TwiLove // JiKook

Bölüm 18 (헬레 베이터)

Bölüm Şarkısı: Stray Kids (스트레이 키즈) - Hellevator (헬레 베이터)

ㅣㅣㅣㅣㅣ Medyada Var.ㅣㅣㅣㅣㅣ

Öhöm öhöm evet sonunda dediğinizi duyar gibiyim o zaman hadi bölüme. İyi okumalar. 🙆🏻♥️

Jimin önümüze koyulan tabaktan aldığı tavukları iki ısırıkta bitirip kenara bırakırken ben hala yemeye çalıştığım tavuk parçasına bakıyordum. Jimin tavuğa tüm dikkatini vermişken gözüm yan tarafta duran kemik parçalarına kaydı.

'Tanrım küçük bir dağ parçası gibiydi'

Ardından benim yan tarafımda duran kemik parçalarını baktım. Toplamda üç ya da beş parçaydı. Ben kendimi kaybetmemek için kendimi zorlarken Jimin bir an da kafasını kaldırarak bana baktı.

"Hey! Beğenmedin mi yoksa?"

Kafamı sallarken gülümsedim.

"Hayır hayır beğendim. Hem de oldukça fazla."

Aslında gerçekten de oldukça beğenmiştim tadını.
Jimin dudaklarını hafifçe büzerken gözleriyle yan tarafımda duran kemik parçalarını işaret etti.

Ardından elindeki tavuktan son bir parça alarak kemiği yan tarafa bıraktı.

"Öyle görünmüyor ama."

Elimdeki tavuğu ona gösterircesine ısırırken kemiğimi yan tarafa bıraktım. Jimin bana bakarken gözlerini devirdi.

"Aissh!" Önünde duran tabaktan bir parça daha tavuk aldı ardından mırıldanarak bana baktı.

"Kız gibi yiyorsun."

Dediği şeyle gözlerim istemsizce büyürken sinirlenerek ona baktım. Kız mı demişti az önce? Yoksa ben mi yanlış duymuştum?

'Tanrım bana kız demişti!'

Jeon Jungkook'a kız... Bu resmen mükemmel kaslarıma ve bana bir hakaret.

Dişlerimi hafifçe sıktım. Saçlarımı arkaya doğru atarken yavaşça kollarımı geriye doğru katladım ve en seksi bakışımı Jimin'e gönderdim.

"Bunu sen istedim Park Jimin."

Bakışımı tavuklara çevirirken duyduğum tek şey Jimin'in yutkunma sesiydi.

ㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣㅣ

"Tanrım nasıl yedin onların hepsini hala inanamıyorum."

Ellerimi cebime koyarken yan tarafımda yürüyen Jimin'e çevirdim kafamı. Hava çoktan kararmıştı ve sokak ışıkları saçlarını daha da parlak gösteriyordu. Şu an ne kadar mükemmel göründüğünden haberi var mıydı acaba? Hafifçe dudaklarım yukarıya katlandı. Hayran bir şekilde ona bakarak kafamı eğdim ve adımlarımı saymaya başladım. Jimin konuşmaya devam etti.

"Hey! Bana alınmadın değil mi?"

Omuzumda hissettiğim elle kafamı kaldırken yavaşça yutkundum. Jimin kolunu omuzuma atmıştı ve hafifçe kendine çekmişti beni.

"Ha...hayır alınmadım."

Kafamı Jimin'e doğru çevirirken aynı anda o da bana bakmıştı.

'Tanrım bu yakınlık...' Kokusunu o kadar yoğun hissediyordum ki bu beni sarhoş etmeye yetiyordu.

Derin bir nefes alırken Jimin kafasını önüne doğru çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Zaten bunu kanıtladın." Gülümserken yüzünü tekrar bana çevirdi nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Ardından konuşmaya devam etti.