"ARKADAŞLAR ASLINDA ERKEN KOYMAYI PLANLIYORDUM AMA VOTE SAYISI ÇOK AZ VE YORUM YOKTU BENDE GECİKTİRDİM YANDA SANDER VAR VE LÜTFEN PARÇAYI DİNLEYİN :d İİYİ OKUMALAR VOTE VE YORUM FAZLA OLURSA ERKEN GELİR"
Jack çocukları gönderdikten sonra dükkâna geri döndü. Sander’in arabasını depoya sokarken duyduğu seslere ilerledi ve gördüğü manzarayla şoka uğradı. Oğlu ile öz kızı gibi benimsediği çocuklar odaların birinde sevişiyordu. Ama en kötüsüyse oğlunun söylediği sözler olmuştu; “Çekmecede doğum kontrol hapları bir kez daha bebeği aldırmak için o kadar uğraşamam” demişti…
Bu olanlardan sonra depodan çıktı ve evine girdi. Sabaha kadar düşünmüştü olanları. Tabiî ki çıktıklarını biliyordu ama böyle bir şey aklının ucundan geçmemişti. Sabaha saat dokuz gibi tam uyumuştu ki kapı çaldı. Yerinden söylenerek kalkıp kapının deliğinden baktığında karşısında gördüğü kişileri tanımıştı. Panikle derin derin nefes alıyordu.
Hemen George’u arayarak “George bu hattı hemen çöpe at ve yeni bir hat al. Bir müddet beni arama çocukları da kontrol edip sonra işine dön” diyip telefonu kapattı. Kendine çeki düzen verip kapıyı açtığında ortadaki kadın “Merhaba biz … yetimhanesinden geliyoruz. Sizinle çalışanlarınızdan biri hakkında görüşmek istiyoruz” demişti. Jack kapı pervazına yaslanarak “Sizi dinliyorum” görevliler içeri davet edilmediklerinden dolayı bozulsalar da konuya girdiler “Sander Waston ile ilgili. Bildiğinizi var sayarak konuşuyorum Lisa ile birlikte ortadan kayboldu” adam kafasıyla onları onaylarken “Evet arabayı depoya bırakıp gitmişler. Sander’in annesi var ona sorun. Şimdi izninizle uyuyacağım anlarsınız ya uzun bir geceydi” diyerek göz kırptı ve görevlilerin yüzüne kapıyı kapattı.
Şu an dertleri katlanırken zavallı adam bir gecede çökmüştü. Neye üzülsün bilemiyordu. Oğlundan çok sevdiği çocuğun başına gelenlere mi yoksa öz kızı gibi sahiplendiği kızın öz oğlundan hamile kalıp bebeği aldırdıklarına mı? İş iyice birezilya dizilerine dönerken zavallı adam kendini koltuğa attı. Tavana bakıp düşünürken ilk hangisinden başlayacağını bilememişti. Aklına sürekli zavallı Hannah’a sahip çıkamadığı düşüncesi vardı. Belki ona daha çok ilgi gösterseydi böyle şeyler olmazdı diye düşündü…
**********************************************************************************
Şöminenin önüne oturunca sıcak kahve getirmişti kadın. Sander kahveleri gülümseyerek almıştı. Birini Lisa’ya uzattığında onun çoktan uyumuş olduğunu gördü. Kızı yerden kaldırdığında George “Gel size odanızı göstereyim” diyerek onlara koridorun sonundaki odayı verdi. Sandır ilk başta şaşırmıştı tek oda vermesinden sonra aklına misafir oldukları gelince susmuştu.
Küçük kızı battaniyeyi kaldırarak yatırdı sonra kendiside yanına uzandığında ne kadar yorgun olduğunu anlamıştı. Tam gözlerini kapatacakken küçük el onun göğsüne uzanmıştı. Genç adam önce çok şaşırdı. Sonra bu duruma alışarak kızı kendine daha çok çekip ona sarıldı. İlk defa kendini bu kadar huzurlu bir uykuya bırakıyordu.
İlk uyanan genç adam olmuştu. Sander gözlerini açtığında bakışlarını üzerindeki ağırlığa çevirdi. Lisa genç adamın üzerine boylu boyunca uzanmış kollarını da Sander’e dolamıştı. Hafif aralanmış dudaklarıyla küçük kız fazla davetkar bir durum içerisindeydi. Genç adam yutkundu. İlk önce ne yapacağını düşünmüştü çünkü aklına o durumdayken başka şeylerin gelmesi onu sapık değil sağlıklı bir erkek yapardı. Düşüncelerini kafasını sallayarak uzaklaştıran Sander küçük kızı yan tarafa yatırarak yataktan kalktı. Kızın hafif ateşi var gibiydi ve bu genç adamın endişelenmesi için yeterdi. Koşarak odadan çıktı ve George’yi aradı. George koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Sander “George sanırım Lisa hastalandı normalde bu kadar uyumazdı” dediğinde Bella mutfaktan fırlayarak çocukların kaldığı odaya girdi.
Lisa uyuyordu. Bela elini kızın anlına koyunca ateşinin olduğunu anladı. Üzerindeki yorganı kaldırarak “George hemen küveti ılık suyla doldur” demişti. Sander endişeli ve dolmuş gözlerle minik sevgilisine bakıyordu. Ne de güzeldi o iki kelime. Minik sevgili…
Sander bunu düşünürken kızı çoktan kucağına almıştı. Bella’nın yönlendirmesiyle banyoya girdi. Küçük kızın üzerindekileri çıkararak suya soktu. Sadece iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Birkaç dakika sonrada küçük kızı sudan çıkarıp havluya sardı. Odalarına gelincede yanında getirdiği çantanın içinden bir kazak ve eşofman altı çıkardı. İç çamaşırlarını da çıkarınca Bella’dan yardım istedi.
Genç adam salona geçince “George burada alış veriş yapabileceğimiz bir yer var mı?” diye sordu. George “Montunu giyin de gidelim” lafını tamamladığında genç adam hemen giyindi ve dışarıya çıktı.
Geldikleri yer küçük bir alışveriş merkeziydi. Sender George’a beklemesini söyleyerek içeriye girdi. Birkaç kalın kazak, pantolon, palto, şapkalar, eldivenler, atkılar derken her şeyi almıştı bir şey dışında iç çamaşırı.
Utana sıkıla mağazaya girince yanına yaklaşan kadına “Merhaba ben birkaç tane erkek iç çamaşırı ve kadın iç çamaşırı alacağım” kadın yan bir gülüş atarken Sander ne zaman böyle utanan biri olduğunu düşündü. Bu kız onu değiştiriyordu. Kadın “Kaç beden sutyen” diyince biraz düşündü. Bedenini aklına getirdi gözlerini kapatıp sonra gülümseyerek “80 beden ve lütfen beyaz dantelli olsun erkek iç çamaşırlarıda siyah ah bir çift pembe ve bir çifte sarı bayan iç çamaşırı istiyorum” demişti. İşte bu diye geçirdi genç adam utanmamıştı.
Kadın şaşkınca dediklerini hazırlarken Sander parasını ödemişti. Eline yeniden eklenen torbaları alıp dükkandan çıktı sonrada alış veriş merkezinden. George arabanın içinde genç adamı bekliyordu. Sander arabaya binince hemen söze atıldı “Eve gitmeden önce iş bakabilir miyiz” dediğinde George kaşlarını çatarak “Ne saçmalıyorsun daha yeni geldin hem zaten işin hazır. Benim barımda çalışacaksın “ dediğinde genç adam gülümsedi. Jack her şeyi ayarlamıştı ve ona sadece yaşamak kalıyordu.
Genç adamın aklını kurcalayan bir diğer şeyse Lisa’nın hasta oluşuydu. Gen adam, küçük kızın bedenini suya koyduğunda ki titreyişi ve mırıldanmalarını unutamıyordu. Eve geldiklerinde paketleri arabada unutup eve koşmuştu.
George çocuğun bu halini görünce kendi gençlik yıllarına gidiyordu. Eline paketleri alarak arabayı kilitleyip eve girdi. Balla onu görünce “Hemen sevgilisinin yanına koştu. Ah nasılda endişelenmiş” dediğinde George “Kız nasıl çok mu kötü”, “Hayır aksine ateşi düştü uyanınca hemen Sander’i sordu bende seninle gittiğini söyledim” demişti.
Zaman hızla akıp geçerken akşam olmuştu bile. Tüm ev halkı küçük mutfak masasında oturmuş yemek yiyordu. Bu mutlu ana sıcacık sohbet ve şömineden gelen odunların çıtırtısı eşlik ediyordu. İşte tam o sırada mutfağa 3 tane genç girmişti…
"UMARIM BÖLÜMÜDE PARÇAYI SEVMİŞSİNİZDİR O EN SONDAKİ CIRTLAK SES BANA AİT :d"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ SELİ
Teen FictionYanaklarından akan her yaşta bir anlam vardı, konuşuyorlardı. Kızın çektiği acıları anlatıyordu. Genç adam daha fazla dayanamayıp kıza sarıldı. Göz yaşları genç adamın gömleğini ıslatırken küçük kız geri çekilip "Göz yaşlarım gömleğini mafetti" dedi...