Voldemort'un Kayıp Varisi

4.5K 293 395
                                    

Pazar gününü evde yatarak geçirmekten daha güzel bir şey var mıydı dünyada?

Yastığıma sarılmış, yatak örtüsüyle kendimi burrito yapmış, komik videolar izliyordum. Tek tuhaf olan şey bunun sabaha karşı 6 gibi olmasıydı.

"Mesajınız yoktur!" dedim ağzımdaki sakıza benzeyen uzun şekeri çekerek yerken. Gece uyku tutmamıştı, daha doğrusu kalbim ağrıdığından uyuyamamıştım. Kalp ağrısı çekmemin yakışıklı, kaçak kat çıkılmış kasları olan, tercihen mavi gözlü biri yüzünden olmasını isterdim ama o şahane çocuklar güzel arabalarına binip gittiler, uykunun kabusuna, erkeğin p.çozuna kalmıştık.

Uykusuzluk ve nereden geldiğini bilmediğim yalnızlık duygusu vücudumu ele geçirmiş, gülümsemenin güverteme giriş izni iptal ettirmişlerdi.

Yavru bir köpek merdivenlerden pat pat düşerken gözlerim kapatıp başımı tavana diktim. "Düşme videoları komik değildir! Yazık lan yavrucağa." dedim telefonu fırlatmamak için kendimle savaşırken mırıltı gibi çıkan sesimle.

Bütün videoları ruhsuz ve uykulu gözlerle izlemiştim. En sevdiğim youtuber Nigahiga'nın videolarını bile. Yaptığı kelime oyunlarına bile gülememiştim. Saat sabahın altısında ne yapılır bilmiyordum. Kitap okuyamazdım, müzik açmak için de çok erkendi. Sonunda arkadaşlarımı arama fikri geldi aklıma.

Çalan telefonla yatakta ters dönüp kafamı yastığıma gömdüm. Çalıyor, çalıyor, beni delirtiyor. Aklıma Gülçin'in "Aradığınız kişi şuan başka biriyle öpüşüyor." dediği şarkı gelince hafiften gülecek olsam da içime kaçmıştı.

"Mira?"

"Temmuz? Uyuyor muydun?"

Kısa bir bekleyiş ve çarşaf seslerinin ardından sesi biraz daha netleşmişti. "Yok canım, sabahın altısında ne uyuması. Lütfen!" demişti.

"Bugün bir şeyler yapabilir miyiz?"

"Olmaz Mira. Etüdüm var."

"Peki, iyi uykular."

Telefonu kapattığımda tavanda asılı duran lambayı inceliyordum. Gümüş renk, boğaz deseninin olduğu parıltılı bir gece lambası. O boğazdan kendimi atmak istiyorum!

İnsanların sesimden ya da kelimelerimden ne kadar üzgün olduğumu ve yahut yalnız hissettiğimi anlamasını sağlayacak bir uygulama yok muydu? Mesaj attığımda parantez içinde "Mira çok üzgün. Biraz ilgiye ihtiyacı var." temalı bir ışık yansa? Olmaz mı?

Ece ve Derin açmamıştı. Ecrin'e mesaj attığımda "Namaz kılıyorum. Sonra arayınız."diye bir mesaj gelmişti. Reddetme mesajı hayranlık uyandırıcıydı.

"Alo?"

Şimdi aradığım kişiyi neden aradığımı bile bilmiyordum. Sadece aramak istemiştim. Sanırım beni anlayabileceğini düşündüğüm içindi.

"Kız fakir? Orada mısın, ses ver! Kontörün bitince sesin karşı tarafa gitmiyor mu acaba? Bana zihin yoluyla 'Günaydın Tunahan bebeğim' falan mı diyorsun?"

"Tunahan? İnsan bu saatte nasıl bu enerjiyi bulabilir?"

Tunahan'ı arama nedenimi bende bilmiyordum ama kafamı dağıtabilecek yegane insan oydu. Ki kuşkusuz bunu şimdiden başarmıştı.

"Babam görmeden iki sigara içeyim demiştim. Sınav senesi olunca mı akılları başlarına geldi anlamadım ama bir anda akciğer kanserinden ölüp sınava giremeyeceğimden korkmaya başladılar."

Sözleri nefret ve sinir koksa da sesi o kadar yumuşak ve dinlendirici geliyordu ki şaşırmıştım. Rüzgarın sesini telefonun diğer ucundan bile rahatlıkla duyabiliyordum. Bir sigara için bu saatte, havanın kötü olduğu zamanda bile ayaktaydı. Takdir etmekle kızmak arasında kalmıştım.

SINIF 12 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin