Multiyle okumanızı tavsiye ederim.
The pretty reckless - Make me wanna dieMulti : Nehir
Ben hala Anıl'ın bir kardeşi olduğuna inanamıyorum.
Neyse. Yerden kalktım. Anıl'ı da elinden hayvanca çekerek kaldırdım.Anıl sert bir ses tonuyla "Nehir senin burda ne işin var?!"dedi. Lan ben bile tırstım kızın umrunda değilmiş gibi boş boş abisine bakıyor. "Ufff! Abi ya işte bizim Newton Bar'a gidiyodum arkadaşlarla orda buluşacaktık."
Anıl biraz şaşırmış olsada hemen kendini toparladı." Ama sen hiç babamın yanına gitmezsin ki?" Dedi.
Noluyo lan burda. Sesli düşünmüş olmalıyım ki Anıl birden bana döndü.
Valla korkmadım desem yalan olur.Sıçtın Asya!
Sen bir sussana be iç ses herşeye maydanoz olma! Sanırım iç ses haklıydı. Tam anlamıyla SIÇTIN!"Eve gir!" Dedi öküz. Ben hiç istifimi bozmadan kapıya yöneldim anahtarı alıp sokağın başına doğru yürümeye başladım. Iyiki onu dinlemedim. Neden dinleyeyim ki! Ne halt yerse yesin. O anda aklıma ilk gelen şeyi yaptım.
Saçmalamayın tabiki dönüp ona doğru koşup sarılmadım. Yerde gözüme çarpan ilk taşı aldım. Aramızda fazla bir mesafe yoktu. Denk gelmişti. Hemde tamm KAFASINA. Arkasından hiç lafımı esirgermiyim.
"Pezevenkk!" Diye bağırdım. Zuhahahha mal gibi kaldı. Iyi yaptım ama. Haketmişti değil mi?
Ben bu aptal düşüncelerle boğuşurken itin kopuğun dolaştığı bir sokağa girmişim. Hızla sokaktan çıkmaya çalışırken biri ellerimden sıkıca tutup duvara yapıştırdı.
Ardından piç smile yaptı. (yazarın burda kafası güzel :D) Yaklaştı iyice. Ben birilerinden yardım bekleyecek kızlardan değildim. Kendi işimi pekala halledebilirdim.
Anında kafayı gömdüm. Ve bingooo! Adam yerde küfürler edip burnunu tutuyor. Bende üstüne çıkıp (Fesatlaşmayın :D) yumruklamaya başladım. Sonra piç beni ittirip kaçtı.
Attığım kafadan olsa gerek başım dönüyordu ve gözlerim karardı. Bayılmadan önceki son kelimem ise SIÇTIN oldu ve ardından karanlığa hapsoldum.
Arkadaşlar kısa bir bölüm oldu. Hatalarım varsa kusura bakmayın. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin. Sizi seviyorum.