Adrien'ın ağzından:
Babam bana söyleyeceği şeyi benimle konuşmak yerine gösterdi. Heyecanla bekliyordum. Bir anda Çalıların arkasından bir çocuk çıktı. Bana o kadar benziyordu ki neler olduğunu anlamadım. Babama neler olduğunu soracakken çocuk koşa koşa babamın yanına geldi ve ona sarıldı. Çok şaşırdım. Daha önce babam hiç tanımadığı kişilere sarılmazdı.
Adrien: baba neler oluyor? ....Sende kimsin? Ve bana neden bu kadar benziyorsun?
G.Agreste: bu se-senin kardeşin Adrien.
Adrien: ne!!??
Hayatımdaki en büyük şoku yaşıyor olabilirdim. Bunca zaman benim bir ikizim var ve benim bundan zerre kadar haberim yok. Acaba onu neden daha önce benden sakladılar? Ya da görüştürmediler? Aklım almıyordu. Hala şaşkındım. Ona ne yapsam. Gidip sarılıp canım kardeşim benim diye söylesem mi yoksa tirip atıp neden bunu daha önce bana söylemediniz mi desem... nasıl davranacağım belirsizdi.
G.Agreste: Adrien bu Andrew. Sana bunu daha önce söylemediğim için özür dilerim. Ama bu gerekliydi. Ayrıca sana birşey daha göstermem gerekli.
Adrien: ben... ben ne diyeceğimi bilemiyorum.
Andrew: merhaba diyebilirsin.... kardeşim yani Adrien...
tuhaf bir şekilde bana sarıldı ve bende ona sarıldım. Ve meraktan çatlıyordum. Acaba babam bu sefer ne gösterecek? diye. Tam babama "baba" diyecekken babamın yanımda olmadığını fark ettim.
Adrien: Babamız nerede?
Andrew: birazdan görürsün. ..
Babam ve bir kadın Çalıların arkasından çıktı. Bu......bu..... a-a-annemdi. Aman tanrım.!!!!! B-ben rüya mı görüyorum. Gözlerimi ovaladım ve bir daha baktım. Bu..bu gerçekti. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kendimi tutamadım ve bir anda ağlamaya başladım. Ne olduğunu fark etmeden anneme koşmaya başladım. Ve bir anda çok sıkıca sarıldım. Annem bana küçüklüğümdeki gibi sarı meleğim diye seslendi. Artık anlıyorum ki babam beni gerçekten tanıyıp da bu kadar sert davranıyormuş. Sırf ben üzülmeyeyim diye. Annemde ağlamaya başladı. O da bana sıkıca sarıldı. Aramızdaki hasret o kadar çok ki sadece sarılmak ile geçmiyor. Az önce hayatımın en büyük şokunu yaşıyorum demiştim ya o laf bunun için geçerli.
(Bundan sonra Adrien'ın annesini Mrs. Ag. Diye göstereceğim. Ve babasını ise Mr. Ag. Diye göstereceğim. )
Mrs. Ag: meleğim. ... seni o kadar çok özledim ki . Sana bakınca ağlamak geliyor içimden.
Adrien: benimde. Anne s-sen ölmedin mi?
Mrs. Ag: Hayır tatlım sana söz veriyorum eve gidince herşeyi anlatacam.
Adrien: t-tamam.
Artık ağlamaktan titriyordum. Bir süre sonra ağlamamı durdurup limuzine tekrar bindik. Bugün olanlar sanki bir rüya gibiydi. Hala şoktayım. Ama alışmaya başladım.
Andrew: bugün olanlar sanki bor rüya gibiydi. Değil mi?
Adrien: aklımı okudun. Baba.... sanırım sana bir özür borcum var.
Mr. Ag: Hayır. ..... benim var. Sana bu kadar sert davranmamın nedeni buydu. Sen üzülme diye.
Adrien: anlıyorum.
Andrew: baba.... ben okula gidecek miyim?
Mr. Ag: eğer istersen.
Andrew: tabi ki. İsterim.
Mr. Ag: pazartesi günü okula başlarsın.
Andrew: çok teşekkür ederim baba.
Onlar konuşurken Adrien ve annesi birbirlerine bakarak göz göze konuşuyorlardı. Bir süre sonra eve geldiler. Ve limuzinden indiler.
.......To be continued........