Giriş Bölümü

811 61 22
                                    

Çocukların bir şeyleri anlayıp kavraması güç olur. Zihinlerinde bir düğüm misali sorunu çözmeye çalışırlar. Ama çalıştıkça düğüm daha da birbirine dolanır. Onlarda her çocuğun yaptığını yapar, pes eder. Ve o an Hermione olan biteni anlamaya çalışıyordu. Midesinde onu sürekli yumrukluyorlarmış gibi bir ağrı vardı.

"Ne yani? Gidiyor musun?" dedi sesi titrerken. Çocuğun gözlerinden olabildiğince kaçırdı gözlerini.

"Eşyalarımın toplanması için haber verildi. Ben, bende bilmiyordum Hermione..." diye mırıldandı. Kendisi de kız kadar çökmüştü. Bu iğrenç yeri güzelleştiren tek şey aralarında ki bağdı. Ve şuan bu bağ Draco'yu evlat edinen aile tarafından koparılıyordu.

Hermione 4, Draco ise bebekliğinden beri bu bok çukurundaydı. Burası aileleri yok olmuş kişilerin kaldığı sıradan bir yetimhaneden öteydi. Burada çocuklar mutlu edilmezdi. Onlara nereden geldikleri asla unutturulmazdı. Her gün bile bile acı çektirildi ki o derece berbat bir yerdi. Ama Hermione geldiğinde çocuk için umut doğmuştu. Onu ilk gördüğü an onun farklı olduğunu hissettiren bir şeyler olmuştu içinde. Ve içinde ki o his haklı çıkmıştı. Geldiği ilk günden beri kızı kendi koruması altına almış gibiydi. Ona gelen en ufak zararda kendi canı acır gibi hareket ediyordu. Kız ona hayran kesilmişti. Onu bu denli koruyan, seven biri daha önce hiç olmamıştı hayatında. Hermione içinde ki o karanlık boşluğu, sevilip korunma duygusunu Draco ile doldurmuş, Draco ise ilk defa merhamet görmüş, hayatında ilk defa derinden sevilerek içinde ki karanlığı bastırmıştı. Birbirini bu şekilde dengeleyen iki insanın ayrılması zordu. Çok zordu.

Kız daha fazla kendini tutamadı ve minik dudaklarından bir hıçkırık dökülmesine göz yumdu. Draco yumruklarını sıktı. 7 yıldır onu ağlatan herkese bunu misli misli ödetirken şuan onun ağlamasının sebebi kendisiydi. İçinden kendine lanetler, küfürler saydı.

"Hermione, ben orayı sevmemiş gibi davranabilirim. Beni götürdükleri yerle ilgili yalanlar söyleyebilirim. Seninle kalabilirim-,"

"Buna izin verir miyim sanıyorsun?!" kız gözlerini tek bir hareketle silerek sinirle çocuğun üstüne yürüdü.

"Birbirimize bir söz verdik Draco! Hangimizin ilk olacağının bir önemi yok, buradan kurtulmak için bir şans yakalayanımız arkasına bile bakmadan o şansı kullanacaktı. Ne olursa olsun. Sözünü tutacaksın..." kız çocuğa doğru adımlar attı ve aralarında ki yok denecek kadar az olan o mesafeyi de kapadı. Minik ellerini çocuğun yanaklarına koydu ve devam etti,

"Buradan çıkacaksın ve bizim için aileni çok seveceksin. Orada güzel yaşayacaksın. Ve sana söz veriyorum sonra da ben geleceğim. Yanına geleceğim ve hiçbir şey bozulmamış gibi devam edeceğiz. Sen ve ben bu konuşmayı hiç yapmamışız gibi devam edeceğiz. Bir anlığına gözünü kapayıp beni göremediğin zamanlarda ki gibi olacak ayrılığımız..." ellerini çekti ve çocuğun yanaklarına birer öpücük kondurdu.

"O kadar kısa sürecek ve hiçbir şey değişmeyecek. Birbirimizi hep seveceğiz ve koruyacağız." diye fısıldadı. Çocuğun içi bir nebze olsun rahatladı. Verdiği sözü tutmak zorundaydı çünkü kız sözünü tutmayanlardan nefret ederdi.

Son kez kahverengiler griler ile buluştu. Ve çocuk çantasını sürükleyerek kaybolurken kız içinde ki umut ile yapayalnız kaldı.

hikayeye bir flashback ile giriş yapmak istedim ki ilk bölümde olayların nereden geldiğini anlayın diye,

bir dramione hikayesi yazma isteği çok fazla var bende ve kurgu güzel diye düşünüyorum...umarım beğenirsiniz

Orphanage » dramione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin