~ BÖLÜM III ~

10.6K 712 284
                                    




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


#Anıl Durmuş - Unutamadım Adını





Kulağıma dolan sesle uykunun kollarından yavaşça koptum. Kaşlarımı çatıp dikkat kesilmemle bu sesin telefonumdan geldiğini anlamam bir oldu. Elimi kaldırıp başıma götürdüğümde parmaklarımla alnımı ovaladım. Dayanılması güç bir ağrı vardı kafamın içinde. Yüzümü buruşturup göz kapaklarımı kaldırdım ve sehpanın üzerindeki telefonu aldım. Ekrana baktığımda Savaş'ın aradığını gördüm ve telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim, Savaş?"

Omuzlarımı parmaklarımla ovalarken yüzümü buruşturdum. Koltukta yatmayı çok sevmeme rağmen her seferinde her tarafım tutuluyordu.

"Uyuyor muydun? Saat 9'a geliyor," demesiyle duraksadım, ardından panikle üzerimdeki battaniyeyi kenarı fırlatıp ayağa kalktım. Gözlerimin önüne inen siyah perdeyle hareket etmeyi bırakıp birkaç saniye bekledim.

"Sabaha doğru uyuyakaldım. Telefonu kurmayı unutmuşum galiba," deyip hızlı adımlarla saniyeler sonra yatak odasına yöneldim.

"Anladım. Bir sorun falan yok değil mi?" diye sormasıyla Aybars'ın üst katımdaki oturduğu gerçeğini bilmediğini fark ettim. Yüz yüze söylemem belki de daha iyi olurdu. Hem Aybars ne alakaydı şimdi?

"Her şey yolunda. Galiba bizim evi özledim. Yabancı bir ev değişik geliyor. Belki de yerimi yadırgadım," deyip telefonu hoparlöre alıp komodinin üzerine bıraktım.

Savaş ile konuşurken dün geceden kalan kazağımı ve çorabımı çıkarıyordum. Saçlarımı tarayıp tepeden bir atkuyruğu yaparken sesini duydum. "Berim bu akşam için bir şeyler planlamış. Tüm kuzenler bende toplanıyoruz." Sesi biraz kararsız geliyordu. Muhtemelen bu organizasyondan hoşlanmayacağımı tahmin etmişti. Anlamazlıktan gelmeye karar verdim.

Duraksayıp, "Tüm derken? Aybars da mı gelecek?" diye sordum merakla. Dün gece yaşananların aklıma gelmesiyle kaşlarım çatıldı. Hemen kafamı sallayıp o düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.

"Muhtemelen. Sen de okuldan çıkınca bana gel, tamam mı? Hayata bir yerden devam etmemiz gerekiyor. Her şey hayal ettiğimiz gibi gelişmeyebilir. Böyle olduğu için isyan etmek yerine gülümsemeye devam etmek gerekir belki de. Kader diye bir şey var, öyle değil mi?"

Savaş'ın sadece bunları benim için dediğini anlayacak kadar onu iyi tanıyordum. Savaş pek kadere inan adamlardan değildi. Her şeyin insanın elinde olduğunu savunan bir kişiliği vardı. Belki haksız da değildi fakat ben yine de kadere inanmayı seçiyordum. Ailemin beni bulup sahiplenmesi benim elimde değildi, kaderin bana verdiği bir mucizeydi.

GELECEĞİMSİN (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin