Birkaç adım attıktan sonra arkamı döndüm ve orada duran çocuğa dik dik baktım. Göz bile kırpmıyordu. Garipseyip tekrar yoluma devam ettim.
Eve geldiğimde Ozan televizyonu açmış gumball izliyordu. Benim ezikleyici bakışlarımı hissederek bana döndü ve normalmiş gibi "Ne var?" dedi. Boş verip odama geçtim. Kafamı yastığa koyup uymak istedim. Ama garip bir şekilde o , buna izin vermiyordu.
Ne zaman uyumaya çalışsam ya geçmişim, ya ailem ya da geleceğim aklıma geliyor ve delirmeme yetiyordu. Yastığı kenara fırlatıp Ozan'ın oturduğu kanepede dizine yattım ve gumball izledik. Uyku bedenim yavaşça ele verirken son hatırladığım şey Ozan'ın kucağında olmamdı.
Uykumdan midemin kazınmasıyla uyandım. Ozan yanımdaydı, mutfağa gitmeyi erteleyip yarı oturur pozisyona geçtim. Ellerim alnına dökülen saçlarına gitti. Tutamları parmaklarıma dolayıp yavaşça oynadım. Uykulu sesiyle gülümserken mırıldandı. Ve gözleri kapalıyken kolunu bana sardı. Çocukça bir gülümsemeyle yüzümü ona döndüm. Gözlerini yeni aralıyordu. Yanağıma masum bir öpücük kondurup bana baktı. ''Karnım aç.''dedim. ''Ve canım waffle istiyor. ''
''Waffle ını şimdi alırız ve mekana geçeriz uyar mı?''başımla onayladıktan sonra kendime gelmek için elimi yüzümü yıkadım. Ozan hazırlanırken kendimi dışarıya attım. Kaldırıma oturup cebimdeki sigaramı yaktım. Ve bana garip gelen o anı hatırladım. Bir anlık gelip geçti. Ölüm gibi.. Mutluluk gibi diyemezdim çünkü gerçekten mutlu olmayı hiç istemedim. Ben hep ölümlerle, kalımlarla büyüdüm.
Hiçbir zaman Babasının prensesi diyemedim kendime. Çünkü ne babam gözümde krala layıktı ne de ben prenses olmak için enerjiktim.
Kapın açılmasıyla ayağa kalktım, elimdekini yere atıp söndürdüm. Çok uzakta olmayan waffle dükkanına girdik. Alacağımızı aldıktan sonra mekana doğru yürüdük. Biraz kalabalıktı. İnsanlar içiyor, bazıları kendi çapında eğleniyor bazılarıysa canlı müziğe eşlik ediyorlardı. İçeri girip selam verdikten sonra Ozan iki içki istedi. Sabahları fazla içmezdim. Çünkü geceleri gerçekler daha can acıtırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALKÖPÜĞÜ
Fiksi Remaja"Sen benimsin balköpüğü, direnme. Şu iki dakikalık hayatında benim nefesime ihtiyacın var... Ukala. "Ben ölümle yaşam arasındayken sen nasıl anlarsın ki benim ne istediğimi? " diye tersledim. "Çünkü kalbin benim, beynin benim, sen benimsin. Unutma...