BÖLÜM -3- "CEHENNEM"

87 36 8
                                    

Medya: küçük bir spoi (doğru yazmışımdır inşallah)
Deniz Arazın perisi Aras'a bir cümlesi

Bu bölümü Denis Aras'ın ağzı ile yazdık.

Hadi başlıyalım...

Otelden çıkarak babamın yanına şirkete geldim ve şuan onu bekliyorum. Bugün toplantısı olmadığı için bana vakit ayırabilmişti. Tuhaf bana vakit ayırmıştı. Babam. belkide bendeki sorunlardan en büyüğüde buydu. hala ondan  babalık duygusunu bana hissettirmesini bekliyordum. Kalbimdeki boşluktan yine kanımı donduran rüzgarlar esti.

Kapı açıldı ve içeri babam girdi. Bir kaç adımla yerine geçerek oturdu.

Birbirimize sarılmamızı beklemeyin boşuna. O sadece bizim aramızda hayal olabilir ancak ve dediğim gibi hayallerle hayat yürümüyor.

"Ne oldu Deniz ?" Derin nefes alarak konuşmaya başladım.

"Otelde olanları biliyorsunuz. Oranın müdürü Salih Yancıyı kovmanızı istiyorum." Babam ile konuşmamızı her zaman saygı ve resmiyet içermiştir. Ben çoğu çocuk gibi "baba" diye seslenmedim babama. ne büyük ironi ama. işte buydu o benim patronum bende onun altında çalışan binlerce işçiden sadece bir tanesiydim sanki.

"Niye?" Babam çoğunlula kısa ve sert konuşurdu ve evet kısa ve öz değil, kısa ve sert. Çünkü o ne derse o olmalıydı.

"Onun yanlış anlamasından dolayı bulaşık yıkamak zorunda kaldım." Babam tek kaşını kadırarak konuştu.

"Kıyafetlerinden dolayı öyle düşünmüş ve sende daha dikkatli olup kimliğini ve çantanı Pariste unutmıyabilirdin!"

"Ama"

"Deniz sen bir Aras'sın kanında asalet var ama sen o asaleti kullanamıyorsun. Davranışlarına dikkat et senin kovmamı istediğin adam otelimize tam %10 daha fazla kar sağladı. Ama sen otele yada holding'e  hiç yararın dokunmadı. Senin kendine bile yararın yok!"

Sessizce yutkundum. Sözleri oldukça ağırdı. Gördüğünüz gibi bu adam benim babam Ata Aras...

"Şimde otele dön yakında okul başlıyacak. Derslerine çalışmalısın. Ayrıca Salih bey cezasını aldı bu ayki maaşından kesildi."

Başımı sallıyarak ayağı kalktım ardından ofisten çıktım. Tek yaptığı maaşından kesmekti. inanamıyorum.  O adamı Salih Yancıyı öldürmek istiyordum.

Peki ya babama ne demeli. Bir kez olsunaramızda resmiyet dolu değilde sevgi dolu kelimeler,cümleler geçse... ne diyorum ben bu imkansız. O sadece kalpsiz bir adam benim gibi

Annemi kaybettiğimden beri böyle aramız hiç düzelmedi. Düzelmeyecekte onun yüzünden annem öldü ama pişman bile değil. Anneme yaptıklarını banada yapıyor.

Ona kalsa ben mükemmelliğin ta kendisi olmalıyım. Ama zaten öyleyim.

Ben Deniz Aras mükemmelliğin ta kendisiyim.

Bunu ona bir türlü kanıtlıyamadım daha doğrusu hiç bir zaman bunu kabullenmedi.

Adımlarımı hızlandırarak şirketten çıktım. Yürümeye başladım. neden? anlamıyorum. ben o insanların dediği şanslı kısmına nasıl girebiliyorum. zengin olduğum için mi? çocukken istediğim bebeği aldığımdan mı? İyi okullara gittiğimden mi? bunlara nasıl şans denebilir ki. Ben kendi hayelleri olmayan. kendi seçimlerini yapamayan. yanlızlığa mahkum. çocukken bile istediğim oyunu oynamayan bir çocuktum. Ben sadece şirketin iyiliği için yaşatılan hareket ettirilen bir kuklayım. Eğer buna şans diyorsanız. Evet ben oldukça şanslıyım. biraz daha yürüdükten sonra taksiye binmey karar verdim.

Donmuş Kalbimi Isıtır Mısın??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin