Annem azarlarını ve saydırmalarını bitirince kapıyı hızla çarptı ve dışarı çıktı. Akşama kadar odamdan çıkmadım. Kitap okudum. Müzik dinledim. Kendimle konuştum. biraz da yazmaya çalıştım. Ben yazmayı bilmem, beceremem. Zaten içimi de dökemem kimseye. Lavin hariç tabii. Gerçi Lavin'e de pek fazla şey anlatamıyordum. doğrusu anlatmam da beklenemez benim gibi birinden. ben anlatma kotamı kendimle konuşarak, aynadaki yansımama anlatarak dolduruyorum. Ama yine de hiç kimseye anlatamadığım şeyleri anlatırım Lavin'e gerçi ben anlatsam da anlatmasam da Lavin hemen anlar bir derdimin olduğunu. Akşam olunca kapının sesini duydum. Babam gelmişti sanırım.-Babama daha çok düşkündüm ve ne olursa olsun ona kızamıyordum. Onu çok seviyordum.- Yine de emin olmak için aşağıya indim.Mutfağa gittim ve su içer gibi yaptım. Evet gelen babamdı. Odaya girip uzun süre konuştular. Arada annemin sesi yükseliyordu. Sanırım benden bahsediyorlardı "Biz bu kızla ne yapacağız. Ben bıktım, yoruldum artık." Odama doğru harekete geçtim. Sanki kötü bir şey yapıyormuş gibi hissettim kendimi. Sonra birden babamın bağırışıyla irkildim "Hande yeter." İlk defa sanırım babamın sesi bu kadar sert ve yüksek çıkmıştı. "Öyle mi Atilla bey. Unutma. Eğer şu anda böyle bir evde yaşıyorsan ve bu kadar saygı görüyorsan bunun tek sebebi benim. Sonsuza kadar çalışsan yine de böyle bir saygınlığa ulaşamayacaktın. " Sonra ne konuştuklarını duyamadım. Anlamıyordum...