Koskoca bir haftayı atlatmıştım. Zor da olsa diyete uymayı başarmıştım. Henüz spor hocam gelmediği için kendimce sporumu yapmıştım. Artık değişmeyi çok istememden dolayı içten bir şekilde çabalıyordum. Ve bunun mutluluk verici olduğunu farkettim. Çabalamak, özelliklede kendin için çabalamak paha biçilemezmiş..
Önüme getirilen tartıyla heyecanım artmıştı. Acaba kilo verebilmiş miydim? Gözümü kapatıp çıktım tartıya.. Gözlerimi açıp bakamıyordum tartıya. Kulağımda hissettiğim nefes ile kalbimin durduğunu sandım. Yanımda yalnızca bir kişi vardı, Savaş.. Kulağıma fısıldanan cümle ile anında gözlerimi açtım ve tartıya baktım.. Bu doğruydu evet bu dogruydu. Bunu nasıl başarmıştım bilmiyorum. Bir haftada tam üç kilo vermiştim. Mutluluktan yerimde zıplıyordum ve bir an kendimi kaptırıp Savaş'a sarıldım. O ilk başta şaşırsada daha sonradan kollarını sarmıştı bana. Bu sefer şaşırma sırası bendeydi. Savaş bana sarılıyordu.Bir yandan ona teşekkürlerimi sunuyordum. "Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim. Senin sayende oldu bu.." deyip sarılmaya devam ettim. " Hayır senin isteğin ve azmin sayesinde oldu" diyen Savaşta bana sarılmaya devam ediyordu. Duyduğumuz kıkırtı sesiyle anında ayrıldık birbirimizden. Sevgi kıkırdamaların dozunu artırıp kahkahaya dönüştürdü. Ben utançtan kıpkırmızı olurken Savaş, Sevgi'ye gülmeyi kesmesini söylüyordu. Sevgi gülmesini sonlandırmıştı fakat imalı bakışlarıyla beni utandırmaya devam ediyordu. Daha sonra kilo verdiğim aklıma gelince koşup Sevgi'ye de sarıldım ve hunharca bağırmaya başladım. "Üç kilo vermişim, üç kilo vermişiiim!! " Sevgi de mutluluğuma ortak olmuştu ve beraber çığlık atıp zıplıyorduk. Bu başarım beni daha çok gaza getirmişti artık daha fazla çabalamak istiyordum. Sevgi ile sarılmayı bıraktık ve spor yapmak için hazırlanmaya gittim. Üzerimi giyindim, aynanın önüne geçtim saçımı at kuyrugu yaptım. Aynada kendimle aşk yaşıyordum. Çok mutluydum. Kilo vermiştim. Ben ve kilo "vermek", kulağa inanılmaz geliyordu. Kendimi popo dansı yapmamak için zor tutuyordum. Düşüncelerimi sonlandırıp spor odasına gittim. Oda boştu. Bende koşu aletinin üzerine çıkıp çalıştırdım. Kendime öyle bi güven gelmişti ki anlatamam. Beynime kazıdığım "kilo veremem" gibi olumsuz cümleleri aşmış bulunmaktaydım. Düşüncelerim beni fazlasıyla gaza getiriyordu. Ben kendimi kaptırmışken Sevgi yemek saatimin geldiğini hatırlatmıştı. Yemek istemiyordum hele de uç kilo verdikten sonra ama öğün atlamamam gerekiyordu. Eğer atlarsam bana daha fazla zararı olacaktı. Kural basitti az ama sık yemeliydim. Koşu bandından inip yemeğime yumuldum. Unutmamam gereken bir kural daha vardı yemeğin vıcığını çıkarana kadar çiğnemeliydim. Çok çiğnemek hemen doymamı sağlıyordu. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp karşımda yemeğini yiyen Savaş'a baktım. Onun sayesinde zayıflamayı isteyip bunun için çabalamıştım. İyi ki karşılaşmışım onunla ve iyi ki bu evlilik anlaşmasını yapmışım. Ondan hoşlandığım falan yoktu tabiki sadece bana destek olmasından ötürü değerliydi benim için. Beni anlıyordu ve yalnız değilmişim gibi hissettiriyordu. Ben yalnız olmaktan yorulmuştum ama artık bu yorgunluğum aklımdan siliniyordu. Ben ona sahiptim. Koca kafa Savaş'a..
