Altıncı güne girmişlerdi. Adam Otavio'ya verdikleri sözü tutmak için sadece bir günü kalmıştı Cleyton, Lessie ve Jacop'un. Dokuz yüz bin dolar borçları vardı ve sadece üç bin kadarını toplayabilmişlerdi. Pansiyondan da bin beş yüz kadar bulmuşlardı.Pansiyonu yaktıktan sonra başka bir pansiyon aramaya başlamış ve iki saatlik aradan sonra daha konforlu ve temiz bir pansiyon bulabilmişlerdi. Beşinci günün gecesine kadar Jacop'un ortaya attığı fikri tartışmışlar ve Jacop'un banka soyma fikrini zar zor da olsa benimsemişlerdi.
"Jacop kendine zarar veremezsin. Direkt intihar bu." demişti Lessie.
Bu konu hakkında. Kesinlikle saçma bulmuştu bu fikri.
"Cage'i yenmek istiyor musunuz,istemiyor musunuz?" diye sordu Jacop.
Cevap gelmeyince de "Ben istiyorum,istediğimiz yere gelene kadar bir çok engel aşacağız. İlk engeli ben kırmak istiyorum. Anlayın beni." diye ekledi.
Bu konuşma Cleyton ve Lessie'yi ne kadar ikna etmese de yapacakları bir şey yoktu. Altıncı günün sabahında Jacop, Cleyton ve Lessie'ye sarılarak veda etti. Lessie Cleyton'un omzuna yatmış,ağlıyordu.
"Hadi ama Lessie. Bunlar sevinç göz yaşları. Gittiğime seviniyorsun işte."
"Aptallaşma Jacop."
"Hey Jacop." dedi Cleyton birden.
"Sonuçta kendimizi ölmüş gibi göstermeyecek miyiz? " diye sordu.
"Evet."
"O zaman neden beraber girmiyoruz bu işe?"
Lessie sadece şaşkınlıkla bakıyordu.
🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟
Jacop'u ikna ettikten sonra sahip oldukları tüm eşyayı bir çantada toplayan Lessie, çantayı sonra gelip alacağız anlamında görevliye bıraktı. Planladıkları bankanın önüne taktıkları maskelerle geldiler. Siyah giymişti üçü de. Bugün resmi olarak üçü de ölmeyi bekliyordu. Bankanın önüne adım adım yaklaştılar ve kapıdan klasik bir deyimle -Bu bir soygundur.- girdiler. Banka çok fazla dolu değildi. Güvenlik,canı sıkılmış olmalı ki içeride ki memur kadınlara yanaşma çabasındaydı. Kim bilir nr hikâyeler anlatıyordu. Ancak hikâyesi Cleyton,Jacop ve Lessie girince sona ermiştir.
"Ellerinize kaldırın! Güvenlik! Silahını bize doğru at ve yere yat. Hemen!"
Cleyton ve Jacop, İtalyan tipli görevlinin odasından buldukları iki silahı şimdi etrafa tehdit olarak çekiyorlardı.
Lessie de "Paraları doldur!" diye memurlara yükleniyordu.
Memur kadın "Paralar içerideki büyük kasada. Daha fazlasını istiyorsanız..." diye sözünü tamamlayamadan Jacop "Daha fazlasını istiyoruz. Yaklaşık bir milyon kadar." diye sözünü kesti.
Lessie ve Jacop talimat almak için Cleyton'a yaklaştıklarında Cleyton sessizce "Alıp,hemen çıkalım. On dakika içerisinde eski kimliklerimize veda etmemiz gerekiyor." dedi.
"Sende benimle geliyor musun?" diye sordu Lessie Cleyton'a.
Cleyton göz ucuyla Jacop'a baktı. Jacop da kendisine bakıyordu. Ne soracağını anlamış olmalı ki başını "evet" anlamında salladı. Cleyton,Lessie'yi önüne alarak memurların yanına gitti. Silahını,onlara doğru uzatıyordu. Memurlar da korkudan neredeyse altlarını ıslatacak noktaya gelmişlerdi. Elleri havada, karamel saçlı bir memur önden ifade ettiği büyük kasayı açmak için yürüdü. Elleri havadaydı ki zararsız olduğu anlaşılsın. Aslında Cleyton ve Lessie de zararsızdı. En azından niyetleri bakımından.
Kasa iyi korunulması için derin yerlere konmuş olacak ki en az iki merdiven ve beş koridor mesafesi kat ettiler. En son olarak ışığın biraz az olduğu bir yerde, kapının önünde durdular. Kadın önde ve hâlen elleri havadaydı. Kapıyı açması gerekiyor ama açmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cleyton Payens II : ERDEMLİLER BİRLİĞİ
AventuraCleyton Payens kitabının ikinci serisi. Cleyton,Jacop ve Lessie'nin olayların içine tamamen girmesiyle devam ediyor. Beğeneceğiniz ve soluksuz takip etmeniz umuduyla...