"Nesin peki", " ressamım" demişti. Elindeki minik siyah deri kaplı defteri uzatıp içinde karakalem çizimler vardı . Gemiler ,denizler ,ağaçlar, çiçekler,bir sayfada ise bir gemi ve içindeki su varillerinin üstünde oturan yaşlı bir adam vardı .Küçük bir resimdi bu adam belki de kurşun kaleminin yarısı boyutundaydı fakat ellerinden ne kadar çalışkan olduğunu görebiliyordunuz . Kırışık ve serttiler, başı eğik saçları ise seyrekti, kaşlarını ve gözlerini görebilirdiniz .Küçük bir adam için çok şey anlatıyordu, sanki bir resim değil bir kağıdın içine hapsolmuş bir an gibi öylesine canlıydı . Başka bir sayfada yorgun ama mutlu yaşlı bir denizci kulağının arkasında kırmızı karanfiliyle dinleniyordu ve ben o an sanki o adamın yanında oturuyor gibiydim . Hayranlıkla defteri geri verdiğimde tepkimi görmek için bana bakmıştı, beğendiğimi görmesini istemedim hatta o an beni görmesini bile istemedim .
Hep böyle bir yeteneğim olsun istemiştim. Eskiden annemle sevdiğimiz şarkıları mırıldanırdık ve abimin eski bir sazı vardı ,arada bir büyüdüğümde öğreteceğini söylerdi . Annem ve babam o dönem kızların okutulması söz konusu olmasada eğitim almamı çok isterdi ,tüm o kendini zeki sanan erkekler arasında gerçekten zeki olan tek kız olacaktım . Bunun için çok uğraşmışlardı ama bir kızın okula gitmesi saçma ve gülünçtü hiçbir okul bir kıza eğitim vermiyordu . Onlar denemekten vazgeçmemişti ama sonra annem ve abim gittiğinde babamla bunun için geç olduğunu fark ettik artık benim etraftaki tek zeki kız olmam pekte mümkün değildi ,buna rağmen hep işe yarar çalışkan bir kızdım ,yine kızların çalışması gülünç ve istenmeyen bir davranış olsada asla evde oturmazdım .Gizlice babamın yanına gider ve gemileri izlerdim nasıl balık tutulduğunu ve diğer tüm o şeyleri on üç yaşlarına geldiğimde babamla cidden işe gitmeye başlamıştım ve on altıncı doğum günümde babam bana ilk karanfilimi vermişti . Taze kıpkırmızı bir karanfildi ,eğer denizciyseniz bunu anlatmanın ve sembolize etmenin en güzel yolu karanfil takmaktır. Eğer kulağınızın arkasında bir karanfil varsa bu sizin denizci olduğunuzu gösterir . O an bu çocuğun karşısında karanfilimi çıkarıp atmak istemiştim sanki beni tamamen önüne seriyor gibiydi sanki bütün sırlarımı açıklıyor gibi ,benim kim olduğumu anlamasını istememiştim ,fakat kendime bakınca karanfilimi çıkarsam bile üzerimdeki deniz kokusunun eteğimin alt kısmındaki ıslaklığın ve ellerimdeki minik balık pullarının denize ait olduğumu açıkça gösterdiğini biliyordum bu yüzden karanfilimi olduğu yerde bıraktım ve meraklı gözleri karşısında idare eder der gibi elimi salladım . Elini bana uzatıp yine gülümsemişti "john", "albina" demiştim elini sıkmamıştım belkide olduka yumuşak ve temiz olan elleirni kirletmek istemediğim içindi belki de ondan korktuğum içindi ,kusursuz görünen bir yaratık olabilirdi belki. "güzel bir isimmiş" demişti sadece ,kaldırdığı elini indirip yerdeki minik taşları tekmelemeye başlamıştı onu ilk gördüğümde fark etmemiştim ama şimdi ona baktığımda ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordum. Burada ne işi olduğunu bilme istedim neden burada olduğunu ama sormadım . Yoğun aksanından ve ona ait herşeyden evinden çok uzak olduğunu anlayabiliyordum ,kıyafetleri fırtınalı bir gecede sokakta uyuyamayacağı kadar inceydi ve vücudu sanki yirmi kat giyse bile üşüyecekmiş gibi inceydi ayrıca bir kış gününde rahatlıkla kamufle olabilecek beyaz teni de onu kırılgan gösteriyordu. tıpkı benim gibi diye düşünmüştüm . Benim ten rengimde en az onun ki kadar açıktı acaba bende böyle soğuk mu gözüküyorum diye düşünmeden edememiştim ,sanki birinin beni ısıtmasına ihtiyacım varmış gibi.
Sonunda oldukça endişeli olsamda ona o geceyi bizimle geçirebileceğini söylemiştim ilk başta şaşırmıştı karşı çıkmaya çalışmışdı ama kendisi de gelmek istiyordu . İkide bir guruldayan karnından ve ellerini kollarına sarıp kendisini ısıtmaya çalışmasından bir eve ihtiyaç duyduğunu anlayabilirdiniz. Beraber kulubeye gittiğimizde o eski ahşap yığınına hayatının en güzel sanat eserini görüyormuş gibi bakmıştı onu herkesten gizleyerek eve sokmak oldukça zor olmuştu çünkü sürekli bir yerlere çarpıyor etrafındakileri yıkıyordu. Babama olanları anlattığımda johna şüpheli gözlerle bakmıştı ama elini sırtına koyup onu kulübeye iteklemişti. O geceki fırtınayı o kadar net hatırlıyorum ki sanki hayatımdaki tek fırtınaymış gibi dalgalar kaldırımlara o kadar sert çarpıyordu ki kulübelerin çatıları bile ıslanıyordu rüzgar ağaçları topraktan ayırmak istercesine çekiyor ve ahşapların arasından girdiğinde korkunç sesler çıkarıyordu. Tıpkı ben küçükken olduğu gibi ,o zamanlar abime sarılarak uyudurdum ve bu seslerin gerçek canavarlardan geldiğini düşünmek korkutucu olduğu kadar eğlenceli de olurdu çünkü canavarlardan saklanabilirdik abim kollarına sarıldığımda veya annem başımı okşadığında , sabah olduğunda ve ışığı açtığınızda tüm canavarlardan korunabilirdiniz ama büyüp gerçeği öğrenince odanızdaki siyah hayaletlerin aslında gölgeler olduğunu ve canavar seslerinin rüzgar olduğunu öğrendiğinizde onlardan kaçamayacağınızı da öğrenmiş olursunuz .
Sabah olup tüm canavarlar yok olunca ilk işim johna diğer insanlar içinde kaybolacağı kıyafetler vermek ve "neden" diye sormak olmuştu "neden buradasın". "Tuvalime hapsetmek istediğim anıların peşindeyim" demişti elindeki yün yeleği evirip çevirirken , anlamsızca yüzüne bakmıştım o da aynı şekilde yeleğe bakıyordu. Sonunda pes edip giydiğinde bana dönmüş ve kocaman gülümsemişti üstündeki çirkin yün yelek bile gülümsemesinin sevimliliğini azaltamıyordu. "Her zaman hayalim gezip manzaraları çizmekdi bende hayalimi gerçekleştirmek için burasının doğru bir başlangıç olacağını düşündüm. Biliyorum sizin için pek güzel bir zaman değil ve biliyorum bana güvenmiyorsun ama tüm bunları yapmana gerek yokken yaptın bende bunun karşılığında işe yarayabilirim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanfilli kız
RomanceSavaş ateşinin düştüğü minik bir koyda düşman diyarlardan bir çocuk ,ailesinin yarısını kaybetmiş taze karanfilleriyle bir kız. Kendini gizleyen bir aşk ,sonsuz fedakarlık ,çok uzun yıllar, yanlış yerde yanlış insanlar Karanfilli kıza "...Her şeye...