Birden kafasını kaldırmasıyla gözlerimiz buluştu. Yakalanmıştım, ah yanaklarımın ve kulaklarımın sorunu neydi böyle ateş gibi yanmaya başlamıştı. Gözlerimi hemen kaçırıp bir telaşla masada duran bardaktaki suyu alıp diktim kafama. O kadar yetenekliyim ki suyu genzime kaçırıp boğulmanın eşiğine gelmiştim. Son anda kendimi toparladım ve rezil olmanın verdiği utançla Savaş'a baktım yeniden. Alaycı bir ifadeyle bana bakıyordu. Bu ifadeyi görünce kaçmam gerektiğini biliyordum. Benimle dalga geçme fırsatı yakalamıştı bay koca kafa kaçırırmı hiç. Peçeteyle ağzımı silip bahçeye açılan cam kapıya adeta ışınlandım. Kapıda beni karşılayan iki sinir bozucu koruma bahçeye çıkmamın yasak olduğunu söylüyorlardı. Bir haftadır ev hapsindeydim.Canımı sıkan bir durumdu bu ki tam bir doğa aşığı olaraktan canımı sıkmaması imkansızdı. Yavru kedi bakışlarımı takınıp yalvarmaya başlıyordum ki Savaş'ın sesiyle ona döndüm. Korumalara bugünkü koşuyu dışarıda yapacağımızı ve iznimin olduğunu söyledi. Bunu duyan ben ne mi yapıyordum ? Çoktan çığlığı basıp sevinç nidaları atarak odama çıkmıştım bile. Hemen uygun bir şeyler giyip aşağı indim. Savaş beni bahçe de bekliyordu. Bana yaşattığı bu sevinç üzerine teşekkür olarak onu korkutma kararı aldım. Parmak uçlarım da sinsi sırıtışlar eşliğinde Savaş'a yaklaştım. Tam bağıracaktım ki tüm hevesimi kursağımda bırakan bay koca kafa konuştu. "Hadi bakalım ilk okul çocuğu geldiysen çıkabiliriz."
İsyanlardaydım. Kesin kafasının arkasında gözü vardı bunun. Savaş'ı durdurup kafasının arkasını incelemeye başladım. Tabiki ne yaptığıma anlam veremeyen Savaş bana dönüp benden bir açıklama bekleyen bakışlarını üzerime dikmişti. "Bakma öyle de başının arkasındaki gözünü nereye sakladığını söyle hemen." Benden böyle bişey çıkacağını tahmin etmiş olacak ki hemen harekete geçip dış kapıya yöneldi. Pislik koca kafa beni görmezden geldi. Ama elbet bir gün bulacağım o gizli gözünü hain çıcık. Gözlerimi kısıp onu arkadan keserken aynı zamanda da takip etmeye başlamıştım. Sahildeki koşu yoluna gelmiştik. Deniz ve gökyüzünün birleşimi eşsiz bir manzara sunuyordu. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Elimden tutulup sürüklendiğimi farkettiğimde gözlerimi açıp elimi tutan şahısa baktım.
" Vakit kaybetmek yok yürüyen dünya. Bir an önce sporumuzu yapmalıyız ki annenler eve gelmeden önce eve gidebilelim."
Hala şaşkınca birleşik olan ellerimize bakıyordum. Birden ne yaptığını farketti ve elini hemen çekti. Çekmeyeydi iyidi. "Neden annemler eve gelmeden önce gitmeliyiz ? İzinliyim nasılsa acele etmemize gerek yok. Bu mükemmel manzaranın tadını doya doya çıkarmak istiyorum." Gözlerini kaçırıp başka bir noktaya odaklandığında kafama dank etti. Savaş benim için korumalara yalan söylemişti. Bu düşüncemin üzerine mutlulukla Savaş'a baktım. " Üç kilo vermenin ödülü bu abartma yürüyen dünya. " diyip yürümeye başlayan Savaş söylediği şeyle beni daha mutlu etmişti. Bu mutluluk onu sinir etme isteğimi uyandırıyordu. Ben insanları sinir etmeyi seven bir manyaktım. Tam söze giriyordum ki ne olduğunu anlamadan kendimi Savaş'ın kollarında buldum. Gözleri neredeyse yuvalarından fırlayacak olan gözlerimdeydi. Yakındık haddinden fazla. Kalbimdeki kıpırtılar endişe etmeme sebep oldu. Hemen onu itip kendime çeki düzen verdim. Yanımızdaki özür dileyen bisikletli çocuğa sorun olmadığını söyleyip devam etmesini işaret ettim. Yanaklarım ve kulaklarımın kıpkırmızı olduğundan emindim. Savaş'ın yüzüne bakamadan teşekkürlerimi sundum. Ben ona hain planlar kurarken o beni kurtardı. Çok yakındık.. Düşünmeyi bir an önce bırakmalıydım.***
Biraz yürüyüşün ardından birkaç tur koşmuştuk. Resmen vıcığım çıkmıştı. Yanımızdan gelip geçen insanların bakışları karşısında eziliyordum. Bir çift sevgilinin konuşmasını duyunca yerin dibine girmeyi istedim. " Ayy şu kızın halini görüyormusun hayatım çok iğrenç.. Yanındaki adama acıdım vallahi. Kim öyle biriyle görülmek isterki. Hiih tanrım yanlarından sarkan yağları görüyormusun? Benim gibi bir kız arkadaşa sahip olduğun için çok şanslısın bak dünya da neler var."
Savaş'ın duymamış olmasını dileyerek ona döndüm. Ama yüzündeki ifadeyi görünce onunda duyduğunu anladım. Ayağa kalkıp oraya yönelmişti ki kolundan tutup durdurdum. "Yapma Savaş değmez.. "
Gözlerimiz bir süre kilitlendi birbirlerine. Canımın yandığını hissediyordum. "Savaş hadi eve gidelim. " diyip kocaman gülümsedim. Güçlüydüm ben..***
Eve doğru yavaşça ilerliyorduk. Kadın haklıydı. Savaş benim yanımda olmaktan utanmıyor muydu? Ben onun aksine iğrenç görünüyordum. Bir de benimle evlenecekti. Neden böyle bir işe kalkıştım ki ? Benden hiçbir halt olmaz. Adımlarımı iyice yavaşlatıp Savaş ile aramıza mesafe koydum. Arkadan gitmem daha iyiydi. Yere bakarak ilerlerken bir şeye çarpmamla duraksadım. Kafamı kaldırdığımda karamelimsi gözler karşıladı beni. " O kadının söylediklerini takacak kadar aptalmısın sen ? Kendine gel. Yürüyen dünya olabilirsin evet ama benim gördüğüm en güzel yürüyen dünyasın sen. Evet doğru duydun. Güzelsin sen, yürüyen dünya. "
Merhabalar**
Bölüm yayınlamayalı yıllar oldu sanki jdjdjs ozlemisim. Ama hayatimdaki sorunlar daha agir bastigi icin buraya pek ugrayamiyorum. Umarim bolumu begenmissinizdir. Devam ettirmeye calisacagim hikayeyi. Hergun azar azar yazmayi planliyorum bir engel cikmazsa tabii.
Hoşçakalin 🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLİLİK İLANI
Novela Juvenilİlanımı seslice okuduktan sonra beğeniyle arkadaşıma baktım.Nee bence güzel bir ilan olmuştu.Ama sanırım o benimle aynı fikirde değildi. Bunu nerden mi anlamıştım ? İşte şurdan; +Seni arkadaşlıktan reddediyorum minik kuşum -Evet 94 kilo olmama rağm...