multi: Son Feci Bisiklet - Bu Kız
Gözlerimi açtığımda beyaz duvarla karşılaştım diyemicem çünkü bayıldığım yerde yatıyordum.
Hava kararmış sokak boşalmıştı. Telefonumdan saate bakmak üzare elimi cebime attım. Tabi ya telefonu evde unuttum.
Evin yolunu tuttum. Anahtarla kapıyı açtım. Zaten başka ne ile açabilirim ki ? Neyse. Eve girdiğimde ablamın mükemmel bir yemek hazırladığını gördüm. Masanın üzerinde bir not vardı. "Canım ben bu gece eve gelmeyeceğim. Manitanı çağır da mideniz bayram etsin. Ben hazırladım de haa .
NOT: bir dost. Iyi şanslar.
Canım ya. Iyi de bu benim manitam olduğunu nerden biliyor. Neyse pekte önemli değil. Telefonumu üst kattsn aldım ve Anıl'ı aradım." Anıl bize gel."diyip telefonu yüzüne kapattım. Üzerimi değiştirmek üzere üst kata gittim. Neden bizim evde asansör yerine merdiven var ya. Iki de bir merdiven çıkıp duruyorum. Vallahi bi gidişle 0 beden olacağım.
Hıhı olursun bebeğim olursun o da rüyanda.
Ya iç ses sen niye en boktan zamanlarda konuşuyosun sussana birazz. En sonunda dolabımın önüne geçtim. Öyle elbise falan giymemi beklemiyordunuz heralde. En sevdiğim siyah kuru kafalı pijamalarımı giydim. Kapı çaldı. Bir koşu aşağı inip kapıyı açtım. Kapıyı açınca birde ne göreyim! Anıl = karizma yani. Nasıl bir tiptir. Takım elbise giymiş. Sanki beni istemeye geldi ya. Tabi haliyle beni böyle görünce gülmeye başladı. Beklemediği bir anda yumruğu suratına geçirdim.
Hiçbir şey olmamış gibi "Kapıda kaldın canım içeri buyursana." Zoraki gülümsemesiyle " Tabi canım." Dedi. İçeri geçtik. Sofraya oturttum onu. Bende yemekleri koyup ona uzattım. Ağzına bir kaşık almıştı ki öksürmeye başladı. Ben rahat durur muyum? Onun tabağına acı pul biber dökmüştüm. Fazlasıyla.
Bne sofradan kalkıp " Anıl'cığım sen yemeğini ye masayı topla ben odamdayım işin bitince istersen gelirsin." Ağzı yarım metre açık kaldı. Cevap vermesini beklemeden odama çıktım.
Camı açtım. Soğuk rüzgar tenime çarpınca ürperdim. Sonra camın kenarına oturdum. Ben iç sesimle kavga ederken kapı açıldı. İçeri giren Anıl'dı. Bu sefer ağızımın açık kalma sırası bendeydi. " Ne o şaşırmış gibi görünüyosun." Salak ya tabi şaşırcam. "Ne çabuk yaptın sen işleri?" "Bu da benim süper gücüm." Süper güçmüş papucumun gücü. Konuşmamız sonlanınca yatağa atladı. Hayvan n'olucak. Bir süre sonra uyumuş olacağını umarak yanına kıvrıldım. Çok geçmeden uyumuşum.
Sabah kalktığımda Anıl hala uyuyordu. Bende fırsattan istifade duşa girdim. Üzerimi giyindim. Ne giydiğimi sorarsanız siyah pantolon ve kahverengi göbeği açık bol bir askılı tişört giydim. Altına da siyah kısa converse giydiğimde tamamdım. Saçlarımı ise fön çekip açık bıraktım.
Saçlarım fazla uzun değil ve sarıydı.
Anıl hala uyanmamıştı. Ben hiç rahat dururmuyum? Tabiki durmam. Mutfaktan bir bardak su alıp odama koştum. Anıl mışıl uyuyordu. Yanına usulca yaklaştım veeee bingoo! Su suratına çarpınca aldığı yüz ifadesi aşırı komikti. Ben kahkahalarla gülerken o bana sinirli sinirli bakıyodu. Ben hemen odadan kaçtım. Dışarı çıkıp merdivenlerde onu beklemeye başladım.
Geldiğinde hemen ayağı kalkıp okula doğru yürümeye başladık. Yol boyunca kimse tek kelime etmedi. Okula ilk ben sonra o girdi. Sınıfa girdim. Ders başladı. Ders boyunca Sena bana dik dik baktı. Bakışlarında ki o nefreti herkes görebilirdi. Korkutucuydu ama benim bakışlarım daha korkutucuydu. Ders bitti. Hoca gitti. Lavaboya gitmek üzere sıramdan kalktım. Kapıya yaklaştığımda ensemde ki ani bir acıyla yere yığıldım.
Arkadaşlar multiyle hikaye çok alakasız biliyorum ama birlikte okuyunca güzel oluyor. Eğer rahatsız olduğunuz bir şey varsa lütfen söyleyin. Hikaye hakkındaki düşünceleriniz benim için önemli. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Şimdiden teşekkürler.
Vatanımızın başı sağ olsun. Allah şehit yakınlarına sabır versin.
