Bölüm-2

1.1K 49 24
                                    

Toby's POV

Masky ve ben bugün kimseyi öldürmediğimiz için kana susamış bir haldeydik. Normalde günde en az bir kişi öldürürdük. Şansımıza iki kız ormanda kaybolmuşa benziyordu. Onlarla biraz oynamakta karar kıldık. İlk olarak Masky arkalarından yürüdü ve kulakları dibinde dal kırdı. Kızların el fenerleri yoktu ve karanlıkta tamamen kör gibilerdi. Ben ise pembe tişörtlü kızın omzunu sıkarak uzaklaştım. İkisi de çığlık atınca Masky ile kahkaha attık. Sıra en zevkli kısımdaydı. Acı çekerek öldürme. Ben baltamı simsiyah giyinmiş kızın bacağına sapladım. Yürüyemeyecek hale gelmişti ve can çekişiyordu. Daha sonra koluna da diğer baltamı saplayarak acı çekişini izledim. Gerçekten çok huzurlu hissettiriyordu. Hem Masky ile avlanmak, hem de acı çekişlerini izlemek. Masky ben bunları yaparken diğer kızın 6 yerine ateş etmiş ve hala hayatta tutmayı başarmıştı. Uzun zamandır proxy olmanın hakkını veriyordu.

Kızlara biraz daha acı çektirip öldürünce evden biraz uzaklaşmış olduğumuzu fark edip eve kadar yürüyüş yapmaya karar verdik.

Masky's POV

Toby yarın erkenden gideceği için onunla son olarak birşeyler yapmak istiyordum. Çok uzun süreliğine gitmeyecekti ama eminim en çok bana yokluğunu hissettirecekti. Bunu bana nasıl daha yeni söyleyebiliyor... Herneyse düşünmeyi bırakıp bir şey bul Masky!

"Eee... Toby?" Off ne diyeceğimi bilmiyorum... Haa buldum!

"Efendim Masky?"

"Ben sana aç diyene kadar gözlerini kapatabilir misin?"

"Niye ki? "

"Sus ve sadece gözlerini kapat. "

"Peki sen öyle diyorsan..."

Onu üzgün olduğumda gittiğim ve tüm badboyların sahip olduğu 'mekanım' a götürecektim. Gerçekten güzel bir yerdi. Etrafı ormanla kaplı kocaman bir göl.

"Daha gelmedik mii... " diye 1000. mızmızlanmasında sonunda gelebilmiştik.

"Artık açabilirsin, " dediğimde gördüğü manzarayla yorgun bakan gözleri parladı. Ay ışığı göle vuruyordu ve yıldızlar gerçekten güzel görünüyorlardı.

"M-Masky...burası gerçekten çok güzel.. " dedi gözlerini alamadan. Şuan gerçekten çok güzel görünüyordu. Bir de şu maskesini çıkarsa...

"Oturalım mı Bay Toby?" dediğimde yere uzandık. Yıldızları seyretmeye başladık. Daha doğrusu ben Toby'i, o da yıldızları. Nedense gözlerimi bir türlü ondan alamıyordum. Beni hipnotize ediyor gibiydi. Ona baktığımı fark ettiğimde soru sorar bakışlarla bana baktı.

" Toby, şu maskeni çıkarabilir miyim?" diyerek evet demeden çıkarmak için elimi uzattığımda refleks olarak birden geriye kaydı.

"Ü-Üzgünüm Masky ama gerçekten çok iğrencim. Yanağımda büyük bir yarık var ve görmeni istemiyorum... "

" Sen iğrenç değilsin, sen istesen bile iğrenç olamazsın. Sen mükemmelsin, çok güzelsin, " kendimi kaptırmıştım ve ne dediğimi bilmeden iltifatlar edip duruyordum " sen hayatımda gördüğüm en göz kamaştırıcı ve tatlı insansı- " derken eliyle ağzımı kapattı ve kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Dediklerimi de sonradan idrak ettim. Gerçekten utanç verici şeyler söyledim ancak şuan gerçekten de o maskeyi çıkarıp onu öpmeyi istiyordum. Ama yapamazdım. Ne düşünürdü? Zaten 1 hafta belki de daha fazla ayrı kalacaktık. Geldiğinde daha kötü olursa aramız ya? Bunu göze alamazdım. O yüzden duraksadım. Özür dileyerek ona bakmayı bırakıp yıldızları seyrettim. Bir 10 dkk civarı seyrettikten sonra tam artık gitmemiz gerektiğini söyleyecektim ki uyuyakaldığını fark ettim. Gece odasından kabus görüyormuş gibi sesler geliyordu zaten. Uyandırmaya gideceğim sırada sesler kesilmişti. Gece boyu uyuyamadı demek...

Yüzüne tekrar bakınca maskesini çıkarmak istedim. Ne de olsa fark etmezdi. Yavaşça maskeyi çıkarttım. O... Gerçekten güzeldi. Sanki bir melek gibi... Ve o an aklımı kaybetmiştim, uyuşturmuştu beni. Kendimi onu öperken buldum. Bu anı o kadar çok anlatmak istiyorum ki... İlk olarak dudakları çok yumuşaktı ve...ve o pürüzsüzlüğü, o tatlılığı, o rengi... Teninin o kokusu... Kendimden geçmiştim. Öpmeden duramıyordum. Bir yandan uyandırmaktan da korkuyordum. Uyuşturucu gibiydi. Ama en sonunda kendimi durdurdum. Ne yaptım ben...Şimdi onun yüzüne nasıl bakacağım? O uyuşturucu gibi olan dudaklarını öpmeden nasıl duracağım soruları aklımdan çıkmıyordu. Toby'i uyandırmaya kıyamayacağım için bir kolumu bacaklarından, diğer kolumu da boynundan geçirerek kucağıma aldım. Eve onun teninin o mükemmel kokusunu içime çekerek götürdüm. Evet, farkında bile olmadan ona aşık olmuştum. Aslında yeni başlamadığını biliyordum. Her ne kadar ona sinirlensem de ona ufacık bir yara olsa endişeleniyordum, kendimi ara sıra onu izlerken buluyordum ama sürekli inkar etmiştim. Ama artık etmeyecektim. Asıl işler şimdi başlıyor...

The Weirdest Family Alive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin