Holdingin kapısından içeriye girdiğimde güvenlikten geçtim.Çantamı koluma takıp resepsiyon gibi bir masanın oraya gittim.Çok tatlı bir kız gülümseyerek
"Buyrun ?"dedi.
"Ben iş ilanı için gelmiştim...ama biraz geç kaldım sanırım."dedim saatimi göstererek.
"Ah hayır geç kalmadınız,aslında kaldınız ama..."bana yaklaşarak kısık sesle konuşarak "
Oktay Bey ve Haldun Bey şimdi geldiler.Şimdi diceksin kim bunlar diye ?"diyip geri çekildi,yüzündeki gülümseme hâlâ devam ediyordu.
Kıvırcık saçlı kız, yanında duran erkeğe bir şeyler söyleyerek resepsiyon gibi olan masanın arkasından çıktı.
"Selam,ben Nisan."dedi ve elini bana uzattı.Bende elimi uzatıp tanıştığımda memnun olduğumu söyledim.Bu sırada merdivenlerden yukarıya çıkıyorduk.
"Şey... acaba şuan nereye gidiyoruz?"dedim çekingen bir edayla.
Bu kız hiç mi somurtmaz beni olsam yüz mimiklerim çoktan ağırırdı.
"Dediğim gibi Oktay ve Haldun beyin odasına gidiyoruz.Haldun Bey 62 yaşındadır buranın gerçek sahibidir.
Oktay Bey ise oğlu o da 45 veya 47 yaşında olmalı.Bunlar seni işe alacak olan kişiler."dedi eliyle ilerlememi gösterirken.
Geldiğimiz ikinci katta koridor boyunca düz yürüdük.Sonra sola döndüğümüzde bir kapı gördüm.Şuan annesinin arkasından yürüyen ördek gibiydim.Burdan bi hayırlısıyla çıkış yapıyım,söz Selin'le alış veriş yapacağım (!).
Kapıdan içeriye girmeden önce bir şifre ve kart okuttu.Bana hafif bir tebessüm yaparak içerideki güvenliğin yanına gitti.Ben hâlâ kapının kenarındaydım.Etrafı incelediğimde güvenlik masasının duvarlardaki güvenlik kameraları vardı.Birde güvenlik kameralarının karşısında ki duvara gömülü balık akvaryumu.
Odadaki tek hareketlilik bunlardı.Oda boydan boya beyazdı.Nisan, önümüzde olan kaydırmayı kapıyı kart yardımıyla açınca beni eliyle çağırdı.
Yan yana ilerlerken de konuşmayı ihmal etmedi."Bak bunu kimseye yapamazdım ama değerimi bil.Hadi göreyim seni amcamla baş edebilirsin."dedi ve boğazını temizleyerek karşımızda sohbet eden ikilinin bize dönmesini sağladı.
"Amcacığım bu gördüğün kız..?"
"Buğlem." dedim hemen.
Lafa Nisan devam etti.
"Şirketimizde çalışmak istiyormuş ama birazcık geç kalmış,minnacık yani dedim ki,buraya kadar zahmet etmiş bi amcacığım ve dedeciğimi görmeden mi gitsin ?..."dedi ve beklentiyle amcası ve dedesi arasında göz teması kurdu.
Ben de karşımda duran yaşlı adamların ağızlarından çıkacak cümlelere bakıyordum.Yaşlı olan adam gülümseyip eliyle Nisan'ı yanına oturtup bana da karşı koltuğa oturma mı söyledi.
Hemen denileni yaptım ve tekli koltuğa geçip,stresten dolayı çantamın saplarını sıkıca sıkmaya başladım.
Heyecanlandığım zaman olan belirtiler ortaya çıkmaya başlıyordu...
1-Mide bulantısı
2-Ellerinin soğuması ve titremesi
3-Bir eşyayı veya artık her ne olursa var gücümle sıkmak.Şuana kadar çok midem bulanmıştır, ama hiç kusmamıştım.Karşımda beni süzen Oktay Bey'e bakıp gözlerimi Nisan'a çevirdim.
Kafamı çevirdiğim an bana bakması bir olmuştu zaten.
"Tamam,Nisan'ın hatırına seni bir mülakat gibi bir şeye tabii tutacağız eğer memnun olursak işe alınıyorsun.Sorusu veya sorunu olan?" Dedi yaşlı dede.
Nisan' a baktığımda bana destek olmak istercesine bakıp gülüyordu.
Ah! O olmasaydı belki bu şansı elde edemeyecektim.
Oktay Bey elindeki çayı önümüzdeki altın kaplamalı olduğunu düşündüğüm masasının üstüne koydu.
"Benim için sorun yok baba,bildiğim kadarıyla Burcu'nun yerine yeni biri alınmamış."dedi ve hafiften gülümsedi.
Karşımda oturan Oktay Amca, Maşallah çok yakışıklıydı.Hani derler ya 'Yaşlı ama hala karizması var.'diye aynı öyleydi.
Gözleri ise mas maviydi.
Gülümsediğinde oluşan gamzeye hayretle baka kaldım. Kocaman belediye çukuruydu.Vay be amcaya bak sen! Eminim gençken çok fazla ceviz kırmıştır.Bu düşünceme içten içe kahkaha atıyordum.Dışarıya ise sadece tebessüm.Yaşlı dede boğazını temizledi ve bakışlarını bana çevirdi.
"Seni tanımak isterim,kızım.Benden çekinme ve bana kısacası buraya nasıl geldiğini ve bu şirketten ne beklentin var onu söyle."dedi.
Çantamı tam kucağıma koyarak konuşmaya başladım.
"Buraya gazete gördüğüm ilan için geldim."dedim.Bir müddet sustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAR
RomanceAynadaki yansımasına bakıp,sakin olması gerketiğini tekrarladı kendine Buğlem. Kendine hatırlattı;Bu akşam herşey bitecek diye.Elinde duran maskeye bakıp,saçlarının bozulmamasına dikkat ederek tekrar suratına taktı.Lavabodan çıkıp,balo salonundaki k...