirdim ve sakinleştirmeye çalışıyordum. Fakat o çok korkmuştu. Korkudan titriyordu. Ben ona sarıldım ve başını benim omzuma yasladı. Benden o gece onu yanlız bırakmamamı istedi. Ben de zaten onu o halde bırakamazdım. O gece sabaha kadar Onun başında bekledim. Benim gözüme bir gram bile uyku girmedi. Sabaha kadar da evi toplamıştım bile. Güzel de bir kahvaltı hazırladım. Niyetim bir nebze de olsa onu korkusundan uzaklastirmakti. Uyandığında ben de mutfakta birşeyler hazırlıyordum.
Beni görünce gözlerindeki mutluluğu hissettim. Bana gülümseyerek yaklaşıyordu. Yanıma geldi ve bana " iyiki varsın " dedi. Hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım. Bu güne kadar boşu boşuna yaşadığımı hissettim. Hayatımda ilk defa heyecanlanmıştım. Vücut ısımın arttığını hissettim. Galiba ben aşık oluyordum. O gün beraber kahvaltımızı yaptık. Hafta sonu ve onun izin günüydü. O gün beraber takıldık. Sinemaya gittik, lunapark a gittik. Baya bi eğlendik açıkçası. Ben hayatımda ilk defa bir kızla bu kadar yakın oluyorum. Bana çok güzel bakıyordu. Neyse onu evine bırakmak için evine kadar beraber gittik ama bana halen içinde bir korku olduğunu söyledi. Arkadaşları da en az İki gün daha gelmeyeceklerdi ve evde tek kamamayacagini söyledi. Gerçi şimdi onu o şekilde bırakıp gitsem benim de aklım onda kalırdı. Evi aradım ve o gün bir arkadaşımda kalacağımı söyledim. Evdekiler Tamam dedi. Şaşırmamak elde değildi açıkçası ama benim de işme geliyordu. Neyse. O gün de orada kalacaktım. Bakkaldan abur çubur alıp eve çıktık. Televizyon da güzel romantik komedi bir film çıkmış. Önce mısır patlattık. Televizyonun karşısında bulunan iki kişilik kırmızı örtülü koltuğa beraber oturduk ve filmi izlemeye başladık.
Güzel bir filmdi açıkçası. Ben daha önce hiç romantik komedi filmler izlememiştim. Bana hep saçma gelmiştir. Ama aşkı bulunca öğle gelmiyormuş. Filmi izlerken kafasını benim omzuma yasladı. Ben de halimden baya bi memnundum. Film bitti biraz sohbet muhabbet ettikten sonra o odasına gitti bana battaniye ile nevresim falan getirdi. Ben uyumadan önce bütün pencereleri kontrol ettim ve gelip uyudum. Kanepe küçük görünüyordu ama açıldığında baya bir büyük oluyormuş. Neyse üzerimdeki tişörtü çıkarıp girdim yatağa. O günü düşünerek uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda kahvaltıyı hazırlamıştı. Beraber kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra ben eve uğramam gerektiğini söyledim. Üzerimi falan degistirecektim. O da arkadaşları ile buluşup ders notlarını alacakmış. Sonra buluşup yemek yeriz diye anlaşıp yanından ayrıldım. Eve geldim güze bir duş alıp gayet şık bir şekilde giyinip evden çıktım. Onu aradım. Fakat açmıyordu. Bir kaç defa daha aradım açmayınca meraklanmaya başladım. En sonunda telefonu açıldı Fakat telefonun diğer ucunda başka birisi vardı. Ona Leyla yi sordum ve hastanede olduğunu söyledi. Apar topar hastaneye koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Aşk Nere Kaldın?
Fiksi RemajaSıkıldım artık böyle yaşamaktan gelsin artık aşk...