Daha sonra ne olmuş...

1.5K 63 7
                                    

 Savaş zorlanarak yerden kalktı. Onun peşinden Meltem de aynısını yaptı. Savaş elini ensesine götürdü. Kanıyordu. Birisi enselerine vurmuş ve onları bayıltmıştı. Meltem'in ensesi kanamıyordu ama ağrıyordu. Eliyle biraz ovuşturdu. Savaş'ın yüzündeki siniri gördüğünde çok korktu. Planları işlemediği ve biri onları bayılttığı için çok sinirliydi.

 Meltem: İyi misin?

Savaş: Sence? Geri zekalının biri kime bulaştığının farkında değil.

Meltem: Sence bunu kasten mi yaptı?

Savaş: Neyi?

Meltem: Bizi bayıltmayı. Gece gece neden biri birinin ensesine vurup onları bayıltıp hiçbir şey çalmadan gitsin?

Meltem çantasını karıştırdı ve doğru söylüyordu. Tüm araçlar oradaydı hiçbir eksik yoktu.

Savaş: Ne demek istiyorsun sen? Büyük Abi mi?

Meltem artık tedirgindi çünkü düşününce büyük Abi neden böyle bir şey yapsın?

Meltem: Büyük Abi neden böyle bir şey yapsın ki? Başka biri olmalı. Bizden ve yapacaklarımızdan haberi olan biri.

Derin Rüzgar ve Cansu’yu hastaneye getirmişlerdi. Hepsi de ateşten dolayı zehirli gaz solumuştu. Ama Burak’tan hala bir iz yoktu. Mehmet çok tedirgindi. Tilki’yi eve yollamıştı. Gürcan ve Zeynep hariç aileye haber verecek ve kendisi de evde duracaktı (!).  Cansu oksijen alırken o da kapının önünde duruyordu. Koridorun sonunda Sevgi Aylin Tilki ve arkalarında Gürcan’la Zeynep’i gördü. Hepsi çok telaşlıydı. Tabii Tilki dışında. Onun zaen her şeyden haberi vardı. Sevgi hızlı adımlarla kapının önüne Mehmet’in yanına geldi.

Sevgi: Şimdi iyiler mi?

-ler dediğine göre Burak’ın koybolmasından haberi yoktu.

Mehmet: İyi. Ama-

Daha sözünü bitirmeden Sevgi odanın kapısını açtı. İçeride Burak’ı göremedi.

Sevgi: Burak nerede?

Mehmet söyleyip söylememede tedirgindi. En son Aylin kaçırıldığında kadıncağız delirmişti. Ama ondan bir şey saklaması da imkansızdı. Yapamazdı. O sırada Zeynep’in gözleri doldu.

Zeynep: Gerçekten Burak Abi kayıp mı?

Aylin ve Sevgi Mehmet’e baktılar. Sevgi ellerini başının üzerine koydu ve duvara yasladı.

Sevgi: Nasıl?

Mehmet: Bilmiyorum. Yangından sonra okul binasından çıkmadı. İçeri de ceset de yokmuş. Sanki yer yarıldı yerin dibine girdi.

Cansu: Bulunamaz mı?

Herkes kapının tarafına baktı. Cansu içten içe vicdan zabı çekiyordu. Burak’ı okula o çağırmıştı. Ama bu olacaklardan heberi yoktu ki.

Tilki: Buluncak elbet. Benim Tilki. Burnumla onun kokusunu takip ederim. Dedi.

Esprilerle ortamı neşelendirmek istiyordu ama işe yaramadı.

Cansu hastanede yatağında yatıyordu. Birazdan taburcu olacaktı. Ama babası yada annesi hala gelmemişti. Acaba arkadaşımda kalacağım numarasını yutmuşlar mıydı? O böyle yatağında yatarken ( üstünde normal kıyafetleri keyiften yatıyor) birden koridordan bi sedye geçti. Kişinin üstü kapalıydı. Belli ki vefat etmişti. Sedyenin arkasından babasına benzer bir adam gördü. Ama nasıl olurdu ki? Yinede merak etti. Fakat yine de korkuyordu. Ya annesine bir şey olmuşsa.

( Multi mediadaki şarkıyı açın ve şarkı bitene kadar kapatmayın.)

Cansu dışarı çıktığında babasını başka bir odanın önünde buldu. İçeride o sedye vardı. Ama eğer babası buradaysa ve ağlıyorsa annesi neredeydi. Babası başını kaldırdığında Cansu’yu fark etti. Ve ağlamasını kesti ama Cansu odaya doğru koşuyordu. Tam kapını önüne gelmişti ki babası onu tuttu. Cansu hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. “Ne oldu… Ne oldu… Baba nasıl oldu…” babası yere çömelmiş Cansu’ya sarılıp onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama sakinleşemezdi. Düşünsenize annenizin ölüsünü görüyorsunuz. Hem de tesadüfen.

 Zeynep uzaktan onları izliyordu. Cansu’nun düşünceleri çok acınasıydı. “ Ben annemsiz bir şey yapamam. Tek başıma çok güçsüzüm. Lütfen Allah’ım bu gerçek olmasın.” Zeynep kulaklığını taktı ve oda yavaşca ağlamaya başladı. Aylin’de Zeynep’in arkasındaydı. Bir anne kaybı ne demek iyi bilirdi. Gözünden bir iki damla göz yaşı aktı.

 Sevgi çocuklara bakmak için Tilki’yle üst kata çıkınca o da mazarayla karşılaştı. Tilki Aylin ve Zeynep’İn yanındakaldı. Cansu biraz sakinleşmişti. Babasına tam anlamıyla yapışmış  gömleğini sıkıp sinirimi yatıştırmaya çalışıyordu. Ama hala ağlıyordu. Sevgi onu sakinleştirmak için yanına gitti.

  Burak bi odadaydı. Tıpkı binadaki diğer odalar gibi. Yatağa yatmak yerine yere çömelmişti dizlerini yukarı kaldırmış ve sırtını da duvara dayamıştı. Eli boynunun hemen yanındaydı. Elini oradan çekti ve baktı. Hafif kan vardı. Boynundan iğne yapmışlardı. Burak başını eğdi. Acaba o ne yapacaklardı. Bunlar Büyük Abi’nin adamları değillerdi. Acaba ailenin diğer üyelerini de kaçıracaklar mı? Hem ona devamlı iğne vurararak ne yapmaya çalışıyorlar ki? Burak bu zamana kadar yalnız başına çok iş yapmıştı. Ama bu seferki farklıydı. Başını duvara dayadı ve tavana baktı. Cansu’ya da bir şey olmuşmuydu acaba?

ASLINDA BAYAĞI BİR YAZMAYACAĞIM. AMA OZMANA KADAR BÖYLE KISA KISA YAZACAĞIM. EVET NASIL OLMUŞ. YORUMLARINIZI VE VOTE LARINIZI BEKLİYORUM. EN AZ 8 YORUM VE 8 VOTE. BU SORUMU CEVAPLAYARAK DA YORUM YAPABİLİRSİNİZ. SİZ CANSU NUN YERİNDE OLSAYDINIZ NE HİSSEDERDİNİZ. BİR AKŞAM EVDEN GİDİYORSUN. OKULDA TUHAF ŞEYLER OLUYOR HASTENEYE GELDİĞİNDE ANNENİN CESEDİYLE KARŞILAŞIYORSUN?

   HEPİNİZE İYİ BAYRAMLAR… ÇOK ÇOK ÖPÜLDÜNÜZ…

sana bir sır vereceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin