BÖLÜM -2- "KÜÇÜK PERİCİK"

108 38 11
                                    

Bu bölümde Deniz Araz'ın ağzı ile yazılmıştır.

Bölüm sabah Deniz Araz'ın otele gelmesi ile başlamıştır.
İyi okumalar.....
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Şans.

İmkansızlığın en büyük örneği gibi gözükür ama gerçek bir çocuğun sevinci kadar kolay bir şey.

İşten atıldığım an başka bir iş buldum işte benim şansım da bu.

Derin nefes aldım ve adımlarımı hızlandırdım. Bugün ilk iş günüm ve ben geç kalmış durumdayım.Aslında bu ilk değil ama her seferinde bir aksilik beni buluyor.

Yaşam ve hayat bana bazen oldukça adaletsiz davrandı. Belki kendi adaletimi yaratamadìm ama ginede kendi şansımı yakalamaya çalıştım.

Otelin içerisine girdiğimde içeriye kısa bir bakış attım. Dizayn oldukça modern  ve hoştu. Kahve ve krem tonları baskındı.
Birkaç adımla resepsiyonun önüne geldim.

"Bakar mısınız?" Resepsiyondaki kumral kadın beni fark ederek yanıma geldi.

"Buyrun. Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Ben Deniz Araz aşçı olarak gelmiştim." Kadının gözleri büyüdü ve ardından telefona birkaç sayı tuşlıyarak kulağına götürdü.

"Merhaba müdür Bey"

"......."

"Deniz Bey geldiler efendim"

"....."

"Tabi." Ardından telefonu kapatarak bana döndü.

"Birazdan Müdür Bey burada olur lütfen bekleyin. Bir isteğiniz var mı?" Müdür niye geliyordu ki ? Neyse.

Başımı olumsuz anlamda salladım. O da tekrar işi döndü. Beş dakika içinde 40'lı yaşlarda bir adam geldi.

"Merhaba hoş geldiniz Deniz Bey." Bana 'Bey' diye seslenmesinden hoşlanmamıştım. Adam benden kaç yaş büyük sonuçta.

"Hoş bulduk. Ben yeni aşçınız." Adam büyük bir kahkaha attı. 

"Çok şakacısınız sizi odanıza götireyim." Şaşkınlıktan gözlerim büyüdü.

"Üzgünüm siz beni yanlış anladınız ben-" adam sözü bölerek kendi konuşmaya başladı.

"Yanlış falan anlamadım efendim. Siz Deniz Aras'sınız. Hadi odanıza gidelim."

"Bakın ben Aras değil AraZZ'ım" ama adam beni dinlemeden asansöre doğru çekiştirdi. İçeri bindiğimizde kat 7 bastı.

Asansörden indiğimiz gibi beni tekrar çekiştirmeye başladı. Bir odanın önüne geldiğimizde durdu. Kapıyı açarak beni içeri soktu.

İçeri girdiğimde kalakaldım. Oda muhteşem ötesiydi. Odanın Bir tarafında duvar büyüklüğünde cam vardı ve denizi gösteriyordu.

Odanın sağ köşesinde iki kişilik yatak vardı üzerinde oldukça pahalı duran yastıklar vardı. Yatağın bi kaç metre önünde 3 kişilik bir koltuk vardı.

Koltuktan biraz önde ve onun yanında tek kişilik koltuklar. Tam ortalarında ise büyük bir masa. Masanın üzerinde adını bilmediğim bir çok dergi vardı.
Tekrar adama dönüp konuşmaya başladım.

"Üzgünüm ama ben aşçıyım. Burayı temizlemek benim görevim değil."

"Burası sizin kalacağınız oda. Çok komiksiniz size iyi eğlenceler."  cevap bile veremeden beni odada bırakarak gitti.

Odada tek başıma kalmıştım. Ayakta durmaktansa oturmayı yeğliyerek tekli koltukların birine oturdum.

Bu kadar muhteşem bir oda görmemiştim. Oldukça gösterişliydi. Deniz Aras kimse baya şanslı biri olmalı. Bu odada kalacak kadar zengin sonuçta. Maddi bir sıkıntısı da yok.
Benim ve ailem ise size nasıl anlatsam onların değişiyle alt tabaka hatta herhalde biz magmaya ulaştık. O yüzden böyle bir odada kalmak bize göre değil. 5 yıllık maddi kazancımızı buraya yatıramayız sonuçta.
Ayağı kalkarak camın önüne geldim. Manzara oldukça hayranlık uyandırıyordu. Okulların açılmasına 2 hafta kalmıştı ve bende işten atılmıştım. Ardından burada çalışmaya başlıyacak ve 2 haftada burda çalışacaktım.
Herhalde beni yanlış anladılar. Ben aşçı olarak geldim. Galiba beni temizlikçi sandılar. Fakat eğer parası güzelse neden olmasın? ama bu saçmaydı. Hemde çok. Yaklaşık 6 saattir burdayım saat şuan 6 ve git gide zili daha sert çalan karnım adeta yemek yemezsen dilimi ısırıp intahar edeceğini söylüyordu.

Donmuş Kalbimi Isıtır Mısın??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin