5. BÖLÜM
"Önce şunu anlaman gerek, hiç paralel evren diye bir şey duydun mu?"
"Evet, ama inandığım pek söylenemez. Sadede gelebilir misiniz hemen?"
" İnanmıyorsun ama böyle bir şey var. Farklı boyutlarda binlerce alem var. Hepsinde aynı insanların aynı hayatları yaşaması gerekli. Küçük farklılıklar olsa da, ne zaman doğup ne zaman ölüneceği sabit noktalar--"
"Voov, voov. Bir dakika. Size inanacağımı söylemiştiniz ama inandırıcılıktan adım adım uzaklaşıyorsunuz."
"Bitirmeme izin ver. Bu düzeni sağlamak için de bazı görevliler var. Evren Elçileri olarak biz, iki evren arasındaki paralelliği korumakla görevliyiz. Sorumluluğumuzda olan iki evren arası geçiş yapabiliyoruz. Bir yeri seçip orada yaşayabiliyoruz..."
Matthew konuşurken Josh anlattıklarına inanıyor gibi gözükmese de içten içe inanmak istiyordu. Eğer böyle bir şey gerçekten varsa Lethia'yı görebilmesi mümkündü.
"....Ben bir Evren Elçisi olarak diğer evrende yaşıyordum, ta ki farkında olmadan çok büyük bir yanlış yapana kadar."
9 Ağustos 1994
Matthew'ın o günü aslında gayet iyi ve huzurlu gidiyordu. Karısının büyümüş karnına dokunarak minik kızının tekmelerini hissetmeye çalışıyordu. İşte tam o sırada evinin kapısına biri dikilmişti. Matthew olacaklardan habersiz, kapıyı açmıştı. Karşısında kendi yaşlarında sıradan bir adam duruyordu.
"Matthew Turner, değil mi?" Adamın yüzünde hiçbir ifade yoktu.
"Evet, ne için gelmiştiniz?"
"Evren elçiliğiniz sona erdi. Görevinizi bundan sonra ben üstleniyorum." Adam hala yüzünde hiçbir ifade olmaksızın Matthew'ın gözlerinin içine bakarak konuşuyordu. Matthew dediklerini idrak edememişti. Böyle bir şey mümkün değildi.
"Ne diyorsunuz? Nasıl, bu imkansız?!"
"15 Haziran 1992 tarihinde yaptığınız bir kaza sonucu evrenlerin paralelliği bozuldu. Her ne kadar küçük bir şeymiş gibi gözükse de olayın sonucunda şuan diğer evrende bir bebek doğarken, burada doğmuyor. Bu--"
Matthew duyduklarını anlamakta güçlük çekiyordu. Adamın sözünü birden kesti.
"Ne kazası?! Ben kurallarımıza aykırı hiçbir şey yapmadım! Bu.. bu mümkün değil!"
"Yaptığınız o kazada birine çarptığınızı hatırlıyor musun? O kazadan eğer bahsetseydin sonradan doğurabileceklerini önceden görebilirdik. Ancak artık çok geç."
"Sadece.. sadece bir kadına çarpmıştım. Bundan bahsedemezdim, başıma neler açardı.. Çok korkmuştum. Ancak her şey normaldi. Hayat olduğu gibi devam etti. Hatam ne? Bir yanlışlık var, bundan eminim!"
"Hiçbir yanlışlık yok. O gün o kadın evlenip aile kuracağı adamla tanışacaktı Turner. Ve bir oğulları olacaktı. Hatta diğer evrende bugün doğdu. Şimdi anlıyor musun?"
Matthew ellerini başına götürdü. Karşısındaki adam doğru söylüyordu. Matt'in aklından bunların olabileceği hiç geçmemişti.
"Bu vakitten sonra yapabileceğim hiçbir şey yok. Nasıl olur, nasıl.."
Matthew kendi kendine konuşurken adam sözüne devam etti:
"Ayrıca, cezan sadece görevinin sona erdirilmesi değil Turner. Bundan sonra bu evrene girişin yasak. Sürgün edildin. Bir daha aileni göremeyeceksin."
Adamın söyledikleri Matthew'ın beyninde tekrarlanıyordu. Birden yere çöktü ve gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Zar zor konuşmaya çalıştı:
"Ne zaman gideceğim?"
"Hemen."
Matt kapıya tutunarak ayağa kalktı. Gözlerinden durmadan dökülen yaşları elinin tersiyle sildi. Yüzünü ciddileştirerek karşısındaki adama 'tamam' manasıyla kafasını sallayarak yavaşça kapıyı kapatıyordu. Küçük bir aralık kaldığında duraksadı ve arkasını dönmüş ilerleyen adama seslendi:
"Bekle."
