Bölüm 4

384 23 6
                                    

Merhaba çocuklar :) Böyle çok olmasa da birazcık okuyucum var ve oy veriyorsunuz,bir kaç tane yorum yapan oldu.Bunlar beni nasıl sevindirdi tahmin bile edemezsiniz.Ki yorumlarınıza gerçekten çok ihtiyacım var.Multimedia'da Berk var :)Her neyse iyi okumalar :* 

Söylediği şeyler karşısında olduğum yerde donup kalırken yavaşça gözlerimi kapadım.Ve her şeyin bir rüya olmasını diledim.Hiçbir şeyin gerçek olmamasını yada her şeyin başladığı o güne dönmek istedim.

Ve bir kez daha lanet ettim.Her şey gerçekti ve benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Yaşadığım hayattan nefret ediyordum.Tamamen sorumlusu ben olmasam bile lanet olası şeyi bir kaç kez almam, onu tekrar istememe neden olmuştu.O şeyi alırken aklımdan geçen neydi hiçbir fikrim yoktu.

Gerisi ise tamamen berbattı.Kendimi tutmaya çalışmıştım ama tutamamıştım.Bu ona karşı daha güçsüz ve daha istekli olmama neden olmuştu.

Başka yapacak bir şeyim kalmadığında ise buraya gelmiştim.Berk'in yanına.Bana uyuşturucu verirdi.Diğerlerinde de o vermemiş miydi?Ama şimdi benden istediği şey.Bunu gerçekten yapacak mıydım?

Uyuşuk ve işe yaramaz beynim "Evet!" diye haykırırken içimde bir yerlerde bu şey bittiğinde pişman olacağımı söyleyen biri vardı.

Lanet olsun.

Kendimden nefret ediyordum.

Bunlar gerçek olamazdı.

Boynumda hissettiğim sıcak nefes aniden ürpermeme neden olurken hızla gözlerimi açtım.Boynuma değen saçları beni daha da ürpertirken ellerimi omzuna koydum.Ellerimle onu ittirdiğimde bir kaç adım geriye giderek bana baktı.

"Ne o?İstemiyor musun yoksa?" derken hastalıklı bir şekilde kahkaha atınca onunda aldığını farkettim.Tam etkisinden çıkamadığı uyuşturucunun onda artık bağımlılık yaptığını biliyordum.Çok fazla etki etmediğininde farkındaydım.Ama yine de kendinde değildi işte.

Ama ben o değildim.Yeni yetme denilen şey bendim sanırım.Sadece beceriksizce istiyordum.Evet Berk almadığında benden daha kötü oluyordu muhtemelen ama ben daha acemi kalıyordum.

Beynim artık benden bağımsız düşünmeye başladığında bedenim korkuyla titredi.Benim güçsüzlüğümü görmek istiyordu.Bunu bana yapması için hiçbir neden yokken hemde.Daha da titrerken sırtımdan akan teri hissettim.Görüşüm bulanıklaşmışken daha da berbat hissetmeye başladım.

Derin bir nefes aldığımda sonunda konuşabilmiştim.

"İstiyorum."

Yüzüne tekrar bir sırıtış ekleyip bana doğru gelirken olduğum yerde kaldım.

"O zaman bana izin ver." derken ellerini belime yerleştirdi.Beni kendine çekerken yüzünü tekrar boynuma yerleştirdi.Ben nefes bile alamazken o rahatlıkla nefesini boynuma doğru üflüyordu.

"Senden nefret ediyorum."Boğuk bir şekilde güldü.Bu bana garip hissettirmişti.Ne olduğunu bilmiyordum ama garipti.Lanet olsun.

"Biliyorum bebeğim." Sonunda dudaklarını boynuma bastırdığında aniden titredim.Bu onu bir kez daha boğuk bir şekilde güldürdü.

Ve bu bana yine garip hissettirdi.

Çekici.Ah.

Kendimden zaten nefret ettiğim yetmiyormuş gibi bunu daha fazla hissedince yeniden kendimi çekmeye çalıştım.Bana izin vermeyerek belimdeki ellerini sıkıştırdı.İki tarafımdan sarkan ellerimi ellerinin üzerine koyup çekmeye çalıştığımda nasıl olduğunu anlamadığım bir hızda yerlerimizi değiştirerek beni arkamdaki duvara doğru sertçe yasladı.

"Ah." Acıdan inlediğimde kafasını kaldırarak bana baktı.Gözlerinin altları mor ile siyah rengi arası bir hal almıştı.Ve o şeyin üzerinde bıraktığı etkiden olsa gerek her zaman ki umursamazlığının yerini öfkeye bıraktığı çok belliydi.

"Rahat dursana!" diye bağırdığında beni ittirdiği duvara doğru sindim.Kendimden nefret edeceğimi bildiğim halde ona izin vereceğimden de adım gibi emindim.Bu beni gerçekten yönlendiriyordu.Bu ben değildim.

Korkakça elimi beline koyduğumda yada sadece dokunduğumda o da bana doğru yeniden eğildi.Tekrar boynuma yaklaştığında kendimi bunun için zorladım.Dudakları sonunda benimle temas ettiğinde biraz daha üzerime geldi.Bedeni bedenimle temas ettiğinde endişeyle titredim.

Sadece biraz daha sabretmem gerekiyordu.

Gereğinden fazla yavaş bir şekilde boynumu öperken tek elim belinde asılı bir şekilde duruyordu.Ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.Ben bunlara hiç alışık değildim ki.Sadece bir kez birini öptüğüm gerçeği yüzüme sertçe vururken yaptığımın tamamen iğrençlikten ibaret olduğunu biliyordum.Sadece beni etkisi altına alan bu şeyin bana hissettirdiklerini yaşıyordum.

Belindeki elim onu bir anda kendime çektiğinde afalladım.Kendime inanamazken diğer elim birden boynuna gidince güldüğünü hissettim.Sadece bununla kalmazken boynundan onu kendime doğru bastırdım.Buna biraz daha gülerek boynuma bir kaç kez daha öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi. Ona ne olduğunu sorarcasına baktığımda yüzündeki sırıtış hala yerindeydi.

"Aslında bu kadar yeterli."dediğinde ona yalvarırcasına baktım.Beni yeterince küçük duruma düşürüp aşağılamıştı.Daha fazla uğraştırmazdı değil mi?

Elini yavaşça cebine götürdüğünde şeffaf kaplı içindeki şeyi gösteren uyuşturucuyu çıkardı.Ah.Hızla ona doğru giderken elindeki şeyi yukarıya doğru kaldırdı.Aramızdaki boy farkına lanet ederken elim oraya ulaşamadı bile.

"Bir dahaki seferi sabırsızlıkla bekleyeceğim."dediğinde elini indirir indirmez alarak kendime doğru çektim.

"Senden nefret ediyorum."derken ondan tiksindiğimi belli eden yüz ifademle ona baktım.

"Bunu biraz önce de söyledin."dediğinde bir adım geriye gittim.Bulanık olan beynimle onu düşünmek istemezken buna beni zorluyordu.

"Sen gerçekten hastasın." derken bana doğru adım atınca, bende istemsizce geriye kaydım.Onu sinirlendirmem benim için hiç iyi olmazdı.Sinirlendiğinde tam sinirleniyordu çünkü.Hem de kafası iyiyken.Hiç iyi olmazdı gerçekten.

Bana sadece vurması için bile hiç bir engel olmadığını da varsayarsak gerizekalıydım sanırım.Ben cidden macera arıyordum.

"Onu senden alırım." dediğinde bir kaç adım daha gerilediğimde kaşlarını kaldırıp yine güldü.

Aciz ben hoşuna gidiyordu, ha?Önünde bunları yapmam.Hayatım boyunca hiç bir zaman aciz olmamışken bana bunları yapabilmesi.

O zaman her şey farklıydı diye hatırlattım kendime.O zaman en azından bir baban vardı.

"Kalmak istersen anlarım, istekli görünüyordun." deyip kahkaha attığında beynim, içindeki uğultudan yer bulabildiği kadarıyla biraz önceki yaptığın şeyi görsel olarak hatırlarken utançtan yerin dibine girmek istedim.Yüzüm istemsizce yanarken hızla arkamı dönüp zaten neredeyse önümde olan kapıya ilerledim.Bunu sonrada düşünebilirdim değil mi?

Şu an tek derdim elimde sıkı sıkı tuttuğum şeyi almaktı.Evet.Hemen burdan gitmeliydim.

Ben çoktan kapıyı açmışken arkamdan hala gülüyordu.Ve bana son kez seslendiğini duydum.

"Bir dahaki sefer bu kadar kolay bırakmam."

**

İSTEK.Where stories live. Discover now