8. BÖLÜM
"Afedersiniz, tanışıyor muyuz?"
Josh Lethia'nın okyanus mavisi gözlerine dalıp gitmişti. Sadece baktı, baktı ve baktı. Cevap vermek istiyordu ama kelimeler boğazında düğümlenmişti sanki. Gözleri gözleriyle kenetlendiğinde ne onu tanımamasını, ne de onun gözlerinden akan yaşları düşünebiliyordu. Gözlerine bakmayalı aylar olsa da sanki yıllar geçmiş gibiydi. Hayatla ilişkisini kesmiş, hiçbir şeyi duymuyor, hatta nefes bile almıyorken tek yaptığı şey Lethia'ya odaklanmaktı. Biraz zaman geçtikten sonra Lethia yine titreyen sesiyle konuştu:
"Hey? Birine benzettiniz sanırım?"
Josh, Lethia'nın tekrar konuşmasıyla kendine gelebilmişti. Kafasını iki yana salladı ve gözlerini kırpıştırdı. Yaptığı şeyin saçma olduğunu anlaması uzun sürmedi ve "Evet, ah, çok özür dilerim. Birine benzettim. İyi günler." diyerek kafeden çıkıp yolun karşısına geçti. Lethia görüş alanından çıkmadan uzak bir yerden onu izlemeye devam etti. "Ne yani Josh? Selam deyince tanıyacağını falan mı düşündün?! Aptal. Bu evrende yoksun, yoksun, yoksun. Anla şunu. Seni tanımıyor, kim olduğuna dair en ufak bir fikri bile yok. Tabi ki de tanışıyor muyuz diye soracak, gelip boynuna atlayacak hali yok. O senin Lethia'n olabilir ama sen onun Josh'ı değilsin. Peki ya bunlar boşunaysa? Ya gerçek Lethia'm gittiyse.. Neden ağlıyordu ki acaba?" Josh kafasından geçen binbir türlü düşünceyle delirmenin sınırındaydı. Evren arası geçişler hala onu şok etkisinde bırakmışken şimdi Lethia'yı görmesi, onun Josh'ı tanımaması ve onu nasıl tekrar kazanacağı hakkında bir fikri olmaması, evet bunlar oldukça fazlaydı.
Josh hala kaldırımın kenarında uzaktan Lethia'yı izlerken aklına Matthew'ın kızı geldi, eğer onu bulmazsa bu evrenden asla çıkamazdı. Ve ayrıca, kalacak yeri de yoktu. Belki Matthew'ın ailesi bu konuda ona biraz yardım edebilirdi. Lethia'ya son kez bakıp iç geçirdikten sonra Matthew'ın verdiği ev adresini bulmaya koyuldu. Matthew yıllar önce o evden ayrılıp başka bir evrene gönderilmişti ve karısının ve kızının hala o evde yaşadığını 'ümit ediyordu'. Josh bu 'umarım, ümit ediyorum' türü laflara oldukça sinirlense de işin ucunda Lethia olduğundan gıkını çıkarmıyordu. Evin adresini birkaç kişiye sorduktan sonra bir evin önüne gelebilmişti. Hava kararmaya başlamıştı. Evin ışıkları yanıyordu ama Josh ne diyeceğini bilemiyordu, "Hey, merhaba. Ben Josh, kocanız beni paralel evrenden bu evrene ölmüş ama burada yaşayan kız arkadaşımı ve sizi bulmam için yolladı, beni evinize alır mısınız?" Harika, ne diyeceğini kesinlikle bilmiyordu. Artık bundan kaçamazdı, derin bir nefes aldı ve oldukça yavaş adımlarla kapının önüne doğru ilerledi.Elini zile götürdüğünde kalbi küt küt atıyordu, şuan bildiğin doğaçlama oyununa başlıyordu. Kapıyı çok geçmeden orta yaşlarda sarışın güler yüzlü alımlı bir bayan açtı.
"Buyrun?"
"Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama, Sandy Turner'a bakmıştım." Josh ismi doğru hatırladığından emin değildi. Kadının bir kaşının kalkmasıyla sözüne devam etti, "Sally! Sally Turner. Özür dilerim."
"Evet benim, ne için bakmıştın?" Sally'nin güzel tonlu ince bir sesi vardı ve Josh'la konuşurken güler yüzünü hiç düşürmemişti.
"Aslında ne için baktığımı anlatmak biraz garip gelebilir ama, kocanız. Matthew---" Josh bunu dedikten sonra Sally'nin gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Yüzündeki o kocaman gülümseme gitmiş yerini sanki hüzün almıştı.
"Matthew Turner, sizi bulmamı o istedi. Paralel evrenden geldim, vay be, bunu söylemek oldukça garip. Her neyse, kulağa garip geldiğini biliyorum, ya da gelmiyor da olabilir yani bunları biliyorsunuzdur muhtemelen ama---" Josh konuşmasına devam edecekken Sally hızla onu kolundan içeri çekmişti. Onu salona oturtup bir kahve de ikram etti. Josh ona Lethia'yı, buraya gelmesini, Matthew'ın ona anlattıklarını yani bi nevi her şeyi anlattı. Sally durmadan Matthew'ın nasıl olduğunu sorup duruyordu. Tam 20 yıldır sevdiği adamı görememek onu oldukça yıpratmış haldeyken yıllar sonra onun hakkında bir şeyler duymak Sally'i çok fazla heyecanlandırmıştı. Eli ayağı titriyor, gözlerinin dolmasına engel olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As We Don't Know It
Teen FictionLife As We Don't Know It // Bilmediğimiz Kadarıyla Hayat Mucizelerden hep bahsedilir. Duyduğumuz her hikayenin içinde küçük de olsa bir mucize vardır. Bazen bir tesadüfe bile kocaman bir mucize gözüyle bakılır. Ama bu öyle bir şey değildi. 3 üniver...