Şimdi işin gerçeğine bakarsak arkadaşlar; bi erkek olarak önümüzden on kız geçse hepsi güzel deriz ve aynı şey bayanlar içinde geçerli. Hepsine güzel - yakışıklı deriz. Yani hepsinden hoşlanır insan. Kim böyle değil ki? Ama varya biri geçer önünüzden nutkunuz tutulur, donar kalırsınız. Yani değil on kişi on bin kişi geçse de gözünüz ondan başkasını görmez. Çünkü aşıksanız işte gözünüz ve gönlünüzün kapıları kapanmıştır ve anahtarı da aşık olduğunuz kişidedir. Değilmidir? Aşık olmaktır acı çekmek, aşık olmaktır her şeye katlanmak ve en önemlisi aşık olmaktır her şeyinden vaz geçmek, gözünün ondan başkasını görmemek, ondan başkasını sevmemek. İşin ciddiyeti bu değilmi değerli dostlar? Kim bilir bu yazıyı okuyanlar sevdicekleri için neler yapmıştır. Nelere katlanmıştır. Sevmek bu. Her türlü acıya katlanmak. Bazılarımız kendini alkole vurur, bazılarımız jilet atar ve daha nicesi. Bu söylediklerim sadece erkek kısmına geçmez. Aşık olan kim varsa; yaşlı, genç, yetişkin, çocuk. Yapar herşeyi.
Bazen düşünmek gereklidir. Aşkınız olan maizinize bakıp düşündüğünüzde keşke daha çok şey yapsaymışım dersiniz. Belki kalbini bu şekil değilde başka türlü kazanabilirmişim diye. Ama onca şey yaramadıysa belki düşündüğünüz ve hayellerini kurduğunuz şeyler onu size aşık etmeyebilir. Taktir Allah'ındır. Nasip neyse odur. O yüzden elimizden geleni yapıp gerisi yüce Rabbimize bırakcaz.
Öyle aşklar varki Mecnun olup çölde dolaştırır, Ferhat olup dağları deldirir.
Böyledir bu işte aşk budur. Tabi şöyle bir şey de var "Zorla aşk olmaz." Ben bunu çok duydum. Eeee bir yerde doğru. Sizi sevmeyen biri ile sizi mutlu eder çünkü çok seviyorsunuz ama onu? Tamam etmeyebilir ama sizin kalbinize indirmeyi başarırsanız işler değişebilir. Mesela ben ne denediysem olmadı. Yapamadım. Her gece acı çektim. Tek taraflı seven her kez aynı şeyleri yaptı. Acı çekti, gece yatarken onu düşündü. Belkide dua ettiniz. Belkide benim gibi sevdiğiniz için gecenin bir vakti kalkıp Kuran-ı Kerim okuyanınız vardır. Sevdiğiniz için Allah'a dua etmeniz. Sizin gününüz kötü geçsin sevdiğiniz mutlu olsun die dua edeniniz vardır. Hani atalarımızın bir sözü vardır ya "Kişi kendinden bilir işi." Diye. Doğru söylüyor atalarımız. Böyledir hep.
Aslında hep düşünürüz ne zaman mutlu olacağız? Ne zaman unutacağım? Diye kafanızı duvarlara vururuz. Ama nasıl unutacaksınızki. Onun için geceni gündüzüne karıştır. Onun için yapmadığın şeyleri yap. Sonra kalk deki unutacağız. Ama zor. Bu kalp be kardeşim. Bu kalpde bir yara oldumu kabuk bağlar ve ilerde tekrar açılır. Bi söz var "Bir aşk yarasına diğer aşk merhem olur." Bence yanlış. Çünkü ben canımdan çok sevdiğim kızı severken belki unuturum diye bir kızla çıktım. Ama işte unutamadım. Kızla sevgili olduğum halde kıza yanlışlıkla aşık olduğum kişinin adı ile seslendim. Onu evine bıraktıktan sonra geçip bir köşede aşık olduğum kız için ağladım. Eğer aşk melhem olsaydı neden bana olmadı? Yapcak bir şey yok çünkü ben platonik sevdim!..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZUN YOL
Short StoryOkuyacağınız ilk bölümler hikâyeden farklı. Bir nevi panel gibi. Aşka farklı bir bakış açısı getirmeden bahsediyor... Bu hikaye gerçek birisinin hayatı. Biyografi gibi. Lakin bu aşk öyle ki ilerde buluşmak ve ölene kadar unutmamak var. Sadece bir il...