"GEÇİŞ BÖLÜMÜ OLDUĞU İÇİN ÇOK KISA AMA YENİ BÖLÜMÜ YARIN KOYMAYI DÜŞÜNÜYORUM"
Sandır uyanmış küçük kızı izliyordu. Olanları anladığında sırıtıp başını ellerinin arasına aldı ve dudaklarına yapıştı. Başka kız olsa bunu kendisi yapardı ama o,o kadar masumdu ki utanmakla yetinmişti. Dudaklarının o müthiş tadına doyarken hostesin öksürüğü sayesinde ikisi de birbirinden ayrıldı. Lisa utançla suyu kadından alıp içti ve geri verdi. Tam bir kez daha öpecekti ki iniş anonsu yapıldı. Artık AŞKLARIYLA ISINACAKLARI SOĞUK YERLERDEYDİLER…
**************** ******************** ****************** ******************* *****************
Jack çocukları uğurladıktan sonra telefonunu kavradı ve rehberden kuzeni George’u aradı. Telefon 3. Çalışta açıldı “Selam Jack”, “Selam George, çocuklar şu an uçaktalar. Sana dediklerimi unutma! Onlara elinden geldiğince iyi davran” sözlerini söylerken hala içinde ki pişmanlık duygusunu yok edememişti. George telefonun ucunda homurdanıp “Tamam dostum. Artık şu suçluluk duygusundan vazgeçmelisin neyse şu an yatağımda bekleyen latin güzele dönmem lazım. Sabah onları hava limanından alırım” diyip telefonu kapattı. Jack birden o olayı hatırladı;
Karısı doğum yapıyordu hastanede ve jack hala yetişememişti. Başka çaresi yoktu ve neredeyse boş olan yolda gaza kökledi. Neredeyse uçma moduna gelmişti. Kırmızı ışığı görmeyerek yoluna devam ettiğinde bir arabaya çarpmıştı. Kendi arabası biraz yoldan çıkmıştı ama o araba taklalar atarak durabilmişti. O kadar hızlıydı ki arabanın sadece kaputuna çarpması o arabayı bu hale getirmişti. Belki durup arabanın içinde ki kişiyi arabadan çıkarsaydı onu hastaneye yetiştirseydi yaşıyor olabilirdi. Ama o gözünü bürüyen duygu ya da her ne haltsa onun yüzünden durmadı. Hastaneye yetişmişti ama o adam yetişememişti. Adamın kullandığı araba zaten eskiydi ve buradan maddi durumunun pek iyi olmadığı anlaşılıyordu da. Adamın ailesine yüklü miktarda para vermek istediğinde Jack adamı araştırtmıştı en ince ayrıntısına kadar. Olanları öğrendiğinde içi parçalanmıştı. Adamın oğlunu yanına alarak kendi oğlu gibi yetiştirmiş ve kızına da elinden geldikçe destek olmuştu. Ve şimdi kendi oğlundan bile daha çok sevdiği genç adam aşık olmuştu….
***************** ******************** ****************** ****************** ****************
Jackson telefonda ki adamına küfürler yağdırırken suratına kapattı adamın. Hannah Jackson’ın ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. Mina ise bacak bacak üzerine atmış elindeki sigaradan biraz daha içine çekip dışarı üfledikten sonra elindeki sigarayı yere attı. Oturduğu yerden kalkarak ayağıyla sigarayı ezdi ve neredeyse boş olan depoda mini buzdolabından bira aldı. Jackson kızlara hitaben “Görevlilerden paçayı son anda kurtarmışlar. Ülkenin her yerinde onları arıyorlar ama Sander salak değil. Çoktan başka ülkeye geçmişlerdir belki de başka bir kıtaya” diye sözlerine ara verdi. Derin bir nefes alıp “Daha planlar ortaya dökülmedi. O kozunu oynadı sıra bizde” sırıtışı resmen kulaklarına ulaşmıştı.
Yerinden kalkan Jackson bir şarkı tutturmuştu. Ve sırıtıyordu. Üçünün de aklında bambaşka fikirler vardı. Hannah ağabeyine kavuşmanın derdindeyken Mina hala popülerlik derdinde Jackson ise en yakın arkadaşını kıskanmaktaydı. Aslında Jackson’un Sander’e aşık olduğu gerçeği unutmamak gerekirdi…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ SELİ
Teen FictionYanaklarından akan her yaşta bir anlam vardı, konuşuyorlardı. Kızın çektiği acıları anlatıyordu. Genç adam daha fazla dayanamayıp kıza sarıldı. Göz yaşları genç adamın gömleğini ıslatırken küçük kız geri çekilip "Göz yaşlarım gömleğini mafetti" dedi...