SÖZ SELİ

BÖLÜM8:AŞKI İTİRAF EDİNCE

"Arkadaşlar bayramda bol bol yb sözüm var siz :D umarım seversiniz :D şarkıyı öol seviyorum dinlemenizi umuyorum vote ve yorum istiyorum :D"

Vardığında Sander’i gördü. Kalbi küt küt atarken genç adamda onu gördü. Sander Lisa’ya yaklaşırken maçı unutmuştu. Kız utana sıkıla Sander’e yaklaşıp “Şey anahtarı alabilir miyim maket arabada kaldı da?” dediğinde genç adam, küçük kızın elini tutup “O zaman alalım” dediğinde kız başıyla onayladı.

Bu sırada Jakson’un sabrı taşıyordu. Elindeki topu yere fırlatıp “Artık yeter” diye gürledi tam bu sırada içeriye Hannah ve Mina girdi. Hannah, Jackson’un dudaklarına yapışıp “Bizimle hareket etmeye ne dersin” diye sorduğunda Jackson sırıttı.

************ *********** *********** *********** ******* ********* ************

Maketi almaya giderken daha fazla dayanamadı ve sordu küçük kız “Bu daha ne kadar devam edecek korkmaya başlıyorum” dediğinde Sander durdu ve kıza baktı. O kadar temizdi ki leke tutmaya hazır ama o o kadar saf ki bana güveniyor… diye içinden geçirdi sander ve kızın dudaklarını sömürürcesine öptü…

Ayrıldıklarında herkes onlara şaşkınlıkla bakıyordu ama onlar önemsemiyordu. Küçük kızın kalbi ilk kez böyle çarptı ya genç adam o ilk kez dudaklarındaki susuzlu giderdi. İkisi bir madalyon gibiydi. Lisa parlak yüzü, aynı göründüğü gibi temiz ve ihtişamlı. Sander ise arkada kalan tarafı ne kadar parlak olursa olsun her zaman sakladığı bir şeyler var ve olacak. Bu farklılıklarla birlikte birbirlerini tamamlıyorlar.

Onlar gerçek aşkı bulsalar da birbirlerine söyleyemeyecek kadar ya utangaç ya da gururu ortaya atacak kadar salak işte bu yüzden aralarında hep bir duvar var ama o duvar bir aşılsa kıyametler kopacak.

Sander ilk defa anladı o an küçük kıza karşı bir şeyler hissettiğini, Lisa ise bu hissi tanımlayamadı ilk kez yaşadığı bu duygu onu kendinden alıp sanki başka diyarlara sürüklemişti.

Genç adam kızı arabaya sürükleyip sürmeye başladı. Lisa ise sadece yolu seyrediyordu. Sander o an karar verdi her şeyi itiraf etmeye. Arabayı yokuşa sürdü, en sonunda uçuruma vardıklarında kızı arabadan çıkarıp uçurumun yanına götürdü.

Sander derin bir nefes aldı ve kızın ellerine yapışıp ilahi bir ses tonuyla fısıldadı “Seni seviyorum. Gerçekten hissediyorum kalbim ilk kez böyle attı, ilk kez ellerim senin yokluğunda sızladı. Şu an karşında duran adam kim bilmiyorum ama bu adam sana delicesine aşık. İlk defa bu duyguyu hissetti ve şimdi de seni bırakmak istemiyor.. Bu yeni adam sana bağlandı ve bunu sadece sana itiraf etti” demişti.

Küçük kızın gözünden bir damla yaş aktı. Sander’den ellerini kurtarıp boynuna sarıldı ve orada usulca ağladı. Çok içkili olduğu bir zamanda ona sahip olmamış mıydı amcası peki ya babası onu en çok ihtiyacı olduğu anda bırakmamış mıydı en öbemlisi canından çok sevdiği abisi onun için ölmemiş miydi? Peki şimdi bu adama da güvenirse onu yüz üstü bırakmaz mıydı? Tüm kalbi ona inanmak istiyordu tüm varlığı ona ait olmak istiyordu fakat buna cesareti var mıydı o da bilmiyordu.

Saatlerce oturup manzarayı seyrettiler. Gün batımı o kadar güzeldi ki ama bu sessizliği bozmalıydı birisi küçük kız daha fazla dayanamayıp “Sander ne demek” dediğinde genç adam gülümseyip “İnsanlığın kurtarıcısı” dedi. Bir isim bu kadar öı şahane olurdu ve birine bukadar mı yakışırdı…

************ ********* ********** *********** ************* ****** ******** ************

Jackson plana bayılmıştı geriye kalan tek şeyse uygulamasıydı…