6. Bölüm 'Tawny Skin'

236 16 10
                                    

Araba ani frenle durduğunda ikiside korkuyla çığlık attı. Jongin ablasının üstüne kapanarak tehlikeden korudu. Bir kaç saniye o şekilde kaldılar sonra ne olduğunu anlamak için dışarı çıktılar.

Şoförü arabanın önünde telefonla konuşurken buldular.

"Neler oluyor? O da neydi?" Jongin Victoria'nın sorusunu yanıtsız bırakıp arabanın önüne yaklaştı. Yerde yatan küçük bedeni gördüğünde gözleri kocaman açıldı.

"Siktir..."

◀ⓤⓢⓔⓛⓔⓢⓢ▶

Yaz aylarına girmiş ve neredeyse sonbahar gelmişti. Bu küçük kedinin uyanmasını bekliyorlardı hala.

Ablası kendini suçlu tutuyor ve onu evine- afadersiniz yani artık kedi çocuğunda evi sayılıyordu bu yüzden evlerine gideceklerdi.

5 ay 20 gün olmuştu. Doktor, kedi çocuğun kafasını vurmasıyla ilgili bir şeyler gevelemişti.

Ama Jongin dinleyecek hali yoktu çünkü onu kan tutuyordu ve o gün fazlasıyla kan görmüştü.

Kan gölünü hatırlayınca oturduğu yerden rahatsızca kıpırdadı. Bir insanınkine oran daha farklı bir kan rengi vardı kedi çocuğun. Daha.. kırmızı? Parlak?

Evet! Açık kırmızı ve simli. Düşündüğü şeyin ne kadar saçma olduğunu farkındaydı fakat hadi ama hayatında kaç defa simli kan görücekti ki?

Sanırım hastane kokusu Jongin'de kafa yapmıştı. Kafasını elleri arasına alıp, saç diplerine kaşıdı. Banyo yapmayalı kaç gün olmuştu? 5 ya da 6 gün olmuş olmalıydı.

Berbat kokuyordu, saçları yağlanmış ve sakalları çıkmıştı. Eve gitmesi gerekiyordu fakat bu kedinin başından ayrılamazdı. Ablası hamileliğin son aylarındaydı. Çok huysuzdu.Ve yüreyecek halı bile yoktu, karnı burnundayken bir aptal kedinin baş ucunda bekleyeceğine Jongin'i yollamıştı. Tehditleri saymazsak gayet sakin sesle söylemişti.

Ağzının kuruduğunu fark etmiş ve ayağa kalkıp, kedinin yattığı sedyeye ilerlemişti. Boş bardağı eline alarak ağzına kadar doldurdu. Dudaklarına götürüp susuzluğunu giderdi. Son damlalara gelmişken hırıltılı ses kulaklarında çınladı.

"S-su."

Jongin hemen sesin geldiği yere döndü. Döndüğü anda kehribar rengindeki gözlere hapis oldu. Renklerin birbiriyle uyumunu ilk defa bu kadar müthiş olduğunu düşündü.

"Harika.. " diye fısıldadı. Bu gözlere onlarca şarkı yazılır, yüzlerce şiir, binlerce senfoni bestelenirdi. Jongin kalbinin futbol oynarken bile bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordu.

"S-su lütfen.." Jongin kafasını sallayarak onu onaylanmasına rağmen hala hareket edememişti. Yuvarlak bir yüz, küçük burun,kalp şeklinde öpülesi dudaklar ve sarının yeşille olan aşkını anlatan gözler.

Jongin o kadar dalmıştı ki , Kyungsoo'nun gözlerinin kapandığını yeni fark etmişti.

"Yah! Sakın ölüyüm deme! Sen ölürsen bende ölürüm." Jongin'nin tehtitlerine rağmen gözlerini açmayan çelimsiz çocuğu görünce iyice panikledi.

"Onu öldürdüm mü? " korkuyla odada bir oraya bir buraya tur atıyordu.

"Bir dakika, sen bir şey yapmadın. O şey etti..." bir anda durdu ve korkakça fısıldadı.

"Öldü." Tanrım! Resmen ölmüştü!

'Hayır seni gerzek sadece bayıldı ve senin bu durumda ne yapman gerekiyor biliyor musun?'

Jongin iç sesinin sorusunu gene fısıltıyla cevapladı," Hayır.."

'O zaman ben söyleyeyim, hım?' Kafasını salladı.

'Tabiki DOKTORU ÇAĞRICAKSIN! YOKSA BU SEFER GERÇEKTEN ÖLÜR! Ve senin üzerine kalır bebeğim.'

İç sesi kesinlikle haklıydı ve doktoru bulması gerekiyordu. Kapıya koştu kapıyı kapatmadan önce cansız gibi yatan kedi çocuğa döndü.

"Beni bekle tamam mı? Ah ne diyorum ben? " kapıyı kapatıp koridorda koştu ama filmlerdeki gibi doktor hemencicik önüne çıkmamıştı. Aşağı kata inene kadar. Her yerde yarı insan yarı hayvan olan yaratıklar vardı ne de olsa burası onların hastenesiydi. Köşeyi hızla dönmesiyle birine çarpması bir olmuştu.

"Önüne bak- Ah sen doktorsun. O uyandı." doktor,onun bu kadar hızlı konuşmasıyla afallasada karşısındaki en fazla 20 yaşlarında olan gence gülümsedi. Aylardır burada kalan Kyungsoo'nun uyanmasına sevinmişti.

#🐧🐻

Kyungsoo kısa bir süreliğinede olsa gözlerini açıp bu yakıcı kokunun nereden geldiğini anlamaya çalıştı.

Duvlarla karşlaşacağını sanarken esmer bir boyun görüş açısına girmişti ve aşağı yukarı sallanan adem elması. Boynundan aşağı akan su damlacıkları köprücük kemiklerini ışıldatıyordu.

Heyecendan ya da uzun zamandan beri su içmediği için boğazı kurumuştu.

"S-su" diye fısıldasığını hatırlıyordu ve koyu renkli gözlerin delici bakışlarını. Sonrası karanlıktı. Şimdi gelen tıkırtılarla gözleri yeniden aralanmıştı Kyungsoo'nun.

Kapı yavaşça açılırken Kyungsoo boynunda ki boyunluğu önemsemeden kafasını hızla çevirdiğinde iliklerine kadar hissettiği ağrıyla irkildi.

"Miyav!"

Jongin çıkan sesle korkarak gözlerini büyüttü. Kedi yeniden uyanmıştı! Jongin doktorun kapıdan girmesine izin vermeyerek ilk o öne atıldı ve kapıdan içeri girdi. Onu deli gibi yattağın içinde çırpınırken buldu.

Kyungsoo odaya yayılan kokuyla duraksadı. O buradaydı. Ağır çekimde yine gözleri birleşmişti Jongin'le.

Jongin ona sert yüz ifadesiyle bakarken,

"Gitme vaktimiz geldi Kyungsoo."

Merhaba arkadaşlar!!!

1.55 BİN OLMUŞUZZZZZ!!!!**!!!!!!!

Şu zamana kadar okumayı bırakmayan okuyup yorum yapan yorum yapıp vote veren herkese çok içten bir şekilde teşekkürlerimi sunuyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Useless 'Kaisoo'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin