Hemen eve gidip kombini baş köşeme astım. Giyebileceğim günler için sabırsızlanıyordum. Şimdilik eski kıyafetlerime dönüş zamanıydı saat öğleden sonra 5 civarına geliyordu.
Aldığım makyaj malzemelerini uygulama zamanıydı. Paketleri içimi açmaya ve kendimi özel hissetmeye başlamama yetmisti bile. Hemen ilk önce yüzüme hafif pudra sürdükten sonra bir rümel ve parlatıcıyla tamamladım.
O sırada telefonum çaldı. Aşkım yazıyordu. Hemen hevesli bir şekilde açtım. Fakat olan olmuştu işte. Aylardır kendime sorduğum soru yüzüme bir kaya parçası gibi çarpmıştı. Ayrılmak istediğini söylemişti , hemde nedensiz bir şekilde. Cevap vermeden telefonu yüzüne kapattım şoktaydım ve verecek cevabım yoktu. Telefon bir kaç defa daha çaldıktan sonra sustu. Bütün hevesim kırılmıştı. Altın kurallar defterimde bu duruma uygun bir şey var mı diye karıştırmaya başladım. Son sayfalara geldiğimde buna uygun bişiy olduğunu düşündüğüm madde karşıma çıktı.
Altın kural: seni üzecek biri olursa karşında , ona inat değiştir kendini ve eğer olurda pes edersen şunu hatırlat kendine pişman olduğunda ve seni o halinle gördüğünde kafasını duvarlara vuracak.
Haklıydı. Pişman etmeliydim. Bir kadın kendine inandığı sürece hiçbir şey engel olamazdı değil mi ?Gözümden akan birkaç damla yaşı silip bu durumu atlatmak üzere sahile inmek için hazırlandım. Kendime dipnot olarak hatırlattım açık havaya çıkmak beynimizi daha çok çalıştırarak mantık tarafımızı yoğunlaştırırmış duygularımızla o yüzden açık havada daha çok başa çıkabilme potansiyelimiz varmış. Bunu öğrendiğim günden beri her kötü anımda dışarı atarım kendimi. Evde kalıp üzerinde düşünmenin bir yararı olmadığını öğreneli çok oldu.
Merdivenlerden inerken birisi arkamdan Deniz diye seslendi. Arkamı tam döndüğümde 1.80 boylarında esmer bir gencin bana seslendiğini gördüm. Kafamdan yaş analizi yaptığımda benim yaşlarımda olma olasılığının yüzde doksan dokuz nokta dokuz olduğunu anladım. Çok vakit geçirmeden tam efendim dicektim ki küçük bir kız çocuğu benden önce davranıp efendim abi dedi. Rezil olduğumu çaktırmadan hemen daha hızlı adımlarla merdivenlerden indim. Kendime sövmeye başladım. Bir yandanda o çocuğun bizim siteye ne zaman taşındığını tartmaya çalışıyordum. Son zamanlarda gerçekten körelmiştim.
Düşüncelere dalmış yürürken karşı sokaktaki dondurmacının önünde durduğumu fark ettim. Çocukken burdan dondurma almak için annemleri ikna etmeye çalışırdım fakat şuan 21 yaşına girmiş bir kız olarak o günlere dönmek benim için çok zordu. Annemle babam emekli olduktan sonra memlekete yerleşmişlerdi. Benim üniversite hayalim onların yanında olmama engel olmuştu. Burdan dondurma almak istesemde kilo verme konusunda kendime ciddi olduğumu hatırlattım. Hem kombinimi giymek için hemde eski sevgilim olucak insana neyi kaybettiğini göstermek için.
O anda telefonum titredi mesaj kutusuna girdiğimde Aşkım kişisinden geldiğini gördüm. Adını değistirmeyi unutmuştum , doğrusu değistirememistim. Mesajı okumadan önce bir banka yerleştim. Mesajı açtım
Deniz seni üzdüğüm için özür dilerim. Telefonlarımı açmadığın için sana bunları buradan söylemek durumundayım. Yaşadığımız her an benim için özeldi umarım senin içinde özel olmuştur. Fakat ben bitirmek istiyorum artık eskisi gibi hissedemiyorum. Üzgünüm ... Buğra
Kendimi tekrar berbat hissetmeye başlamıştım , benim kibar sevgilim ayrılırken bile beni üzmemek için özel olduğumu vurgulamıştı.
Hemen eve gidip uyumak istediğimi anladım. Sorunlarla yarın yüzleşebilirdim. Bugün uyuyarak kaçmalıydım. Hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım , ağlamaktan etrafı bulanık görüyordum. Binanın önüne geldiğimde anahtarlarımı bulmak için çantama uzanmıştım. O sırada tanıdık bir ses mendil uzatmıştı
"iyi misin ?"
Ah rezil olduğum çocuk hayır kötüyüm demek istesemde iyiyim demekle yetindim.
"İstersen derdini anlatabileceğin bir arkadaş olabilirim şu köşedeki banka oturalım hadi gel. "
Ben o şokla yüzüne bakarken ayaklarımı onu takip ederken buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ BİR BEN YENİ BİR SEN
Teen Fiction"Dünyayı değiştiremiyorsan,dünyanı değiştirirsin."