Adam yavaşça arkasını döndü. Matthew yutkunarak konuşmaya başladı:
"Çocuğun.. Çocuğun adı neymiş?"
"Joshua Brian Geller."
25 Mayıs 2013
Matthew ona yaşadığı her şeyi anlatmıştı. Josh anlattıklarına inanmalı mı inanmamalı mı karar veremiyordu. Anlattıkları kulağına bir filmden alınmış senaryo gibi geliyordu. Çünkü bu türden şeyleri sadece filmlerde ya da kitaplarda görmüştü. Birkaç dakika sessiz kaldı. Olanları hala anlamaya çalışıyordu. Matthew, annesiyle babasının tanışmasını engellemiş, Josh'ın orada doğmamasına neden olmuş ve bu evrene sürgün edilmişti. Bunlar Josh için oldukça ütopik olsa da bir diğer evren demek bir diğer Lethia da demekti. Hala hayatta olan. Beyninden her ne kadar inanmama sinyalleri alsa bile kalbi inanma sinyalleri gönderiyordu. İnansa ne kaybedebilirdi ki? Denemeye değerdi. Lethia için.
Hala sessizce düşünürken Matthew konuştu:
"Bana inanıyor musun?"
Josh yere bakıyordu. Lethia'yı düşündüğü için gözlerinden birkaç damla yaş akmaya başladı. Baktığı yerden gözlerini ayırmadan konuştu:
"İnanmak istiyorum."
"İnan Josh. İnanman gerek. Bu hem senin hem de benim tek şansımız."
Josh kaşlarını çatarak sordu:
"Bana o evrene girişinizin yasaklandığını söylemiştiniz. Sizin ne çıkarınız olabilir ki?"
"Seni oraya geçirebilirim, ancak senin de benim için bir şey yapman gerek. Ailem.. Onlar hala oradalar. Kızımı hiç görmedim, eğer.. eğer sen oraya gidersen, kızımı bulabilirsin." Konuşurken Matthew'ın gözleri dolmuştu. Josh itiraf etmeliydi ki, adam kendine inandırmayı oldukça iyi beceriyordu.
"Anlamıyorum, kızınızı bulup ne yapacağım? Onun nasıl göründüğünü bile bilmiyorum."
"Evren elçisi olduğumdan paralel bir bedenim yok. Bu yüzden kızım da o evrende varken burada yok. Ve evrenler arası geçişi sadece tek bedenliler yapabiliyor. Senin gibi. Ve bir de.. o evrende yaşarken burada yaşamayanlar. L-"
"Lethia gibi." Josh Matthew'ın sözünü kesmişti. Birkaç saniye düşündü ve sözüne devam etti.
"Yani oraya gidersem, Lethia'yı ve senin aileni buraya getireceğim."
"Anlamaya başlıyorsun. Bunu yapabilir misin?"
"Sanırım.. Ahh hala bunlar imkansızmış gibi geliyor. Üzgünüm.. Bilmiyorum." Josh'ın kafası oldukça karışmıştı. Ne yapacağına hala karar veremiyordu.
"Pekala, düşünmeye ihtiyacın var." Matthew yerinden yavaşça kalktı.
"Nereye gidiyorsun?"
"Tekrar geleceğim Josh. Sadece, düşün. Doğru kararı vereceğinden eminim."
Matthew arkasını dönüp ilerlemeye başlamıştı. Josh oturduğu banktan kalkmış bir sersem gibi evine doğru ilerliyordu. Bir günde öğrendiği, yaşadığı şeyler onun için oldukça fazlaydı. Fakat artık kalbi eskisi kadar acımıyordu. Çünkü içine küçük bir umut yerleşmişti. Lethia'ya yeniden kavuşma umudu.
*
Merhaba arkadaşlaar! Aylardır yeni bölüm yazmıyordum, zaman olmuyordu ve bir noktada tıkanmıştım. Ve sonunda 5. bölümle karşınızdayım. Ayrıca okuyucu sayısı bini geçti, okuyan herkese sonsuz teşekkürler! Bölüm kısa olmuş olabilir, diğer bölümlerde telafi etmeye çalışacağım. Bu bölümde Matthew Turner'ın hikayesini öğrenmiş olduk. Matthew'ı Misha Collins oynuyor, görsele gifini de koydum. Neyse, umarım zevk almışsınızdır. Yorumlarınızı bekliyorum! :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As We Don't Know It
Teen FictionLife As We Don't Know It // Bilmediğimiz Kadarıyla Hayat Mucizelerden hep bahsedilir. Duyduğumuz her hikayenin içinde küçük de olsa bir mucize vardır. Bazen bir tesadüfe bile kocaman bir mucize gözüyle bakılır. Ama bu öyle bir şey değildi. 3 üniver...