Deli gibi koşuyordum...
Burasının neresi olduğuna ve neden koştuğuma dair en ufak bir fikrimin olmayışı yüzünden içimde çok garip bir his oluşuyordu. Varışsız bir yolu bitirmeye çalışıyordum sanki... Canımı dişime takmış halim, aldığım kesik kesik nefeslerden bile belli oluyor ve yeterli oksijeni, koştuğum için ciğerlerime dolduramıyordum. Aynı zamanda karnıma giren kramplar hızımı yavaşlattığı için endişelenmeye başlıyordum.
Birileri beni öldürmek için geliyordu. Hissediyorum ama arkadaki manzarayı görmeye korktuğumdan dolayı arkama bakamıyordum. Daha önce hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum doğrusu. Uzun yolda ilerledikçe karşı tarafta ormanlık bir alan olduğunu fark edip ormanın derinliklerine doğru rotamı değiştirdim. Kendimi saklamak için bir yer buldum ve olduğum yere çömeldim.
Nefes alış verişimi sessizce düzene sokmaya çalışırken öte yandan ise etrafa bir sessizlik hakimiyet kurmuştu. 2 dakika geçmeden çığlık sesleri duydum ve irkildim. Ayak seslerinden birilerinin bana doğru yaklaştıklarını anlayınca ağzımdan bir kaç cümle çıkıverdi.
"Lütfen. N-Ne olur yaklaşma. Ko-Korkuyo-rum" dedim ağlamaklı sesimle.
Dediklerim karşı tarafa çok gülünç gelmiş olacak ki karşı taraftan iğrenç bir kahkaha sesi tüm ormana yayılıp etrafta ki sessizliğini bozdu ve orman sanki hiç ürkütücü bir yer değilmiş gibi daha da korkunç bir hale gelmeye başladı. Kısa bir süre sonra yüzlerinde maskeler olan bir grup görüş alanıma girince son gücümle ayağa kalkıp kaçma girişiminde bulundum fakat ayaklarım bana ihanet ettiği için hareketsiz bir şekilde olduğum yerde kalakaldım.
Birden güçlü bir kol beni belimden kavrayıp kendi vücuduna yasladı. Bu durumun şokuyla tam çığlık atacakken daha ağzımı bile açmama fırsat kalmadan arkamdaki kişi boşta kalan diğer eliyle ağzımı kapadı.
"Kaçmak yasak demedik mi güzelim?" dedi beni saran kişi fısıltıyla kulağıma doğru ve her şey birden karanlığa dönüştü.
Yatağımdan sıçrayarak uyandım.
Kabus..
Sadece saçma bir kabustu.
Derin bir nefes aldım ve ayaklarım yere değecek şekilde yatağa oturdum kendime gelmek için. Biraz bu pozisyonda kaldıktan sonra ayaklandım ve tekrar uykuya geçemeyeceğimi anladığımdan dolayı penceremin önündeki koltuğa oturup dışarıyı izlemeye başladım.
-3 saat sonra-
Üzerime birkaç parça kıyafet geçirdikten sonra salona indim. Annemle Filiz teyzeyi merdivenlerin orada görünce yanlarına gidip ikisininde yanaklarından öptüm. Filiz Teyze, bizim eve ben 9 yaşındayken gelmişti ve 8 senedir ailemizin bir parçasıydı. Onu diğer çalışanlarımızdan daha çok severdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim Serisi 1
ChickLitDerin, zenginlik içinde büyüyen, ailesinin biricik genç ve güzel kızıdır. Hayatı neredeyse dört dörtlük ve geleceği çok parlak olan bu kız, babasının işi yüzünden başka bir okula kaydını aldırması sonucu kendi ölüm fermanını farkında olmadan imzala...