4.Bölüm - (İlk Karşılaşma)

435 101 57
                                    




Umut'un dili tutulmuştu sanki. Ne diyeceğini bilemiyordu. Martin onu iki kolundan tutup sarstı.

"Söyle! Kardeşime ne oldu?"

"Kaçırıldı... Özür dilerim. Özür dilerim..." dedi Umut yere bakarak art arda. Umut'un dediklerini duyunca  şimdi daha çok sarılıyordu anne babalar çocuklarına, korumak istercesine.

Martin Umut'u bıraktı, gözleri sonuna kadar açılmış ve büyümüştü.

"Lanet olsun!.. Nasıl kaybettiniz küçücük çocuğu ha?" dedi. Etrafındaki bakıcılar ve koruyuculara bakarak. Umut ne diyeceğini bilemiyordu. Martin Umut'a döndü tekrar.

  "Onu sana emanet etmiştim." dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. O an Martin'in anne ve babası öğrenmişti ve feryat etmeye başladılar. Umut sadece yere bakıyordu.

"Onun suçu yok Martin." diyerek çıkageldi Rachel.

"Kardeşim Chris ile Eva her zamanki yaramazlıklarını yapıyorlardı. Bakıcıları Anna'ydı, Anna uyuyunca çadırdan kaçmışlar. Hem o gün Umut'un kampta nöbet günü değildi. O nöbette olsa emin ol Eva ile özel olarak ilgilenirdi Martin. Sonuçta Umut bir avcı, bakıcılar gibi her an yanında da olamazdı."

Martin'in gözü Rachel'ın elini tutan kardeşi Chris'e ilişti. Çok korktuğu her yerinden belli olan bu sarışın tatlı çocuk gözünden yaş damlayarak Martin'e bakıyordu.

"Peki ya Chris? O nasıl kurtuldu ?"

"Çocukların kayıp olduğunu öğrenince aramaya gittik. Chris'i bulduk ama Eva ortalarda yoktu. Aradık ama bulamadık." dedi Rachel ve yüzü daha da asıldı.

"Chris'in anlattığına göre onu kaçırmışlar. Gökten bir ışığın geldiğini, sonra o ışıktan inenlerin onlarını kovaladığını söyledi... Kardeşim de saklanarak canını zor kurtarmış." diye devam etti.

Bağrışmaları duyan Gerald Holtom yanlarına geldi ve Chris'i kucağına aldı.

"Durun,sakin olun. Mahatma bana neler olduğunu anlattı. Bu konuyu detaylı bir şekilde araştırıp onu bulmaya çalışacağız." dedi.

"Bana palavra anlatma!" dedi Martin sert bir çıkışla.

"Hangi kaçırılan kişi için bir şey yaptınız?.. Tek yaptığınız oturmak. Kimseyi bulamadınız, hatta bulmaya bile yaklaşamadınız. Daha kim olduklarını bile bilmiyorsunuz!"

Bay Holtom şaşırmıştı ne diyeceğini bilemiyordu, yere baktı. Cevap vermedi.

"Martin! Acını anlıyorum ama lütfen babamla bu şekilde konuşma. O bu şehrin yöneticisi. Elinden geleni yapıyor, bu olanlar onun suçu değil. Lütfen..." dedi Rachel yalvarırcasına.

Martin arkasını döndü ve 4. sokağa doğru koşmaya başladı. Çok üzgün görünüyordu. Umut'ta arkasından koşmaya başladı

"Martin dur!" diye bağırdı.

Umut onu ilk defa bu şekilde görmüştü. Peşinden koştu ama ona yetişemedi. Martin atik bir gençti, 20 yaşındaki birine göre de oldukça güçlüydü. Umut en son onu sokağın sonundaki nehre kadar takip edebildi. Martin nehre doğru koştu, Umut çok arkasında kalmıştı. Şehir sakinlerinin yaptığı tahta köprüden geçti ve sık ağaçların arasında gözden kayboldu. Umut şaşkın şaşkın arkasından bakıyordu. Bu yolun sonunda surlar yoktu. Şehrin bu bölümünden nehir geçtiği için gerek duymamışlardı. Geceleri bu köprü tehlikelere karşı iple nehrin üzerinden çekiliyordu.

SAHİPLER : Karşılaşma (1.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin