-Bıraksana kolumu.-Yürü seni küçük yalancı sıçan seni ?
Tabikide yine ben izbandut tarafından çekiştiriliyordum. Onun kaslı vücuduna karşı benim narin vücudum asla baş edemiyordu.Beni kendi arabasına fırlatır fırlatmaz kapımı kapattığın da şöför koltuğuna geçtiğinde bende hızlı davranıp kapıyı hemen açmamla duyduğum otomatik kapı sesi sinirlerimi bozmama neden olmuştu. Yine ve yeniden yakalanmıştım ?
Yakalanmak mı dedi birisi ? İşte bu tam da ben oluyorum nasıl mı ? İşte böyle
2 saat önce
Otuz iki düş sırıtıp tek ayağımın üstünde atlaya atlaya arabama giderken arkama bile bakmadan arabama bindim.Evet çok mutluyum hiç kimse hiç bir şey önemli değil benim için tek önemli olan ise yakalanmamammış olmam ve en önemlisi ise gördüğü dosyanın hesabını vermeyecektim hoş tabikide şirkette bunun açıklamasını verecektim ama şuanlık bu heyecanla araba anahtarlarımı bulup buradan gitmeyi kafama koymuşken çantamın içlerinde elimi arıyordum.
Neredeydi bu anahtarlar hayır arabadan indiğim de elimdeydi şimdi ne olduda anahtarım yoktu.Çantamı yan koltuğa boşaltıp daha ayrıntılı bir arama yaptığım da anahtarların olmadığını kesin olarak kanıtlamıştım.Pantolonumun ön ve arkada ceplerini de yokladığım da olmadığı kesinleşirken işte bu sefer gerçekten de yanmıştım.Boşalttığım çantamı söylene söylene tekrardan çantama doldurdum.
-Lanet olasıca anahtar.
Sinirliydim hemde çok daha bugün emanet aldığıma arabayı daha 4 saat olmadan anahtarını kaybetmiş ve yurttun önünde kala kalmıştım. Ne yapacaktım ben hayır yardım istesem isteyemezdim çünkü henüz Türk hattı almadan direk bu işe girişmiştim.Yan camın tıklanmasıyla düşüncelerimden ayrılıp kafamı hemen cama doğru çevirdiğimde gözlerim yerinden çıkacak derecede açmış ve o kadar çok açmışım ki gözlerim acıdan sulanmıştı bile.
-Bunu mu arıyorsun ?Araba anahtarımı baş ve işaret parmağıyla turmuş bana nispet yapar gibi cam sallıyordu. Sinirden ellerimi yumruk yapmıştım resmen bana inat yapıyordu.
-Sen ...
-Ya ben küçük sıçan ? deyip arabanın kapısını açıp beni kolumdan tuttuğu gibi dışarıya çıkarttı.
-Senden nefret ediyorum yürüyen kas yumağı diye söylenirken oda tiksinmiş bir şekilde yüzüme bakıp arabasına doğru beni sürüklediğinde daha fazla dayanamayıp kolumu ellerinin arasından kurtarmak istesemde başarılı olamıyordum.
-Bende sana bayılmıyorum !
-Bırak kolumu ? Sana diyorum ayı ?
-Kes sesini !
-İmmmddddaaatttt !!!
-Sus ve yürü seni küçük yalancı sıçan seni ?
Beni arabanın ön koltuğuna fırlatmasıyla kolumu tutup acısını dağıtmak için ovuşturmamla o şoför kapısına doğru yönlenir yönlenmez ben de hemen kapının kolunu kavrayıp açmamla kapıdan gelen otomatik kapı kilidine ayrı bir sinir olmuştum.
Yine hüsran yine yakalama ve yine sorgu başlıyordu.
Kas yumağı arabayı çalıştırıp hızlı bir şekilde yola çıkarken bende aynı zamanda bağlanmamış kemerimi bağlıyor aynı zamanda da önüme bakıyordum. Bu adam gerçekten de manyaktı ve ben bu manyak sayesinde ölmeye hiç niyetim yoktu.
-Yavaşla !!
Korkuyordum ve bu yüzden ona yavaşlamasını söylesemde beni hiç takmıyormuş gibi arabanın ibresine 150 km den yukarıya doğru çıkıyordu. Tamam yol boştu ama gerçekten de bu kadar hız hiç iyi değildi.(multimedya )
![](https://img.wattpad.com/cover/68884716-288-k662337.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımın Güneşi
AbenteuerYaşanılan Maceralı bir aşk hikâyesidir.. :) Her yağmurlu akşamın güneşli bir sabahı her güneşli bir sabahın da yağmurlu bir akşamı var. Bu yüzden mühim olan tek şey, yol arkadaşın...Onu iyi şey.Camın iki tarafın da seninle bakabilecek cesaret ve d...