Bölüm 3

29 1 0
                                    


Evde Fikriye ile aramızda soğuk rüzgarlar Essede ,  görücüler geleceği için keyfi yerindeydi. Kendince istediğinin olduğunu düşünüyordu. Ama benim için de bir kurtuluş olabileceğini düşündüğüm için  gelecek olan kişileri merakla beklediğimi asla tahmin edemezdi
Aile 2 gün sonra gelecekti. Bunun için tahminimden çok daha fazla heyecanlanmıştım . Isınabilecek miydim , Nasıl bir insanla tanışacaktım, onu sevebilecek miydim. Kafamda o kadar çok soru var dı ki. Herşeyin yolunda gitmesi için sürekli dua ediyordum. Babaannem de benim bu sessiz, herşeye olumlu yaklaşan halime şaşırsada , bana konu ile ilgili pek soru sormuyordu. Oda benim gibi büyük ihtimal ile misafirlerin geleceği günü bekliyordu.
Bu sırada tek dertleştiğim  kişi şirin olmuştu. Elinden geldiği kadar bana destek olsada, oda 2 gün sonunda olayların Nasıl şekilleneceğini merak ediyordu.

Bütün bunlar olurken 5 gün boyunca , derenin kenarına hiç inmemiştim , köyümüzde misafir olan Ali amcanın tanıdığı gencin halen orada olma ihtimali yüksekti. Ama içimdeki streside atmak için Oraya gitmeye ihtiyacım vardı.
Evin gündelik işleri bittikten sonra , babaanneme haber verip sonunda gitmeye karar verdim . Artık gitmiş olabileceği ihtimalini düşündüğüm için sakınca görmemiştim . Eğer halen oradaysa hiç görünmeden sessizce geri dönerdim.

Fikriye odasından bir kaç kez çıkmıştı,uzun zamandır etrafta görünmüyordu. Evin bütün işlerini yaptığım için bana söylenecek bir bahaneside kalmamıştı.

Evden çıktığımda kafam da bir sürü soru dolanıyordu, dereye inene kadar Zaman o kadar hızlı geçmiştiki, kafamdaki sorulara cevap bulmaya çalışırken ne Zaman geldiğimin farkına bile varmamıştım. İlk defa bu kadar dalgındım ve 2 günün biran önce geçmesini istiyordum.
Ayaklarımı suya değdirdiğimde aniden daha önceden çadırın kurulu olduğu yere çevirdim kafamı. Çadır olduğu gibi tam karşımda duruyordu , hızlıca etrafı taradı gözlerim, kimseler yoktu. Tam rahat nefes alacağımı düşünürken arkamdan birinin bana seslendiğini duydum
-demek yine sen

Arkamı hızlıca döndüğümde , yiğitin 10 adım ilerde olduğunu gördüm. Adını unutmamıştım bana gülümsüyordu ve birşeyler söylememi bekliyordu

-gitmişsindir diye düşünmüştüm
Gülümsemiyordum ve sesim oldukça sert ve net çıkmıştı
-ben halen buradayım ve sen hiç misafirperver değilsin

Haklıydı , gördüğüm ilk andan itibaren oldukça soğuk ve mesafeli konuşuyordum. Ali amcanın tanıdığı olma gerçeğide, fikirlerimi değiştirmemişti. Sonuçta o bir yabancıydı
-sonuçta seni tanımıyorum, başka Nasıl davranmamı bekliyorsun ki
-ama son görüşmemizde sana ismimi söylemiştim
-fakat ben sana bir karşılık vermemiştim öyle değil mi

Geri adım atmamakta kararlıydım. Fakat karşımdakininde geri Adım atmaya niyeti yok gibiydi
-belki artık ismini söylemenin Zaman'ı gelmiştir

-ismimi söylemenin bu kadar önemli olduğunu sanmıyorum, zaten şimdi gideceğim ve sen gidene kadar bir daha gelmeyi düşünmüyorum

Artık sesim eskiye göre daha kararlı ve sert çıkmıştı.
Yürümek için adımı attığım anda konuşmaya devam etti
-sadece arkadaş olmak istemiştim bu kadar sert tepkiler vermene gerek yoktu. Ama birşeyi çok merak ediyorum
-neyi
-etrafında hiç arkadaşın var mı, çünkü senin gibi suratsız ve geçimsiz birinin , arkadaşı olması biraz zor gözüküyor
Söyledikleri kalbimi çok kırmıştı, dışardan bir yabancının gözünden suratsız ve geçimsiz biri olarak gözükmüştüm belkide çirkin,
Aniden Boğaz'ımda birşeylerin düğümlendiğini hissettim, yutkunamıyordum, neredeyse ağlamak üzereydim , fakat ellerimi öylesine sıkıyordum ki , onun karşısında ağlamak yapacağım en son şeydi.
Bu köyün insanları haricinde kimseyle tanışmamıştım, bu köyün dışına hiç çıkmamıştım , elbette arkadaşım vardı ve hepsi tarafından da seviliyordum.
Ama ilk defa hiç tanımadığım biri beni geçimsiz ve suratsız olarak adlandırmıştı. Beni anlamış olması gerekirdi, sonuçta hiç tanımadığım biriyle Nasıl hemen arkadaş olabilirdim ki , zaten  kısa bir sure sonra gidecek biri neden benimle arkadaş yapmak isteyecektiki

5 YAPRAKLI  YONCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin