14.Bölüm - (Merkez Binası)

194 51 14
                                    


"Yorucu olmadığına emin misin dostum?"

"Taşları vagonlara atarken eğildiğim için biraz yaralarım acıyor o kadar, bana ağır işler vız gelir biliyorsun." dedi Martin yemeğini yerken Umut'a.

"Keşke bende senin kadar kalıplı ve güçlü olabilseydim Martin, bu işler beni çok yoruyor." dedi Nagasaki araya girerek.

"Merak etme dostum, buradan yakında kurtulacağız. Şimdi yemeğini ye ve enerjini topla."

Umut, Martin ve Nagasaki öğle arasında kavurucu güneşin en tepede olduğu zamanda kızgın bir tava gibi olan toprağın üzerinde yemeklerini yiyorlardı. Martin ikinci iş gününde maske takmak ve ara ara ağrıyan yarası ile çalışmak dışında zorlanmamıştı, onu en çok zorlayan burada karın tokluğuna zorla hayvan gibi çalıştırılmaktı.

"Hepinize afiyet olsun." diyerek elindeki metal tabldotuyla çıka geldi Edmond Faria ve yanlarına oturdu.

"Nasılsın Martin? İşe alışabildin mi?"

"Alıştım sayılır, şu maskeleri takmasak daha iyi olacak."

"Anlıyorum. Her yeni gelenin genel sorunu bu, açık havada yaşamaya alışmış canlıları mezar gibi havasız bir yerde çalıştırmak büyük vicdansızlık." dedi Edmond Faria kaşlarını çatarak ve devam etti.

"Eğer buradan kaçabilirsek daha sonra bizlere katılır mısınız?"

"Katılmak?" dedi Umut içtiği suyu yarıda bırakarak.

"Bu pisliklerin sadece burada yapılanması yok, dünyanın bir çok yerine yayılmış durumdalar.Biz buradan kaçmayı başarsak bile başka birileri, başka bir yerde bu pislikler tarafından yakalanıp köle edilecekler. En sonunda tüm dünyayı ele geçirip, sanki kendi mallarıymış gibi bizlere ve dünyaya hükmedecekler. Ailenizi, arkadaşlarınızı, sevdiklerinizi önemsiyorsanız bizlere katılın ve dünyamız için savaşalım."

"Eğer kaçabilirsek büyük bir zevkle." dedi Martin hiç düşünmeden.

"A.. Ama Martin, şiddet çözüm değildir. Mahatma dedenin dediklerini hatırla , yetiştiriliş tarzımızı hatırla. Bi.. Bizler insanlara zarar vermeyiz, silah kullanmayız, gerekmedikçe savaşmayız." dedi Nagasaki sitem ederek.

"Ama şimdi gerekiyor Nagasaki. Sevdiklerimize zarar veren bu adamlara çiçek verecek halimiz yok, buradan kaçtıktan sonra bizlere yaptıklarını unutacak da değilim. Yaptıkları her şeyin intikamını alacağım!"

Nagasaki Martin'den aldığı sert cevap karşısında başını yere eğmişti. Martin'i çok sevdiği için tehlikeli işler peşinden koşmasını istemiyordu. Onlara küçüklükten beri öğretilen doğaya ve insana saygı ama en önemlisi barış olgusunu unutmamıştı. Arkadaşlarının bu değerleri bu kadar çabuk terk etmesine şaşırıyordu.

Nagasaki'nin üzüldüğünü anlayan Edmond elini onun sırtına koydu ve konuşmaya başladı.

"Nagasaki... Sen çok temiz kalpli ve iyi bir insansın, bunu takdir ediyorum. Ama sorun şu ki bu acımasız dünyada herkes senin kadar iyi değil. Sana tokat atana diğer yanağını dönersen o kişi bir gün seni öldürmekten çekinmez.

Vahşi bir dünyada yaşıyoruz ve bu hep böyle olacak, insanlar hayatları boyunca savaştılar ve savaşmaya devam edecekler. Eğer onları durdurmazsak senin o barış ve iyilik dolu şehrini yerle bir edecekler. Şehrindeki herkesi kaçırıp kendi köleleri yaptıklarında barış ve sevgi denilen şeylerin insanın lügatında sadece anlamsız iki kelime olduğunu anlarsın. Kendin için olmasa bile sevdiklerin ve yuvamız olan dünya için savaşmak zorundasın."

SAHİPLER : Karşılaşma (1.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin