Bölüm 10

191 13 0
                                    

Merhaba çocuklar.Siz yine çok okumadınız son bölümü ama ben aksatmak istemiyorum bölümlerii.

Okuma sayısı 700'ü geçti,çok teşekkür ederiim.

Size zorla bir şeyler yaptırmak değil,ama yorumlarınıza çok ihtiyacım var,neler düşünüyorsunuz merak ediyorum :)

İyi okumalar :)

***

"Ben sana evden çıkmayacaksın,cezalısın demedim mi?"

Geldiğimden beri nutuk çeken amcama bir kez daha gözlerimi devirdim.Evden neden çıkmışım,cezalı değil miymişim,ona sormam gerekmiyor muymuş?Hayır, tüm bunları ilgili ebeveynler yapmaz mıydı?İlgili görünmeye mi çalışıyordu yoksa uyuşturucu konusunda işin ciddiyetini kavradıktan sonra mı ilgisini çekmiştim, karar veremiyordum.

İkinci seçenekten emin oluşum bana sadece amcamın basit biri olduğunu gösteriyordu.

Evet amcam basit bir insandı,babamla neden görüşmediklerini daha iyi anlıyordum şimdi.Aslında bir keresinde neden görüşmediklerini merak edip,amcamın gece kulübüne gitmiştim,tabi sonunda babamdan ceza almıştım.Ev hapsi.Tabi o ceza,amcamın bunu yapmasının yanında sevimli bir ödül gibi kalıyordu.

"Bitti mi?" dediğimde dişlerini sıktığını gördüm.Biraz daha üzerime geleceğini bilmeseydim,gülebilirdim bile.Sinirlenmesi aşırı derecede hoşuma gidiyordu.

"Bitmedi küçük hanım.Hala cezalısın."

"Yanlış.Yarın yine çıkabilirim."dediğimde güldüğünü gördüm.

"Ben istemezsem çıkamazsın."dediğinde donuk ifademle yüzüne baktım.Tek kaşını kaldırmış bana bakarken o,sinirle arkamı dönüp yürümeye başladım.

"Sen öyle san."

Adımlarımı hızlandırmış yukarı çıkarken,aklımdaki tek düşünce yarın çıkmam gerektiğiydi.Emindim,yarın çıkacaktım.O adamın eline hiçbir şey veremezdim.Verirsem üzerime uyguladığı baskıya,üstünlüğünü eklerdi.Bu benim için yenilgiyi kabul edip,kabuğuma çekilmek için ilk adımımı atmak demek olurdu.

"Çıkamazmışım."

Kapıyı açıp odama girerken çantamı yere doğru fırlattım.Ayağımın altına doğru attığım çantama bir tekme geçirip ellimi saçıma atıp çektim.

"Hah."

Sinirle yatağa oturduğumda biraz sakinleşmem gerektiğini biliyordum.Başta kötü giden ve daha sonra bir o kadar hoş olan günümün ardından eve rahatça bile giremiyordum.Aptal adam,yine bunu engellemişti.

Huzur mu bana göre değildi,yoksa ben mi huzuru haketmiyordum,kestiremiyordum.

Bir yerden kurtarsam,bir yerden batıyordu.

Sinirden ağrıyan başımı kendimce ovduğumda,beynimde yankılanan uğultuya kulaklarımı tıkarken,gözlerimin dolduğunu hissettim.Uğultunun gitmesi için parmaklarımı şakaklarıma getirip sertçe bastırdığımda,tedirginliğim beni çoktan ele geçirmişti.

Uğultunun başlaması demek,uyuşturucuya olan isteğimin ilk adımıydı sadece.

Ve bunun için birkaç gün beklemem sonucu neler olduğunu görmüştüm.Bedensel ve fiziksel çöküşüm aklıma geldiğinde endişeden titriyordum.O birkaç gün; işkencenin ruhsal kavramı içine düşmüş,en ağırları üzerimde uygulanmış gibiydim.

Biraz mutlu olabilmek için başladığım uyuşturucunun bende bu kadar pişmanlık yaratacağını bilsem asla almazdım zaten.

Ve, bugün ilk defa bunu düşünmemiştim.Yani Buğra'yla birlikteyken.Bu biraz kafamı dağıtmıştı.Belki yine bir şeyler yapabilirdim.Birileriyle iletişime geçmek bu kadar zor olamazdı değil mi?

İSTEK.Where stories live. Discover now