Bölüm Şarkısı: BTS - I Like It (줗아요)
ㅣㅣㅣㅣㅣ Medyada Var. ㅣㅣㅣㅣㅣ
Hafifçe yutkundum... Gerçekten bize bakıyordu. Biz olduğumuz yerde şaşkın şaşkın onlara bakarken, Jimin ağır adımlarla kolunun altına aldığı topla önümüze geldi.
Topu ayağının dibine bırakırken her hareketi benim daha fazla heyecanlanma neden oluyordu.
Utanmasam şuan düşüp bayılabilirdim...
Topu koyup kafasını kaldırarak eliyle saçlarını düzeltti ve bana doğru elini uzattı.
"Merhaba..." Ardından diğer eliyle hafifçe saçlarını karıştırdı.
"Jungkook'tu değil mi?"
Yavaşça yutkundum. Benimle konuşuyordu değil mi?
Jungkook demişti...
Jungkook...
Adımı hatırlıyordu! Onun ağzından adımı duymak... Anlatılmayacak bir şeydi.İçimden sevinç çığlıkları atarken Jimin'in üstüne yapışmış tişörtünden gözlerimi çektim. Kafamı kaldırdım ve gözlerimizi birleştirdim.
"Ah! E...evet Jungkook."
Elini tuttuğumda gene garip hisler tüm vücudumu sarmıştı. Asla tanımlayamayacağım garip ve bir o kadar değişik duygular... Elinin sıcaklığı tüm bedenimi kaplarken yumuşaklığı tüylerimi diken diken ediyordu.
Hafifçe ellerimizi salladıktan sonra yavaşça elini çekti. Gözlerinin içine delicesine bakarken Jin'e doğru döndü. Bense bir türlü gözlerimi ondan alamıyordum.
Bu kadar yakınımdayken nasıl alabilirdim ki!
Rüyadaymışım gibiydi... Sanki her an annemin bağrışlarını duyup irkilerek uyanacaktım.
Tanrı'm lütfen rüya olmasın!
Öyle dikkatli bakıyordum ki gözlerimde ışın olsaydı şuan Jimin''i eritmiş olabilirdim.
Her yanından geçerken ona bakıyordum ancak bu sefer farklıydı.
İlk defa yakından bu kadar dikkatli inceliyordum.Yakından daha parlak duruyordu saçları... Daha göz alıcı bir turuncu. Elinizle karıştırmak isteyeceğiniz türden.
Gözleri daha parlak duruyordu... Kahverenginin en göz alıcı tonu gibi.
Size her zaman bakmasını isteyeceğiniz türden.Bir o kadar dolgun dudakları... Pembenin en sevimli tonu.
Sizi her zaman öpmesini isteyeceğiniz türden.Nefes bile almayı unutmuştum.
Jimin yavaşça elini Jin'e doğru uzattı.
"Merhaba ben Jimin."
Jin ilk önce Jimin'e baktı ve yavaşça elini ona doğru uzattı.
"Merhaba ben de Jin."
El ele sıkıştıktan sonra ellerini ayırarak tekrar bana baktı.
Yavaşça dudakları yukarıya kıvrıldı. Bana bakarak gülümsüyor muyudu?
Anladım, kesinlikle ölmemi istiyordu!Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
"Aslında bizde bizimle oynayacak birilerine bakınıyorduk. Şansımıza siz çıktınız."
Zorla yutkundum.
Bizimle oynayacak birileri... Basketbol?
Tamam, biz de basketbol oynuyorduk ancak onlar kadar iyi olduğumu düşünmüyordum. Arda sırada sıkıldığımızda sahada iki üç tur dönerdik o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TwiLove // JiKook
Fanfikce@chimchim: Seni ne zaman görebileceğim? @kookiekookie: Ben istediğim zaman. //JiKook// Beğenebileceğiniz, ponçik bir hikaye.~