Evet. Ben Ezgi. 25 yaşındayım.
Her ne kadar tatlı şirin bir kız olsam da, kavga benim diğer adım olur. Futbol oynamaya ve erkek ürünleri kullanmaya bayılırım. Biliyorum şuan garip bir insan olduğumu düşünüyosunuz ama kendim olmayı seviyorum.Her neyse gün geçtikçe tanıtırım kendimi sizlere. Şimdi alışmam gereken bir hayatım var.
Annemin vefatından sonra 'çok sevgili' babama ve yeni karısına dayanamayacağımdan İzmir'e yerleştim. Az önce taksiden indim ve şuan yeni evime doğru yürüyorum.
Kapıyı açtım ve içeri girdim. Güzel dizayn edilmişti. Ev ne çok büyük ne de çok küçüktü. Tek yaşayacak bir insana yeter de artar.
Yavaşça içeri ilerledim ve kapıyı kapattım. Çantamı ve bavullarımı alarak üst kata çıktım. Herhangi bir kapıyı yatak odası umuduyla açtım. Hah doğru tahmin.
Yatak odasına girdim ve bavullarımı yerleştirmeye başladım.
1 bavulum vardı. Çok fazla kıyafet almamıştım. Alış veriş yapmayı sevdiğim için burda halledebilirim diye tek bavulla geldim.Zaten 1 bavulum olduğu için çabucak işimi bitirmiştim ve iş bakmaya başlamıştım.
Evet babam her ne kadar bana para gönderecek olsada, meslek sahibi olmak istiyordum. En büyük hayalim buydu çünkü.
Bilgisayardan hastanelere başvuru formu göndermiştim. Aslında kendi işimin patronu olmak isterdim ama bunun için çok erken. Bu yüzden özel bir hastanede Psikolog olmakla başlamalıydım.
Her neyse biraz bilgisayarda vakit geçirdikten sonra uyumaya karar verdim. Ve kısa bir duşun ardından kendimi yatağıma bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ ~
Teen Fiction-Haha çok komiksin. Sen beni gerçekten evladın olarak görüyomusun ya? Şahsen ben seni anneme ilk şiddet gösterdiğin günden beri babam olarak görmüyorum da. Naparsan yap Akın Yılmazer, ama unutma. Yaptıklarının bedelini ödersin!