Gözlerimi güneş ışıklarıyla açtım. Dün eve geldiğimizde Şevval'le odalarımıza çıkmıştık. Ben odamda müzik dinleyerek mavi gözlü olan çocuğu unutmaya çalışırken, Şevval tahminen kitap okuyordu.Mavi gözlü olan çocuğu neden bu kadar çok düşündüğümü bilmiyorum.Ama ne yazık ki ne zaman gözümü kapatsam hep o en sevdiğim mavi gözler geliyor.
Yataktan kalkıp banyoya ilerledim.Rutin işlerimi hallettikten sonra gardıroba ilerleyip içinden dar paça pantolonumu ve üstüme mor kalın askılı atletimi aldım.Saçımı yandan örüp aşağı indim.
Şevval daha kalkmamıştı.En iyisi kahvaltı hazırlamak.Eğer bir şeylerle uğraşırsam dünkü olayı unuturdum.
Tam Şevval'i kaldırmaya gidicekken Şevval merdivenden aşağı indi.Gülümseyerek
"Günaydın!" dedim.O da bana aynı şekilde karşılık verdikten sonra kahvaltımıza başladık.
***
Şevval'le alışverişe gelmiş çanta bakıyorduk.Şevval elinde siyah,zincirli bir çantayla yanıma gelip
"Sence bu nasıl?" diye sordu.
Gözlerimi devirip "Biraz farklı renk çantalara baksan?" diye sordum.Çünkü bu en az yirminci çantaydı ve yirmisi de siyahdı.
Oflayıp "Siyahı sevdiğimi biliyorsun." dedi.
"Evet biliyorum.Ama bütün eşyaların siyah olmak zorunda değil." dedim.
Gözlerini devirip "Tamam Zeynep anlıyorum.Hadi yemek yemeye gidelim ben acıktım." diyerek konuyu kapattı.
Aslında bende acıkmıştım.'Tamam.' diyerek onu onayladığımda yemek yemeye yukarı çıktık.
***
Şevval'le Burger Kıng'de 2 mönü almış yiyorduk.Aklıma tekrardan dünkü olay geldi.
Balık ekmek yemeye gitmiştik ve şansa onlar da ordalardı. Aslında dışardan bakılınca lüks restoranlara giden tiplere benziyorlar.
Sonra o bakışlar aklıma geldi. Çok masum bakıyordu. Evet aslında öfke vardı gözlerinde ama masumdu da . Ya da sadece bana öyle geldi.Bana baktığında mavilerinde adeta kaybolmuştum.Mavi göz bir insana bu kadar mı çok yakışırdı?
Düşüncelerimden Şevval'in beni dürtmesiyle ayrıldım.
"Efendim şevval?" diye sordum.
"Kızım salak salak neye gülüyorsun?" diye sordu.
O söylemeseydi güldüğümün farkına varmazdım.Hemen kendime gelip gülümsememi yüzümden silip
"Boş ver .Aklıma bir şey gelmişti de ." diye geçiştirmek istedim.Ama sadece istedim.Çünkü Şevval yemediğini açık bir şekilde dillendirdi.
"Ordan bakılınca salak gibi mi görünüyorum? Ben arkadaşımı tanırım çabuk bana ne düşündüğünü söyle yoksa gözünü çıkarıp midene sokarım." diye tehdit etti. Çabuk komik bir şey bulmalıydım. Yoksa cidden dediğini yapacaktı.
Hah buldum!"Bizi kurtaran kişileri dövdüğün aklıma geldi." diyerek gülmeye başladım.
O da bu soyledigime kahkahalarla gülmeye başladı.
"Aynen ha! Nasıl dövdüm ama?"
Diyerek kahkaha atmaya başladı. Ben de ona ayak uydurup kahkaha attım. Kahkahalarimiz durdugunda yemegimizi yemeye devam ettik.
***Eve geldiğimizde Şevval bana saati 8'e kurmami söyledi. Saati kurup birbirimize "iyi geceler" diledikten sonra odalarımıza çıktık. Gardıroba ilerleyip içinden gri esofmanimi alıp giyindim. Yatağa yatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***Sabah telefonumun sesiyle uyandım. Zorda olsa yataktan kalkıp kendimi banyoya attım. Aynadan kendime baktığımda her zamanki gibi saçlarımin dağınık olduğunu gördüm. Kısa bir duşun ardından rutin islerimi halledip banyodan çıktım. Dolabimdan okul formami alıp giyindim. Okul formamiz turuncu-lacivertten oluşuyordu. Saçımı tarayip dalgalı bir şekilde açık bıraktım.
Aşağı indigimde Şevval'in kalkmış olduğunu gördüm. Oturmuş gevrek yiyordu. Bende yanına gidip ona ayak uydurdum.
***
Okula geldiğimizde geç kalmış olduğumuzu gördüm. Çünkü koridorda hiç kimse yoktu. Bütün herkes siniftaydi.11/k ya ilerleyip kapıyı tıkladık. Icerden ses gelmesini beklemeden kapıyı açtık. Hocanın ayakta sınıfa bir şeyler söylediğini gördük.
Hoca bize bakıp gülümsedi ve
"Hoşgeldiniz" dedi.
Sınıfa bir göz atıp"Bora sen Poyraz'in yanına geç. "Dedi.
Bora'nin kim olduğuna bakmak için sınıfa göz attigimda mavinin en güzel tonlariyla karşılaştım.
Cam kenarında en arka sıranın bir önünde oturuyordu.
Dudagini kıvırıp "Büyük bir zevkle hocam." diyip arka sıraya geçti.
Gözlerimi ondan çekmek istiyordum ama cekemiyordum. Kalbimde sanki ben burdayım dermis gibi hızla atmaya başlamıştı. Inanamiyorum ya çocuk bir bakışla seni alt üst etti.
Sen sus iç ses.Bakışlarımı zorla onun gözlerinden çekip yanında ki çocuğa baktım. Gözlerimi kocaman açarak bizi kurtaran kahverengi gözlü çocuğa bakıyordum.
Evet şimdi neden Bora'yi gördüğümde bu kadar sasirmadin diceksiniz. Şöyle söyliyim onunla aynı sınıfa dusebiliriz-ki düştük-. Bu normal, ama ikisiyle aynı sınıfa düşmek sanki bilerek yapılmış gibi bir şey. Herneyse.Bakışlarımı Şevval'e çevirdiğimde onun da kahverengi gözlü çocuğa -yani Poyraz- baktığını gördüm.
Bakislarindan hangi duyguyla baktigina bakmak istedim.Ama istedim (!).
Çünkü Şevval duygularını saklamak da usta.Düşüncelerimden hocanın sesiyle ayrıldım.
"Kızlar Bora ve Poyraz'in önüne oturun "
Şevval'le kısa bir bakismanin ardından gidip önlerine oturduk.
Ikiside bize yaklaşıp sadece bizim duyacagimiz şekilde konustular;"Bizden kurtulabileceginizi mi sandiniz? "
Eveet bölüm sonu :-)
Oy ve yorumlar ellerinizden öper;-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıç
Chick-LitTam bir ay önce hayatım mahvolmus , hayallerim yıkılmış, kendimi kaybetmiş bir şekilde ailemin mezarı başında ağlıyordum .... Bu sırada tek başıma değildim , benimle aynı yaşayan can dostum , kader ortağım, Şevval vardı. Ve bir gün hayatımıza hiç t...