Sekizinci Bölüm

48 17 13
                                    

Medyada Selin var.

Selin'in tek başına yapmaması için sarmaları yemeği bitirdiğimizde erkekler salona kaçacakken onları durdurup yardım etmelerini sağladım.

Efecan ile Deniz bulaşıkları Egemen ile bana veriyordu köpüklememiz için, biz de Selin'e veriyorduk çalkalaması için.

Ve son.

Bulaşık bitti.

Salona geçip oturduğumuzda kaşlarımı çatıp onların niye geldiklerini sormadığımı hatırladım.

"Siz niye geldiniz?" dedim gözlerimi onların üzerlerinde gezdirirken.

Selin, Deniz ile gülüşmeyi kesip bana baktı.

Bu bakışı biliyordum.

Kesin yine bir şey yapacaktık!

Selin gülümseyerek

"Ata binmeye gideceğiz!" dedi neşeyle.

Histerik bir şekilde güldükten sonra ciddi bir şekilde

"Güzel şaka, ben yokum. Size iyi eğlenceler." deyip odama gittim.

İnsanda resim çizme hevesi bırakmadılar be!

Kağıtları toplarken yine hepsi odaya doluştu.

Onları umursamadan kalemlerimi kalemliğe koyup kağıtlar ile birlikte çekmeceye yerleştirdim. Bardağımı da alıp odadan çıkacakken önümden çekilmedikleri için çıkamadım.

Oflayıp onlara çekilmelerini sağlayacak bir bakış attım ama çekilmediler.

"Ben gelmiyorum." dedim kesin bir şekilde.






Benim kesin bir şekilde konuşmama kesin bir şekilde itiraz etmeleri sonucu bir çiftliğe gelmiştik.

Yolda camdan sarkıp

"Adam kaçırıyorlar!" diye bağırmama camları kapatarak, başlarının etini şişirmeme ise ağzımı bantlayarak çözüm bulmuşlardı ve ağzımdaki bantı çıkarmamam için de ellerimi bantlamışlardı.

Çıldırmışlar resmen!

Ve bu arada hala bantı çıkarmamışlardı! Ahırdaydık.

Karşımda onlar atlarla ilgileniyorken ben de sandalyede tepiniyordum.

Oturduğum sandalyeden kalkıp ahırın önünde olan Egemen'in yanına gittim, sigara içiyordu.

Yüzümü buruşturdum, istemsizce oluyordu.

Benim gelmem ile sigarasını yere atıp söndürdü.

Buraya gelirken arabada Selin ağzımı bantlarken Egemen saçmalamayın demişti ama Selin yine de bantlamıştı. Sonra da bir şey dememişti, heralde arabada çok konuştuğum için sessizlik iyi gelmişti ona.

Yavru kedi bakışlarımı gördüğünde gülüp kafasını diğer tarafa çevirdi.

Bana bakması için yerimde kıpırdandığımda başarılı olmuştum.

Gülümseyip yavaşça çekti bantı ağzımdan, ardından da ellerimden. Hafif kızaran bileklerimi tuttu kaşlarını çatarak.

"Anlaşılan sadece hem cinslerimden değil, hem cinslerinden de korumam lazım." dediğinde güldüm ama sonra intikam vakti zamanı geldiği için gülmeyi kesip ahıra ilerledim.

Egemen'in

"Panda kız out, cadı in." demesiyle sırıtmamı engelleyip ata şeker veren Selin'in saçını çektim.

Sevdim, Seviyorum, SeveceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin