1 yeni hayat

4 0 0
                                    

Ben Dünya. Lise iki öğrencisiyim. 18 yaşındayım. Önceki okulum ortaokulla lise birleşikti bende oradan devam etmiştim ama geçen sene yapılan bir haksızlıkla beni okuldan attılar. Dolabıma gelecek sınavın cevap anahtarını koyup müdür yardımcısına söylemişlerdi.
Annem öldü, daha doğrusu babam öldürdü. Ben annemi hatırlamam 1 yaşındayken öldürmüş babam. Anne sevgisi ne bilmem?
16 yaşıma kadar teyzem büyüttü beni bana anneliği o öğretti. İş için yurtdışına çıkması gerekti benide almak istedi ama ben gitmedim. Annemden kalan mirasla küçük bana göre bir ev tuttum ve teyzemden aldığım birkaç eşyayla düzenimi kurdum. Açıkcası öyle yuvarlanıp gidiyorum zaten halamın kitapçısında çalışıyordum teyzemin evine çok yakındı.Yeni evime geçtiğimden beri beni karşı kaldırımda gece biri gözetliyo bir tür sapık. Kaç kere bağırdım bir şeyler fırlattım ama hiç cevap ve tepki yok. Sadece uyuyacağımda bana el sallar ve gitmemi işaret eder. Gölgede oturup ve siyah kıyafetler giydiğinden pek göremiyorum ama kolunu kaplayan bir dövmesi var. Kirli sakalı, uzun boyu ve kasları vardı.  Onu düşünmeyi bıraktım. En azından adını söyleseydi düşüncelerimde boğuluyodum. Yarın yeni okulumun ilk günü ve erken yattım.





Sabah 7:20'de uyandım okul 8'de başlıyodu. Hemen duşa attım kendimi çilekli şampuanımla yıkandım. Banyo ile ilgili işlerim bitince dolabımın karşısına geçtim, okul serbest kıyafetti ve benimde pek kıyafetim yoktu. Paramı kitaplara yatırırdım. Siyah omuzlarımı açıkta bırakan salaş tişört ve siyah sıkı bi tayt giydim pek renkli kıyafetlerim yoktu. Kişiliğimi yansıtmayı severdim giysilerime. Koyu gri çantama defter , kalem, silgi ve cüzdanımı attım sonra aynanın karşısına geçtim siyah göz kalemini sürdüm saçlarım kalçama kadar geliyodu makyaj anlayışım göz kalemi o kadar saçlarımı bile taramamıştım. Yüz hatlarım sert bir kişilik olduğu için içimdeki duyguyu asla yansıtamadım ve elmacık kemiğim vardı küçükken onlara belediye çukuru derdim hâlâda nefret ederim. Mufağa geçtim omlet yapıp hızlıca yedim ve saate bakmayı anca akıl ettim 7:49 oha! Okul bir sokak ötedeydi. Evden uçarak çıktım. Anca elime ceketimi almıştım. Hızlıca ceket giyip aynı anda merdivenleri yardırarak iniyordum. Kapıcıya selam verip kapıdan çıktım ve soğuk hava bedenimle buluştu. Yüzüme çarparken saçlarımı geriye itiyor ve koşmama yardım ediyodu.


Okula 5 dakika kala müdürün odasına gelmiştim. Bugünün nöbetçi öğrencisi beni sınıfıma çıkardı 10-A sınıflar zeka düzeyine göreydi. Bende çok çalışkan değildim ama derslerle ilgili bir sıkıntım olmadı hiç. Sınıfa yeni öğretmen girmişti çünkü öğrenciler ayaktaydı. E ben sınıfa girince tüm gözler bana döndü. Kahretsin! En nefret ettiğim şey benim odak noktası olmam. Öğretmen kadındı, yeni beyazlamaya başlayan saçları ve balık etli olmadıydı. Kadın "Eee yeni öğrenci geldiğne göre yer değişikliği yapabiliriz!" Herkes öfledi püfledi kadın bir isimler saydı falan fazla dinlemiyordum en son benim adım geçince. "Dünya kızım iyi birine benziyosun şu şaklabanın yanına geç." Kim olduğuna bakmamla şoka uğradım bu çocuğu bir yerden gözüm ısırıyordu ama fazlasıyla. Kumral dağınık saçları, kaslı vücudu, kolunda olan dövmesi, okyanus mavi gözü, benimkindende sert yüz hatları, ifadesiz bakışı ve buğday teni. Tehlikeli bir tipe benziyordu. Uzak durulacak biri. Ölümcül bakışlarıyla beni süzüyordu. Bende çekinerekde olsa yanına oturdum ve ceketimi arkadaki askılığa taktım. En arka sırada oturuyorduk. Ders başlamıştı. Pür dikkat dersi dinliyordum. Fizik dersiydi. Soruların çoğuna cevap veriyordum. Yanımdaki Baran adlı çocuk bana bakıyordu. Adını masaya kazımıştı oradan okudum. Öğretmen " Yarın sınav küçük sınav yapıcam sizi."dedi. İkinci günden mi?

Teneffüs zili çalınca Baran "Demek o kadarda zekisin."dedi
"Anlamadım."dedim çekinerek gerçektende anlamamıştım.
"Sert tavrına görede baya zekisin."
"Sen değil misin?"
"Ben dahiyim."dediğinde gülme geldi bi.
"Yarınki sınavda iyi yapan kazansın."dedim.
"Peki de neyine giricez?"
"Kitapçıda çalışıyorum kitap getirebilirim?"
"Sıkıcı. Hemde çalışıyosun ooo. Benimle yatarsın?"dedi ve söylediğinde ciddiydi.
"Oha be ne sandın lan sen beni oradan bakınca fahişe gibi mi duruyorum unut gittsin iddaayı?" Çıkışıma şaşırmıştı tamam ani olmuştu ama beni iğrenerek baktığım birinin yerine koyuyodu.
"Tamam tamam kazanan belirlesin."
"Abartmak yok ama."dedim
"Çekilde çete beni bekliyo okulda sadece sen mi varsın?"
"Ukala"dedim arkasından
Kafamı sıraya gömüp uyudum. Dersin yarısında uyandım ve göz göze geldik. Sıçıyım!
"Güzel uyudun mu?"
"Evet de hocam özür dilerim gece kitapçıdan geç çıktım."
"Ne kitapçısı kızım?"
"Okuldan sonra kitapçıda çalışıyorum."
"Hee anlat bakalım sana sormadık tabi kimsin sen?"
"Ben Gece Soydan. Önceki okulumda üstüme atılan suç yüzünden atıldım... Bir sokak ötede küçük yaşadığım bir evim var."
"Ailen nerde?" Ne diyim bu soruya daha önce çok yaşadım bu anı yanağımdan sesizce bir yaş döküldü.
"Yok"diyebildim göz yaşlarım biraz daha arttı beni bu okulumda da katilin kızı diye anılmak istemem babamın annemi öldürmesini anlatmıycaktım.
"Ne demek yok?"
"Lütfen üstelemeyin annem öldü babam.....babam" ilk defa sert ifademi kaldırmak zorunda kaldım ve ağlamaya başladım ve koşarak sınıftan çıktım. Öğretmenin arkamdan "Noldu buna" dediğini duydum. Tuvalette sessizce ağlamaya başladım Kahretsinki babam annemi ÖLDÜRDÜ. Hep bi anne hasretiyle büyüdüm tamam teyzem ve halam vardı ama asla anne olamaz onlar. Anneler gününde resim yapmaz ağlardım babalar gününde daha çok ağlardım küçükken içimde kopan fırtınalar hâlâ dinmedi. Beynim alabora olmuştu. Tuvalete sınıftan Yasemin isimli kız geldi herhalde hoca gönderdi. Yasemin geldi ve yanıma çöktü.
"Noldu Dünya?"
"Boşver"
"Bana anlatabilirsin inan kimseye söylemem zaten benimde arkadaşa ihtiyacım vardı." Öyle güven dolu konuştuki. Anlatmak istedim benim çok geniş bir çevrem yok ama bir tane arkadaş şansı gelmişken bunu geri itmek istemem. Ağzımdan sadece iki kelime çıktı.
"Babam öldürdü."gözümü yere kitlemiştim. Yasemin anlamış olucakki bana sıkıca sarıldı.

Daha sonra sınıfa gittik kapıyı açmadan önce derin bir nefes alarak açtım ve yine gözler üzerimde. Yere bakarak ilerlemeye başladım. Baran bana bakmıyordu bu beni rahatlattı ama gözlerinde acının olduğunu görmüştüm okyanus mavisi gözleri biraz koyulaşmıştı İçimdeki sessizlik hayra alamet değildi. Kopan fırtınalrı dindiremiyor daha çok kızdırıp büyümelerini sağlıyordum. Kendimden bir kere daha nefret ettim. Yaşadıklarım zordu bunu üstesinden gelmiştim zaten teyzem zoru ile psikiatriste gitmiştim kadın beni anlamamıştı ve bende kendi çözümümü bulmaya başladım hâlada arıyorum. Ben güçlü gözükmeye çalışıyordum ama yapamıyordum daha çok çabalıyordum ve elime hiçbir şey geçmiyordu sadece kocaman bir hiç....

Dersler ilerlerken Yasemin ile baya kanka olmuştuk. Çok çocuksuydu vampirlere inanıyomuş. Baran ise tüm tenefüslerde kendi çetesiyleydi ve her zaman farklı kız oluyorsu kucağında bu ondan iğrenmeme sebep olmuştu. En son kitapçıda da mesaim bitti ve eve gittim. Kendimi yatağa attım ve tavanı izlemeye başladım. Balkonda çıktığımda yine kaldırım köşesine oturmuş beni izliyordu bana el sallayınca tebessüm ettim anladımki saat 9 ve yatağa yattım kâbus dolu rüyalar beni bekliyordu.

Unutulan DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin