3- İlk Oyun

46 5 6
                                    

Beni buradan çıkarması için telefonumun az kalan şarjıyla şoförü arayıp konuşmaya çalışmıştım ama şarjımın dayanamayışı yüzünden telefonum kapanmıştı. Öylece bekleyemezdim, bir şeyler yapmam gerekiyordu çıkmak için. Kapıya doğru yöneldim ve yumruklayıp bağırmaya başladım.

"YARDIM EDİN KİMSE YOK MU? BURADA KİLİTLİ KALDIM LÜTFEN" Sesimin bu kadar çaresiz çıkmasına engel olamamıştım.

Biraz daha bekledim ama kimseden ses gelmedi. Başka bir yöntem denemeliydim. Pencerenin olduğu kısma adımlarımı hızlandırarak yöneldim. En alt kat olduğu için pencerelerde demirler vardı. Böylelikle camı kırarak kaçma işimde yalan olmuştu. Sinirimden en yakınımdaki sırayı tekmeledim sonra biraz daha düşünmek için sıraya oturdum. Başımı sıraya koyarak pencereye doğru yüzümü çevirdim. Hava kararmıştı ve sabah kadar buradan çıkamayacağımı düşünmeye başladım.

Daha dün, okuldaki ilk günümün tek düze geçeceğini söyleyip telefonda Gökay'a yakınıyordum. Şaka gibi geliyordu her şey. Gülmeye başladım. Sanırım deliriyorum dedim kendi kendime.

Cidden ne gelen olmuştu ne giden...

Düşüncelerden arınıp göz kapaklarımın ağırlaşmasına karşı koymaktan vazgeçerek kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

...

"Derin orada mısın? Ses ver!" Kapı yumruklanması da bu sese eşlik edince yavaş yavaş gözlerim açıldı. Bu İrem'in sesiydi. Hızla ayağı kalkıp kapıya gittim.

"İrem ben buradayım. Lütfen çıkar beni" dedim kısık sesimle.

"Bak şimdi dinle beni. En arka sıranın altında bir anahtar olacak. O anahtarı bul ve kapıyı aç!" dediği anda kafamdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Nasıl yani ben bunca zaman anahtarla birlikte mi buraya hapsolmuştum? İrem'in dediğini yapıp arka sıraları aramaya başladım diğer sıraya geçtiğimde elime anahtar gelince onu kaptığım gibi kapıya koştum ve kapıyı açtım.

İrem'i görmemle birlikte kızın üstüne atladım. Şükürler olsun ki kurtulmuştum. Sabaha kadar burada kalmayacaktım. Bir dakika.. İrem anahtarın yerini nereden biliyordu? Hızlı bir şekilde İrem'den uzaklaştım.

"Anahtarın arka sırada olduğunu ve benim buraya kitlendiğimi nereden bildin?" dedim şüpheli bir ses tonuyla.

Suratının üzgün olduğu bu karanlıkta bile belli oluyordu."Derin.. Ben sana her şeyi anlatacağım ama ilk önce buradan çıksak olur mu?" dedi. İçim içimi parçalıyordu öğrenmek için ama ben de bir an önce dışarı çıkmak istediğim için dediği şeyi kabul ettim ve okulun yakınlarındaki bir kafeye gittik.

"Anlat seni dinliyorum" deyince İrem derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Ben de senin gibiydim. Bu okula 2 sene önce geldim. Benim için de alışması zor oldu inan. Söyleyeceğim şu ki okulun bazı kuralları var ve uymazsan daha kötü şeylerin yapıldığını malesef kendi gözlerimle gördüm. Gruptan uzak durman gerek. Onlar tehlikeli Derin!" dedi uyarıcı ses tonuyla ve devam etti.

"Sana en yakın zamanda bahsedecektim ama normalde ilk günden yenilerle uğraşmazlardı. Bu herkes için ilk oldu sanırım. Seni nasıl bulduğuma gelecek olursak, iki sene önce bana da aynı şey yapıldı. Grup, beni sınıfa kitleyip gitti. Senden haber alamayınca eve gittim daha sonra bizim sınıftan müdürün oğlu Emrah beni aradı. Senin eve gitmediğini ailen müdüre söylemiş. Evde içim içimi yedi,öylece duramazdım. Ben de grubun bu işte bir parmağı olabileceğini düşünüp okula seni aramaya geldim." sözünü kesmeden dinlemiştim. Aklımda hala soru işaretleri vardı.

"Peki ya anahtar?" dedim bir kaşımı kaldırarak.

"Grup, oyun oynamayı sever. Kaybettiğin zaman seni salak yerine koyarlar o ayrı bir konu. Eğer bir oyun oynanıyorsa çıkış yolunu da koymak zorundalar. Önemli kurallardan biri. Oyunu onların istediği gibi oynarsan seni gruba almak isterler. Ben, İki sene önce anahtarı bulup kaçmıştım. O yüzden biliyorum Derin" dedi.

Değişim Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin